Türkiye Vücut Geliştirme Federasyonu'nun yasağı nedeniyle geçtiğimiz
yıldan itibaren Azerbaycan adına yarışmaya başlayan Bayrampaşalı milli sporcu Ali
Emre, 11 ayda 3 altın 1 gümüş madalya kazanırken, sponsor desteği olmadığından yakınarak, Bayrampaşalı işadamı Zülfü Koç'tan başka kendisini kimsenin desteklemediğini söyledi.
Son olarak geçen ay İspanya’da
yapılan Dünya Şampiyonası’nda da çifte altın alarak ‘Şampiyonlar Şampiyonu'
unvanı elde eden Ali Emre ‘buruk mutluluk' yaşadığını söyledi.
Geçtiğimiz yıl Türkiye Vücut Geliştirme Federasyonu'nun 63
sporcusunda yaşanan doping skandallarının ardından kendi kendine verdiği
‘uluslararası yarışmalara katılmama’ cezası, Türkiye’ye spor tarihinin en
değerli madalyalarına mal oldu! 2015 yılında sadece birkaç ay süren bu
‘uluslararası müsabakalardan men’ döneminde çalışmalarının boşa gitmemesi için
Azerbaycan adına yarışmaya başlayan Ali Emre, kardeş ülkeye 11 aylık süreçte
dünya şampiyonalarında iki altın, bir gümüş ve Haziran ayında Bakü’de
düzenlenen 1. Avrupa Oyunları’nda da bir altın olmak üzere toplam 3 altın ve 1
gümüş madalya kazandırdı. Ali Emre son olarak geçen ay İspanya’nın Valencia kentinde
düzenlenen ve Türkiye’nin de 27 sporcuyla yarışıp madalya alamadığı IFBB Dünya
Şampiyonası’nda, hem kendi kategorisinde, hem de tüm kategoriler arasında
yapılan ‘Şampiyonlar Şampiyonu’ kategorisinde Azerbaycan’a iki altın madalya
kazandırdı. 45 yaşındaki Bayrampaşalı milli sporcu, böylece bir Türk sporcunun
bu sporda tarih boyunca elde ettiği en büyük başarılara imza atmış oldu. Ali Emre,
bir önceki yıl yapılan şampiyonada da ikinci olmuş, geçen yaz Bakü’de
düzenlenen 1. Avrupa Oyunları’nda ise zirveye çıkmıştı.
ÜZERİMİZE OYUN OYNANDI. BİZİ KURBAN ETTİLER
Bu büyük başarıların buruk mutluluğunu yaşadığını dile getiren milli sporcu, “Azerbaycan
da bizim kardeş ülkemiz ama keşke madalyayı Türkiye adına alabilseydim.
Başarıma çok da sevinemedim. Gönül isterdi ki bu tarihi madalyaları ülkem adına
kazanabilseydim. Ancak ne yazık ki tüm çabalarıma rağmen bu mümkün olmadı.
Bizim gibi sporu düzgün yapan insanları dopingli sporculara kurban ettiler” dedi.
Türkiye Vücut Geliştirme Federasyonu’nun geçen yılkı Dünya Şampiyonası’ndan 15
gün önce doping olaylarından dolayı kendi kendini uluslararası yarışmalardan
men ettiğini belirten Ali Emre, “Biri beni şikayet etti. Federasyon da bunun
üzerine benden numune istedi. Ben de daha önce vermiş olmama karşın, kabul
ettim. Buna rağmen yarışmayı iptal ettiler. Daha sonra federasyondan ne arayan
ne soran oldu. Fakat takımdan 6 kişiden 4’ü numune verip diğer 2 kişi
vermeyince ceza verdiler ve bizi şampiyonaya götürmediler. Mayıs ayındaki
Avrupa Şampiyonası’na ise birçok sporcu doping testi yapılmadan gitti. Bu bana
oynanan bir oyun. Beni çok kötü durumda bıraktılar. Kanunsuzluğa ittiler. Başka
bir ülke adına yarışmak bırakmak zorunda bıraktılar. En büyük üzüntüm madalya
töreninde İstiklal Marşı’mızı dinletemedim” diye konuştu.
FEDERASYON İLE MAHKEMELİK OLDU
İki grubun çekişmesinden dolayı olayın bu hale geldiğini
belirten Ali Emre, “Avrupa’da da dahil olmak üzere ben üç sene içinde beş kez
doping testi verdim. Tertemiz bir adamım. 45 yaşındayım ve dopinge hiç
bulaşmadım. Her şey Vücut Geliştirme Federasyonu’ndaki iki grubun çekişmesinden
dolayı bu hale geldi. Maalesef bi iç çekişme bir çok elit sporcuyu küstürdü”
dedi.
‘Şampiyonlar Şampiyonu’ Ali Emre, federasyonun getirdiği
yurt dışı yasağına karşılık başkan ile görüşmek istediğini ancak bir türlü
yanıt alamadığını da belirterek, “Tüm çabalarıma rağmen Başkan Niyazi Kurt’a
bir türlü ulaşamadım. Federasyondan taleplerime olumsuz yanıt aldım. Bunun
üzerine maddi-manevi kayıplarım için dava açmaya karar verdim. Benim aslında
parayla pulla işim yok. Amacım benden sonra kimsenin böyle bir haksızlığa
uğramaması için örnek olmak” diye konuştu.
SPONSORLARI KÜSTÜRDÜLER. KENDİ İMKANIMIZLA YARIŞIYORUZ
Vücudu elverdiği sürece bu sporu yapmaya devam edeceğini
söyleyen Ali Emre, “Birkaç yıl daha yarışmacı olarak Vücut Geliştirme sporuna devam
edeceğim. Fakat şimdiden bilgi ve birikimimi öğrencilerime aktarmaya başladım. Maalesef
bu federasyon sayesinde maddi ve manevi kötü bir hale geldim. Devletin
olanaklarından da yararlanamaz oldum. Sponsorları da küstürdüler. Şampiyonalara
sponsor desteği olmadan, kendi
imkanlarımızla hazırlanıyoruz. 1997-2012 arasında sponsor olmadığı için yarışmalara
girmeyi bırakmıştım. 2012’de Bayrampaşalı işadamı Zülfü Koç ve Fitness World’daki
hocamız İsmet Akova’nın desteğiyle tekrar müsabakalara girmeye başladım. 2012 ile
2014 arasında katıldığım şampiyonalarda Türkiye’de 4 altın, yurtdışında ise 2
altın ve 2 gümüş madalya kazandım. Ancak daha sonra federasyonun iç
çekişmelerine kurban gittim ve bana kucak açan kardeş ülke Azerbaycan adın yarışmalara
katılmaya başladım. Malesef Türk sporunda başarı gelmeden sponsor bulmak zor
ama bizim gibi bazı branşlarda başarılı bile olsan hala sponsorun olmaması çok
acı. Tüm branşlarda olduğu gibi Vücut geliştirmede de beslenme çok önemli.
Şampiyonalara hazırlanmak için günde 6 öğün, belli
BAYRAMPAŞA’NIN
ADINI DUYURMAK İSTERDİM
Bugüne kadar
kendisine destek olan Zülfü Koç’un desteğine teşekkür