Kalp, kardiyovasküler sistemin en önemli bir parçası olup
kendisinden çıkan damarlar vasıtasıyla tüm vücuda kanı pompalar. Kalbi besleyen
damarlara koroner arterler denir ve koroner arterler kalbin yüzeyinde
seyrederek kalp kası için gerekli olan oksijenden zengin kanı taşırlar.
İnsan hayatı için kalp sağlığı oldukça önemlidir. Çünkü kalp rahatsızlıkları
yaşamı tehdit eden ölümcül hastalıkların başında gelir. Bu nedenle; kalp hastalıklarına
ait belirtileri bilmek ve kalp hastalıklarına neden olabilen kardiyovasküler
risk faktörlerini saptamak, erken tanı ve tedavi açısından oldukça
önemlidir. Dolayısıyla, kalp hastalıklarının
tedavisine ne kadar önce başlanırsa o ölçüde başarılı olunur ve sorun büyümeden
önlenir.
Kalp Hastalıklarının Belirtileri Nelerdir?
Kalp hastalığının belirtileri, altta yatan kalp hastalığına ve hastalığın
ciddiyetine bağlı olarak değişir. Genel olarak, kalp hastalıkları çoğu zaman
belirti vermekle birlikte nadiren belirti vermeyebilirler. Ayrıca, bazı
belirtiler birçok hastalıkta ortak olarak görülebildiğinden, belirtileri kalp
hastalığına yorumlamak zor olabilir. Nefes darlığı, göğüs ağrısı, halsizlik ve
çabuk yorulma, çarpıntı ve/veya tekleme hissi, baş dönmesi ve bayılma, karında
ve bacaklarda şişme, öksürük, öksürürken ağızdan taze kan veya köpüklü kan
gelmesi ve ciltte döküntülerinin gelişmesi gibi belirtileri kapsar.
Kalp Hastalığı Teşhisi Nasıl Konulur?
Tüm hastalıklarda geçerli olduğu gibi; hastanın fizik muayenesi, tıbbi
geçmiş ve öyküsü hastalık tanısın konmasında ilk ve en önemli adımdır. İkinci
adım ise kalp hastalığının teşhisi için uygulanacak yardımcı testlerdir. Bu
testler, hastada mevcut olduğu düşünülen kalp hastalığına göre istenir. Genel
olarak; kalp hastalıklarında kan sayımı ve rutin biyokimya testleri (kan şekeri,
böbrek ve karaciğer fonksiyon testleri, kan lipit düzeyleri vb.) ile araştırmaya
başlanır. Daha sonra ise ek olarak girişimsel olmayan (non-invaziv) ve girişimsel
(invaziv) olan görüntüleme tetkikler yapılır. Girişimsel olmayan tetkikler
içinde elektrokardiyografi (EKG), ekokardiyografi (EKO kalp ultrasonu olarak da
bilinir) ve nükleer tıp tetkilleri (MPS) yer alır. Ayrıca alttaki hastalık ve
bulguya bakılarak tansiyon ve ritim holter testilerinde yapılabilir (24-72 saat
boyunca sürekli EKG ve tansiyon kaydı). Bahsedilen testler dışında yine bu
amaçla bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRI) de
kalp hastalıklarının saptanması amacıyla kullanılabilir. Girişimsel tanı
tetkiki olan koroner anjiyografi işlemi kasıktan, koldan ve el bileğinden
girilerek yapılır ve bu tetkik kalbin anatomisi ve damarları hakkında bilgi
edinmemizi sağlar.
Kalp Hastalığı Tedavisi Nasıl Yapılır?
Genellikle tedavide öncelikli yaklaşım yaşam tarzının değiştirilmesidir.
Açıkça yaşam tarzı değişlikleri kalp sağlığının korunması ve önlenmesinde başta
olmak üzere uygulanan tedavilerinde başarılı olmasına çok önemlidir. Kalp
hastalıklarında yaşam tarzı değişikliklerine aşağıdaki gibidir:
• Sigara kullanımının bırakılması,
• Alkol alımının azaltılması veya sonlandırılması,
• Tuzun azaltılması ve az yağlı gıdalar tüketilmesi
• Kırmızı et kullanımının azaltılması
• Kızartmalardan uzak durulması
• Unlu ve şekerli ürünlerden uzak durulması
• Sebze tüketilmesinin özendirilmesi
• Günlük düzenli egzersizlerin yapılması
gibi hususlara, kalp sağlığını korumak amacıyla öncelikli dikkat
edilmelidir.
Hastalara ilk olarak yaşam tarzı değişiklikleri yapması önerilir ve
buna ilave olarak da aynı zamanda ilaç tedavisi başlanır. Bu yaklaşım ve
tedaviye cevap alınamadığı durumlarda PTCA+STENT işlemleri ve cerrahi tedavi
yöntemleri uygulanır. PTCA-STENT gibi işlemler ve cerrahi müdahaleler hastanın
kliniğine, kalp hastalığının ciddiyetine ve yaygınlığına göre değişir ve
belirlenir.
Prof. Dr. Mustafa Feridun Koşar’ın Özgeçmişi...
1992 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olan Prof.
Dr. Mustafa Feridun Koşar, daha sonra Kardiyoloji ihtisasını 1992-1997 yılları
arasında Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi Kardiyoloji Kliniğinde yaptı. Akademik
hayatına Malatya İnönü üniversitesi Tıp Fakültesinde başladı. 1998-1999 yılları
arasında İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tip Merkezi Başhekim Yardımcılığı
görevinde bulundu. Bu süre içinde Turgut Özal Tip Merkezi Hastanesinde Acil
Servis, Koroner Yoğun Bakım ve Koroner Anjiyografi Ünitelerinin kurulmasında
önemli rol almıştır. 2000 yılında Kardiyoloji alanında Doçent ve 2006 yılında
ise Profesör unvanı almaya hak kazanmıştır. 2006-2008 yılları arasında İnönü
Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanlığı yaptı. 2008 yılından
itibaren 5 yıldan fazla bir süre muhtelif özel hastanelerde görev aldı.
2013-2022 yıllarında çeşitli Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde Kardiyoloji
Kliniklerinde eğitim görevlisi olarak çalıştı.
Akademik ve meslek hayatı boyunca çok sayıda doktora tezi yöneticiliği
yapan Prof. Dr. M. Feridun Koşar'ın, şimdiye kadar 70'in üzerinde uluslararası
hakemli dergilerde ve 50'nin üzerinde ise ulusal hakemli dergilerde yayınlanan
makalesi bulunmaktadır.