Balkanların başkenti BAYRAMPAŞA

KÖŞE YAZARLARI

Cemil SAĞLAM
Bayrampaşa'nın sıcak yüzü: Kaymakam Çiftçi Naser ŞİMŞEK
İstanbul nimet nimet... Muhammed SANCAKTAR
Gençlik, boykot ve büyük oyun Bekir Taner ATEŞ
Enflasyon-2 Seda Türkoğlu ÇAM
Bayrampaşa’da hizmetle geçen 1 yıl Leyla ALTINTAŞ
Boyun tutulmaları Eda Yıldız KARADAĞ
Meslektaş rekabeti mi, meslek ahlakı mı? Ceyda BAĞCI
Okul öncesi dönem beyin gelişiminin kritik dönemi midir? Av. Ali KAHRAMAN
Gençlik Muammer KÜTÜK
Bayrampaşa’daki Kentsel Dönüşüm sahası savaş alanı gibi Fatih ŞENGÜLER
Doğum yardımı yönetmeliği: 60 ay boyunca 5.000 TL Mustafa SÖNMEZ
Sade suya tirit Necmettin SÖNMEZ
Savaşsız Orta Doğu Sadık KAHRAMAN
Sokak çağrıları ve Cunta suçlamaları Rafet ULUTÜRK
Avrupa’nın vicdanı Saraybosna’da gömüldü İbrahim GÜLLE
İmplant dosyası-2: İmplant nedir? Nasıl üretilir? Latif ALBAYRAK
Yatırımcı psikolojisi İlyas ÇAĞLAYAN
23 Nisan tüm dünya çocuklarına Ercan GÜL
Fair play ve ahlak Ümit ALBAYRAK
İnişler, çıkışlar, umutlar... Can Kaan SAĞLAM
Spor ahlakı

BALKANLARIN BAŞKENTİ BAYRAMPAŞA

* Türkiye dışında ülke düşünün, çay içmek için oturduğunuz dükkânın sahibi sizi Türkçe karşılayacak. Gezdiğiniz sokaklar, yediğiniz yemekler bizden olacak. Balkanlar'da hangi ülkeye giderseniz gidin hep tanıdık bir şeyler karşınıza çıkacak...

* Biz, kökü aynı, dalları ayrılmaz, aynı suya ihtiyaç duyan koca bir çınar ağacı gibiyiz. Bayrampaşa Belediyesi'nin Bereket Konvoyu projesi ile bu akrabalık bağları giderek güçlenirken, kardeşliğin önündeki tüm sınırlar kaldırılıyor...

* Yüzyıllık hasretleri vuslata dönüştüren Kardeşlik Sınır Tanımaz projesinin sığ ve basit siyasi polemiklere hapsedilmek istenmesi, 14 yıldır başarıyla yürütülen anlamı ve etkisi yüksek projenin itibarsızlaştırılmaya çalışılması, kelimenin tam anlamıyla talihsizliktir...

1299 yılında kurulup, 1918’e kadar varlığını sürdüren Osmanlı İmparatorluğu bu süre zarfında Balkanlar, Anadolu, Kafkasya, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Karadeniz ve Akdeniz coğrafyalarında hüküm sürdü. Balkanlar'da yüzyıllar boyunca süren Osmanlı hakimiyeti, siyaset, iktisat, kültür, din, toplum gibi alanlarda bölgeyi derinden etkiledi. Yıllar geçtikte yurtlarından sürgün edilen birçok Balkan göçmeni, Türkiye'nin birçok yerine göç etmek zorunda bırakıldı. Ülkemizin birçok yerinde bulunan Balkan göçmenlerinin en yoğun olarak yaşadığı yerlerden biri de Bayrampaşa'dır. İlçenin neredeyse dörtte ikilik bölümü Balkan göçmenlerinden oluşurken, Bayrampaşa yıllardan beri adeta Balkanların başkenti olarak görülüyor.

BÜYÜKLERİMİZİN ACIKLI HİKAYELERİ...

Henüz 5-6 yaşlarındayken büyük dedemler ve ninemlerden, Balkanlarla ilgili anılarını duymuş ve gözyaşlarına tanık olmuştum.

Dedemler henüz çocuk yaşta göçe zorlanmış ve Balkanlar’dan Trakya’ya gelmişti. Oldukça çileli yılların ardından evlenmiş ve çocukları olmuştu. Büyük dedem ilk fırsatta da akrabalarını görmek için doğduğu topraklara gitmeyi istediğini anlatıyordu ama ömrü ona yetmedi. Bizi şakaları ile her zaman güldüren ve yüzünden gülücükler eksik olmayan büyüklerimizin göç etmek zorunda kaldıkları toprakları özlediklerini, ailelerini geride bırakarak kaçarçasına Türkiye'ye gelmelerini hıçkıra hıçkıra ağlayarak anlatması gözlerimin önünden hiç gitmez.

Zihnime kazınan bu hatıralar Balkanlara her gidişimde tekrar tekrar gözümde canlanır. Doğduğu ülkede çalışmak ve üretmekten başka hiçbir amacı olmayan Balkan Türkleri, yıllarca çok büyük çilelere mahkum edildiler. Büyük dedelerimiz, bulundukları yerlerde karşılaştıkları zulümden dolayı herşeylerini bırakıp Türkiye’ye göç etmişlerdi. Bu göç dalgası 1990’lı yıllara kadar devam etmiştir. Hala, parçalanmış nice ailenin hikayeleri dilden dile anlatılmaktadır.

AH BALKANLAR AH...

Mostar Köprüsü, Koca Yusuf, Tuna Nehri, Alaca Camii, Prizrenli Suzi, Plevne, Deliorman, Üsküp, Vardar, Bosna, Sevdalinka, Boşnak böreği, Gül Şurubu, Trileçe ve daha neler neler... Balkanlar deyince bir çırpıda aklıma ilk gelenler bunlar. Türkiye topraklarının yaklaşık yüzde 5’ini oluşturan Doğu Trakya bölgesi Balkan coğrafyası içinde yer almaktadır. Dolayısıyla, coğrafi açıdan Türkiye bir Balkan ülkesidir. Ama bundan daha önemlisi, Türkiye Cumhuriyeti yaklaşık 550 yıl Balkanlar’da hüküm sürmüş olan Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasını taşımaktadır ve kurulduğu tarihten itibaren yüzünü Batıya dönmüştür.

Balkanlar dört temel faktörden dolayı Türkiye için önemlidir. Birincisi tarihsel bağlar, ikincisi Türkiye’de yaşayan Balkan kökenli nüfus, üçüncüsü Balkanlar’daki Türk ve Müslüman topluluklar ve dördüncü ve sonuncusu ise bölgenin jeopolitik konumu. Bu dört faktör hem Balkanlar bölgesini Türkiye için önemli kılıyor hem de Türkiye’nin bölge devletleri ve halkları ile olan ilişkilerini yakından etkiliyor.

TÜRKİYE MAZLUMLARIN YANINDA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın büyük çabası ile Türkiye; dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi Balkanlardaki insanlarımıza da el uzatıyor. Nerede bir mazlum varsa, nerede hakkı yenilen varsa, nerede zulüm gören varsa el uzatan Türkiye, sıkıntı yaşayan herkesin yanında, sofrasında ve artık kalbinde… Bu toprakların insanları, aynı yemek yemeden tutun da davranışlarına kadar aynı iletişim dilini kullanıyor, aynı şeylere ağlıyor, aynı şeylere gülüyor… Bosna halkı Srebrenitsa'ya ağladığında biz de ağladık, bizim de kalbimize ateş düştü... Bulgaristan'daki zulümden kaçanlara da Türkiye kucak açtı. Bayrampaşa'da yaşayan Balkan göçmenleri oradaki soydaşlarımızı hiçbir zaman unutmadı ve unutmadığını da her zaman gösterdi.

Balkan topraklarından burası nasıl görünüyor diye sorarsanız; Türkiye onların anavatanı, atası, nefes aldıkları topraklar, güvendikleri bir ülke. Kısaca Türkiye, Balkan topraklarındaki insanlarımızla beraber olmaya, onların dertlerini dert edinmeye, üzüntülerine ortak olmaya, yaralarına merhem olmaya çalışıyor.

BALKANLAR’DA 14 YILDIR BEREKET SOFRALARI KURULUYOR

Medeniyetimizin bir parçası olan Balkan topraklarında yaşayan kardeşlerimiz ile ayrılmayan, kopmayan gönül bağlarımız var. Biz bu bağları yıllardan beri kararlılıkla sürdürüyoruz. İşte bu gönül bağlarıyla Ramazan ayında gönül sofraları kuruluyor.

"Kardeşlik Sınır Tanımaz" sloganıyla ilk kez 2005 yılında Balkan ülkelerinde gönül sofraları kurmak için yola çıkan Bayrampaşa Belediyesi'nin Bereket Konvoyu, bu yıl 14. kez Balkan yollarına düştü. Bereket Konvoyu, kardeşliğin ve dostluğun önündeki tüm sınırları kaldırarak, yeniden Balkanlardaki ülkeleri dolaştı. Ramazan ayından bir gün önce 14. kez Bayrampaşa'dan yola çıkan Bereket Konvoyu, 3 TIR, 3 minibüs, 2 otobüs, bir otomobil, bir canlı yayın aracı ve 80 kişilik gönüllü ekipten oluşuyor. Malzemeler iftar düzenlenen ülkeden temin ediliyor, ancak tüm yemekler kafilenin aşçıları tarafından TIR'ın içindeki mutfakta hazırlanıyor. Konvoyun Yunanistan'dan başlayan yolculuğu 8 Balkan ülkesinde 19 noktada düzenlenen iftarların ardından arefe günü İstanbul'da son buldu.

Ramazan boyunca Balkanları karış karış gezerek iftar sofraları kuran Bereket Konvoyu, ilk iftar sofrasını 16 Mayıs Çarşamba akşamı Yunanistan Gümülcine'de kurdu. Bereket Konvoyu, sırasıyla Bulgaristan, Sırbistan, Bosna-Hersek, Karadağ, Kosova, Arnavutluk, Makedonya ve Yunanistan olmak üzere toplam 8 Balkan ülkesinin farklı şehirlerinde yaklaşık 100 bin kişiyi kurduğu iftar ve kültür sofralarında bir araya getirdi. Müslümanların yoğun ilgi gösterdiği ve basının da yakından takip ettiği iftar programlarına Bayrampaşa Belediye Başkanı Atila Aydıner’in yanı sıra siyasetçiler, bürokratlar, din adamları, sanatçılar, STK temsilcileri ile çok sayıda kişi katıldı.

Balkanlar’daki kardeşlik iftarlarında; Kur’an-ı Kerim okundu, ilahiler söylendi, yöresel halk oyunları sergilendi. Vatandaşlara iftar menüsünün yanında lokma tatlısı ve Osmanlı macunu ikram edildi. Ayrıca çocuklar için çeşitli tiyatro gösterileri sahnelendi. Bayrampaşa Belediyesi’nin düzenlediği iftar programlarıyla yediden yetmişe tüm Balkanlar özlenen eski Ramazan günlerine geri döndü.

BAYRAMPAŞA BELEDİYESİ KARDEŞLİĞİN ÖNÜNDEKİ TÜM SINIRLARI KALDIRIYOR

Balkanlar’da Ramazan projesi dostluk, barış ve kardeşlik projesi. Bayrampaşa Belediyesi Balkanlar’da sadece iftar sofraları kurmakla kalmıyor, aynı zamanda gönül sofraları da kuruyor. Bereket Konvoyu ile 14 yıl boyunca Türkiye ve Balkanlar arasında dostluk ve kardeşlik köprüleri inşa ediliyor. Bu yıl da Balkan coğrafyasında yine gönüller buluşturuldu.

Bu iftar sofralarına ve etkinliklere sadece 'Ramazan'a has bir faaliyet olarak bakılmaması gerekir. Ancak hala bu projeye, sığ ve basit siyaset penceresinden bakarak itibarsızlaştırmaya çalıştırmak, yapılan bu faaliyetleri popülist bir faaliyeti olarak algılayanların olması son derece üzücü ve talihsizliktir. Balkan ülkelerinde yaşayan Müslümanlar, bugün hangi ülkenin vatandaşı olurlarsa olsunlar, Bayrampaşa Belediyesi’nin Bereket Konvoyu projesiyle, Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan insanlarla gönül köprüleri kuruyor. Bu gönül köprülerinden karşılıklı olarak dini hissiyatımız, tarih şuurumuz ve kadim birlikteliğimiz buluşuyor. Kadim coğrafyamızın sokaklarında ayak izlerimiz, evlerinde tarihi birlikteliğimizin müşterek duaları, sevinç gözyaşlarına karışarak, sofralara iniyor. Bu iftar sofralarına oturanlar, TİKA’nın restore ettiği Osmanlı camilerinden duyulan akşam ezanıyla oruçlarını açarken, Türkiye'den gelenlerle sohbet etme imkanı buluyor.

Türkiye dışında ülke düşünün, çay içmek için oturduğunuz dükkânın sahibi sizi Türkçe karşılayacak. Gezdiğiniz sokaklar, yediğiniz yemekler bizden olacak. Dışarıda gördüğün birinin "Selamünaleyküm" ya da "Merhaba" diye selamlaması size yabancı gelmeyecek. Ya da sizi bir kenara çekip "Memleketten ne havadisler var" diye size sorular soran yaşlı amcalar ve teyzeler olacak. Balkanlar'da hangi ülkeye giderseniz gidin hep tanıdık bir şeyler karşınıza çıkacak.

TEŞEKKÜRLER BAYRAMPAŞA BELEDİYESİ

Bayrampaşa Belediyesi’nin davetlisi olarak Bereket Konvoyu'nda bu yıl ben de bulundum. Hem tarihi hem de akrabalık bağlarımızın olduğu güzel insanlarla aynı iftar sofrasında bulunmanın mutluluğunu yaşadım. Balkan Türkleri, Türkiye ile bağlarını bugüne kadar hep güçlü tuttu. Son yıllarda ise dizilerle artık giderek güçlenen bir kültürel etki alanı kurulmaya da başladı. Hangi etnik kimlikten olursa olsun neredeyse herkes Türkçeyi anlayabiliyor. O insanların gözlerindeki Türkiye sevgisini gördüm, gördükçe duygulandım.

Balkanlarda, Türkiye’nin ne demek olduğunu ancak oralara gidince anlıyor insan. Bazılarının siyasetin konusu sandığı şeylerin, aslında o topraklarda varlık nedeni haline geldiğini. Üzerinde yaşadığımız coğrafyada bir dua varsa, kendisine yardım götüren Türk görevlilere sarılırak "Allah Bayrampaşa Belediyesi'nden razı olsun. Türkiyemiz çok yaşasın. Bayrampaşa'daki herkese selam olsun" diye dualar eden Üsküplü Fatma Nine ya da Novipazarlı Bayram dedenin nefesinde aramak lazım.

Balkanlara doğru yol aldıkça anlıyoruz ki Mostar’ın Edirne’den, Üsküp’ün Bursa’dan farkı yok. Biz, kökü aynı, dalları ayrılmaz, aynı suya ihtiyaç duyan koca bir çınar ağacı gibiyiz. İnanıyorum ki bu akrabalık bağları giderek güçlenecek ve yıkılmaz bir duvar olacaktır. Bereket Konvoyu bu anlamda önemli bir görevi üstleniyor. Kardeşliğin önündeki tüm sınırlar kaldırılıyor.

Tarih: 20 Haziran 2018 Çarşamba Hit: 11036

Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol