TÜRK SİYASİ  hayatının belki de en şaşırtıcı, çalkantılı ve heyecan dolu seçim sürecini yaşadık. Bu süreçle ilgili izlenimlerimi kısaca sizlerle paylaşmak isterim.

AKP: Seçimlerde alışılagelmiş başarılı sonuçların gerçekleşmemesinden tek sorumlu olmayan yapı teşkilatlardı. Futbol tabiriyle ifade edersek; ceza sahasına o kadar çok orta geldi ki AKP az bile gol yedi.

DAVUTOĞLU: Oturduğu koltuk ile özdeşleşememe sorunu hissediliyor. Halk tabiriyle; koltuk biraz büyük izlenimi veriyor. Bunun yanısıra seçimlerde oldukça istekli ve hırslıydı.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Partisinin oylarında herzamanki gibi en etkili isim. Ama bu kez düşük oyun en önemli sebebi.

CHP: Bu seçimler öncesine kadarki süreçte benim gördüğüm en muhafazakar partiydi.

Bir partinin muhafaza edeceği şeyler artarsa hareket ve siyaset serbestliği azalır. Türkiye'nin bence bahsedildiği kadar özel sorunu yok, dünya siyasetini takip etme ve nispeten önemsiz. Türkiye'nin özel olduğu iddia edilen sorunlarıyla ilgilendiği anda Türkiye 'nin en önemli yönetim alternatifi olur. Parti teşkilatları sahada oldukça istekli ve başarılı idi.

KILIÇDAROĞLU: Geleneksel değerleri ötelemeden Dünya'nın modern değerleriyle entegrasyon CHP Genel Başkanı 'nın en önemli misyonu olmalı. Bu takdirde duygusal tepkiler azalır, iktidar şansı artar. Kılıçdaroğlu, seçim öncesi şartlarda, Türkiye genelinde partisinden beklenen oyu aldığı, seçim sonrasındaki parti içi  değerlendirmelerden  anlaşılmakta.

MHP: Milliyetçilikte aşırılık dünya tarihinde insanoğlu için zaman zaman birçok olumsuzluğa neden olmuştur. MHP'nin sürekli tepkisel politikadan vazgeçip daha Yapıcı bir rol üstlenmesi gerekir. MHP Teşkilatları en az Genel Başkanları kadar öfkeli ve istekliydi.

BAHÇELI: Türk siyasetinin ciddiyet figürü. İnsan ilişkileri sanatı olan siyasette disiplin önemlidir fakat başarı için dezavantaj da taşır. Seçimin hemen ardından herkese kapıyı kapatan açıklamaları en kabul edilemez yanı.

HDP: Çok basit ve etkili bir dille siyasetin nasıl yapılacağını örnekledi. Sol seçmenin başarı özlemini tatmin etti. En önemli dezavantajı, silahlı örgütlerle ilişkisinin neliği ve milliyetçilikte aşırılık. En önemli avantajı ise lider sultasının azlığı ve ülkenin bütün azınlıklarını toplama gayreti.

Muhtemelen bundan sonraki büyüme hedefi ise dini açıdan muhafazakar Kürtlerle  ilişkileri geliştirmek ve kalıcı hale getirmek. 

DEMİRTAŞ: Genç bir lider olma dışında espiri, nükte gibi sosyal iletişimin baharatlarını iyi kullanıyor. Hedefi ise diğer partilerden farklı olarak yönetmeye yönelik siyasetten ziyade partisinin varlık sorununu gidermek.

Türk siyaseti 7 Haziran sonuçları ile çözümsüzlüğe doğru değil, çözmesi gereken sorunları daha yakından tanıma imkanı bulmuştur. Çok heyecanlı ve zevkli olacağını tahmin ettiğim koalisyon görüşmelerinin, ülkemizin nihai menfaatlerine hizmet edeceğine dair inancımla, gelecek yazımda buluşmak dileğiyle.