HER seçim bir umuttur. Siyasi partiler girdikleri her seçimde bir hedef koyar ve bu hedefi geçtiklerinde ise kendilerini başarılı sayarlar. Zaten kendilerine koydukları seçim hedefi de seçmenleri tarafından yeterli görülmezse o partiden de umut kesilmiş demektir. 

Geçtiğimiz son seçimlerin tamamı ise siyasilerin gerektiğinde ne kadar yüzsüz olabildiklerini açıkça bizlere gösterdi. Hem yerel seçimlerde hem de genel seçimlerde oylarını sürekli arttıran bir iktidar partisi ve onun karşısında 13 yıldır seçim kaybeden muhalefet partileri var.  Muhalefet partilerinde yönetim değişikliği ise hiçbir zaman seçim kaybettikleri için gerçekleşmiyor aksine kaset skandalları nedeniyle yönetimlerinde değişiklikler yaşanıyor.

Türkiye’de seçim kaybetmek muhalefet partilerinin liderlerinin umurunda değil. Muhalefet partilerindeki yönetimler seçim hedefi olarak kendilerine sadece yüzde onluk seçim barajını koymuş durumdalar. Yani barajı geçip de milletvekili çıkartabiliyorsam bu koltuk ta ben oturmalıyım ve seçilecek milletvekillerini de ben belirlemeliyim diye düşünüyorlar. İşte hedef bu kadar sığ bu kadar başarıdan uzak. Yani seçmeni, halkı düşünen filan yok.

Hatırlayın 2011 yılındaki Genel seçimlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Yüzde 40’dan az alırsak istifa ederim” demişti. Bırakın yüzde kırkı geçmeyi  yüzde yirmiyi zor geçen Kılıçdaroğlu koltuğu bırakmayı bir an bile düşünmedi. Koyduğu hedefinde söylediği sözlerinde aslında hiçbir anlam ifade etmediğini herkes görmüş oldu. Yani amaç iktidar olmak, ülke yönetimini devralmak filan değil sadece CHP’deki koltuğunu korumak ve istediği kişilerin milletvekili yapılmasını temin etmekti. 

Peki bugün durum ne? 

Değişen hiçbir şey yok. Kılıçdaroğlu kendi başkanlığındaki bir CHP’ye seçmenin oy vermeyeceğini ve yüzde 25 seviyesinde bir oyu anca alabileceğini çok iyi biliyor. Biliyor da peki neden koltuğu bırakmıyor derseniz cevabı çok basit. 

2019 yılına kadar mecliste hem kendisinin hem de istediği insanların yer almasını garanti altına almak istiyor. Bu kadar ucuz, bu kadar basit. Hatta bunu temin için paralel çeteyle bile işbirliğinden kaçınmıyor.

Boşa dememiş atalarımız “Denize düşen yılana sarılır” diye. Ama Kılıçdaroğlu ve CHP saltanatının nimetlerinden faydalananların bilmesi gereken bir şey var. CHP seçmeni sizin köleniz değil. Bu oyunu bozar ve tarihi bir hezimet ile CHP tarihinin en kara sayfasına  isminizi yazdırırsınız. Olanda yine size değil CHP seçmenine olur. Tabi ki bunun da umurunuzda olmadığını biliyorum ama ben yine de söyleyeyim dedim. 

CHP bu yönetimle hiçbir hedefe varamaz.