26 Nisan 2024 Cuma   

İSTİFA EDECEĞİM DEYİPTE, SÖZÜNDE DURMAYAN NE OLSUN!

 

PARK rezaletine son gelmeyecek belki ama, rezalete sebep olanlara ağır cezalar gelecek. 
Bayrampaşa Belediyesi, caydırıcılık niteliği taşıyan bu önlem ile, trafik akışının makul seviyede işler hâle gelmesini hedefliyor.
Araçlarını uygunsuz park edenlerin, trafiği çekilmez bir çile haline getirenlerin, belki ödeyecekleri bu ağır cezalar ile akılları başlarına gelir de, bizler de ulaşımı artık çile olarak yaşamayız.  
Bayrampaşa Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ortak yürüttüğü proje çerçevesinde, trafiğin yoğun olduğu ana arterler başta olmak üzere, Bayrampaşa’nın birçok ana caddesine MOBESE araç parkı denetleme sistemi yerleştirme kararı alındı.
Böylece kısa süreli de olsa, belirlenen park alanları dışında duraklama ve park yapan tüm araçlar MOBESE kameraları ile belirlenerek, plaka sahiplerine ağır cezalar kesilecek. 
Tabi ki belediyeler topluma ceza kesmek için değil, hizmet vermek için, yaşam alanlarını yaşanılır hâle getirerek, yaşayanların hizmetine sunmak için varlar.
Düzeni bozanlara ve “ötekisinden banene’’ anlayışı ile ortak kullanım alanlarındaki düzeni bozanlara da, caydırıcılık çerçevesinde ceza vermek, kuralları bir anlamda hiçe sayanlarla, kurallara uyum sağlayanları birbirinden ayırmak ve kural tanımazları doğal akışı sağlamaya mecbur kılmak zorunda kalıyor ne yazık ki.
Ümit ediyorum ki kimse bu ağır maddi cezalara maruz kalmaz, kurallar çerçevesinde yaşamı yaşayanlar için yaşanır halde sürmesine katkı sağlayan fertlerin yaşadığı bir Bayrampaşa olur ilçemiz. 
Bir de hatırlatma; araçlar için yapılan bu cezalandırma ve caydırma çalışmalarını, yaya kaldırımlarını işgal edenler içinde uygularsanız ve caydırıcı cezai işlemler uygulanarak yayaları yollarında rahat yürür hale getirseniz, inanın halkı mutlu etmiş olursunuz. 
Caddelerde sokaklarda, yeni yapılan inşaat alanlarında, yaya yollarını adeta işgal eden sorumsuz müteahhitlerin bu gaspları yanına mı kalacak yoksa?
Yaya güvenliğini görmezden mi geleceksiniz? 
Yoksa yaya yollarını her ne nedenle olursa olun yürünmez hale getirenlere göz mü yumacaksınız? 
Benim tavsiyem, değerli Belediye başkanımız Atila AYDINER ve yardımcılarının ulaşımlarını ara sıra da olsa yürüyerek yapmaları ve halkın yaşadığı zorlukları yerinde tespit etmeleridir. 
Tebdil-i Kıyafet dolaşın desem kendimi de sizi de kandırmış olurum, çünkü tüm Bayrampaşalılar zaten sizi yakınen tanıyor, yanlış bilmiyorsam sizler bizlerin arasından seçilerek yönetme mevkisine getirilmiş Bayrampaşalılarsınız değilmi?

DESTUR!..
Söz vermek ve sözünde durmak delikanlılara has bir kişilik göstergesidir. 
Söz söyleyip de, söylediğini yapmamak namert işidir, kişinin ne kadar haysiyetsiz olduğunun açık bir delilidir. 
Eğer aranızda söz söyleyip de sözünün gereğini yerine getirmeyen varsa, bilesiniz ki o kendini adam zanneden kişi, adam değildir, kişiliksizdir!
Toplumda bu tür örnekler çoğaldıkça o toplum kendi dik duruşunu kaybeder, kişiliksizleşir.
Çok şükür ki bizim yaşadığımız çevrede azınlıkta bu kişiliksizler! Ama varlar ne yazık ki.
Genelde bu tür kişiliksiz kişiler paraya tamah ederler ve ona ulaşmak için ne yapılması gerekiyorsa yapmaya çalışırlar.
Paranın ve sözde gücün kölesi olurlar adeta.
Yalan söylerler ve dürüst insanları kandırmaya çalışırlar.
Tükürdüklerini yalamayı kendi yaşamlarında alışkanlık haline getirmişlerdir.
Söylediklerinin arkasında durmazlar, sinsice beklerler, yüzleri bile kızarmaz!
Ama, bilmelerine rağmen, bilmez gibi davrandıkları, Allah’ın adaletinin tecelli edeceği gün, işte onların yalvarıp, “biz sözümüzün arkasında durmadık, çünkü senin tartışılmaz adaletinden daha farklı dünya nimetleri ve güçleri ile kendimizi kandırdık, bizi af et’’ diyecekler. 
Ama nafile!.
Sözlerinin arkasında durmayanlar,
Söylediklerini inkar edenler,
Yalanları ile nam salmış olanlar,
Destur!..
Hepinizi bu satırlarda ifşa ederim!
En azından, sözünüzün eri olduğunuzu zannettirebilmeniz için size müddet biçtim bilesiniz!..

LEKE
Namus lekesi değil alnımda gördüğünüz,
Vurulmuşum, vurulmuş düşmüşüm güpe gündüz.
Şakağımdaki kansa, o benim gülüşümdür,
Namert sürünmektense, erkekçe ölüşümdür.
Şaşırmayın, korkmayın, ürkmeyin ey yiğitler,
Bakın etrafımızı nasıl sarıyor kızıl itler!
Zaten faydası yoktur korkaklığın ecele,
Yaşamak hakkın lakin istiklalinle bile
İhtirama zaman yok, merasime ne hacet?
Size düşen daha çok vazifeler var. Evet…
Evet!.. Böyle sürerse bu eşkıya kanunu,
Müebbet felakettir milletimin sonu …..
Size selam gönderdi kırk yiğidiyle KÜRŞAD
Sizden haber bekliyor yüz milyon; imdat! İmdat!
Hala tevekkülde mi kararlısın yoksa?
Sükût neyi halleder, yaran oyuk oyuksa?
Tevekkül Allah’adır zillete katlanılmaz!
Ya hayat, ya ölüm! Bunun ötesi olmaz.
Namus lekesi değil alnımdaki bu leke,
Asırlardır karşıma çıkmazken tek teke
Önümüzde dalkavukluk, meddahlık edenleri,
Şimdi iyi tanı, gör neymiş hünerleri…
Mütefekkirler echel, realistler yalancı,
Hayret! Dünkü yabancı, bugün bu handa hancı…
Dağdan bağa inenler, yoluma kül döküyor
Benim ayak izlerim taşralı gözüküyor
Farkına yeni vardım, suçluymuşum ben meğer
Otağımda cellâtlar… Kaçmak!.. Bu neye değer!
Ne papyon kravatlı, ne rugan pabuçluyum
HALİSANE TÜRK’ÜM BEN, onun için suçluyum.
Suçluyum, hainleri gözlerinden tanırım ben.
Bir intizar dinlerim şu toprağın kalbinden.
O ses der ki: -Ey oğul, yazıklar olsun sana!
Mezarımı kirleten, şu mahlûka baksana!
Baktım gafiller düşmüş hainlerin peşine
Dedim Bozkurtların yurdunda, çakalların isi ne?
Fırlamışım yayımdan, ok hedefi mutlaka bulur
Son kale, son akında, ancak böyle kurtulur.
Namus lekesi değil, kurşun yarasıdır O.
Asrin adaletine, bir yüz karasıdır bu!
Arz-i endam etsinler… Mütebessim, mutantan.
Sonra da sulhseveriz, deyiversinler YALAN
Yalandır ne söyleseler, beşeriyyet namına,
Hanümanlar yıkılır, bu şerriyet namına.
Adi cinayetlerle küllenir asil yara
Can yakar, göz yaşarır, alır yürür bu sara.
Sokaktan okullara, okuldan minareye
Bu kıvılcım saçarken bekçiler uyur, niye?
Kimdir bu uyanıklar, niçin uyur uyuyan?
Beş kıta birbirine dokunur zaman zaman
Bayraklar indirilir, paçavralar sallanır
İşte bu kızıl itler, bu sayede yallanır.
İnsan denmez bir avuç yal için sürünene
İnsan denmez sesimden ürküp, dev görünene
İnsan denmez iltifat, iltizam edenlere
İnsan denmez yenilen ve önde gidenlere
İnsan denmez gözyaşı döküp, ter dökmeyene
İnsan denmez hedefi görüp diz çökmeyene
Ben şüheda nesliyim, başkaya varmaz dilim
Belki mağdurum ama asla meyus değilim.
Gök bayrak, Albayrağa bir gün çizerken ufuk
O büyük kurtuluşa yürürken çoluk çocuk
Bu nefes bu bedeni terk edip de gitsede
Ruhum at koşturacak, o büyük hengâmede.
Namus lekesi değil, artık bilinmeli bu!
Asıl leke bellidir, kökten silinmeli bu!
Bir isyan cinnet gibi, bir gün ki kâbus gibi
Karşımda tomsonlular, Yunan gibi Rus gibi
Ey gönüllü bayraktar, ey devşirme dölleri!
İleri, biraz daha, biraz daha ileri.
İhanet oyununda, peşrev çekenler bu kez
Bilsinler ki bu toprak, hainleri hiç sevmez!
Bugün sabreyleyenler, bir gün bezecekler
Tutup başlarını, taşlarla ezecekler.
Atalarımız bize, böyle ferman buyurdu
Ey ecdat sevgisiyle taşan kahraman ordu
Bu hâkimler veremez, hükmünü bu celsenin
Hazır olun Bozkurtlar! Hüküm sırası sizin.
Arif Nihat ASYA


Tarih: 14 Şubat 2015 Cumartesi    Hit: 1754




  • PAŞAVİZYON MÜDAVİMİ  10/03/2015 06:37:50

    iyi güzel diyorsunuzda ,belediye önce otopark yeri göstersin ondan sonra ceza yazsın.bayrampaşa da çok ciddi otopark sorunu varken maalesef belediye kaplumbağa hızıyla birşeyler yapmaya çalışıyor.hala bodrum katlara ruhsat veriyor!