Av. Ali Kahraman / Avukat / Hukukçu Gözüyle /

YENİ TÜRKİYE’YE UYAN(AMA)MAK

Mahalli İdareler Seçimi sonuçlandı ve Türk halkı kendisinden beklendiği üzere yıllar süren sabrını sonlandırdı. 1989 yılında Anavatan Partisi’nin şımarıklığına son veren aziz milletimiz, bu kezde AK Parti’nin “devlet de biziz, belediyeciliği de biz yaparız” beylik cümlesinin üstünü çiziverdi.
Seçimi kazanmaktan ziyade seçim sonrası planı yapan ve kaybetmeyi asla düşünmeyen egemenler bir günde o yönettikleri halkın arasına karışıverdi. Seçimin galipleri de nasılsa kazanma ihtimalimiz zayıf diyerek verdikleri vaatlerin içinden nasıl çıkacaklarını ve yönetim erkini nasıl oluşturacaklarını karar kara düşünmeye başladı.
Kadirşinas halkın bu tercihi iki taraf için de büyük bir sürpriz oldu…
Bütün bu olanları analiz ederek, Türkiye’nin gelecek 30 yılının nasıl şekilleneceğini değerlendirmeye çalışacağım bu yazımda.
Siyasetçilerin halkı kendi istediği gibi güdüleme gayreti ve kamplara bölerek oy devşirme döneminin bittiğini görüyoruz. Kemal Kılıçdaraoğlu sonrası halkın değerleri ile daha barışık olan ve vatandaşın hizmetkarı olmaya aday olduğunu ifade eden Cumhuriyet Halk Partisi’nin bütün siyasi mülahazalar bir kenara bırakılarak halktan teveccüh gördüğünü görmekteyiz. AK Parti siyasetinin aynı cenahta başka bir  aktörün varlığına tahammülsüz davranışı, kendisini yenilemeyen,  halktan uzak ve devletin sahibiyizmişcesine siyasi söylem ve eylemleri halktan ciddi bir tepki gördü. Yıllardır insanların iyi niyetli olarak kuruluş felsefesine geri dönüleceği ümidi özellikle İstanbul’da gösterilen adayların varlığıyla birlikte tamamen ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla da partililerin bir kısmı sandığa gitmedi, bir kısmı bir ümit olarak gördüğü Yeniden Refah Partisi’ne oy verdi, ve bir kısmı da gidip Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy kullandı. AK Parti’nin son beş altı yıldır Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan insanlara bakış açısı ve Kürt politikası ile ilgili MHP’den etkilenerek aşırı milliyetçi tavrı ve politikaları İslamcı Kürt halkının AK Parti’den tamamen uzaklaşmasına sebep olmuştur. Yaklaşık 30 yıllık iktidar döneminde Kemalizm konusunda doğru bir okuma yapamayan İslamcı kesim % 25’lik kemikleşmiş Kemalist seçmenin halkla barışık söylemleri sonucunda Türkiye’de tekrar iktidar olabileceğini  öngörememiştir.
Gelinen noktada 2028 yılında Cumhurbaşkanlığı seçiminin de Cumhuriyet Halk Partisi’nin zaferiyle sonuçlanacağını şimdiden söyleyebiliriz.
Ekrem İmamoğlu’nun CHP’ye dokunuşunu olumlu etkileri mahalli idareler seçimlerinde kendisini net olarak göstermiştir. CHP’deki bu değişim kendisini partinin sahibi gören Moncherler tarafından engellenmez ise gelecek 30 yıl CHP’li iktidarlarla şekillenecektir.