27 Nisan 2024 Cumartesi   

BÖYLE HİZMETE VE HİZMETKÂRLARA ŞAPKA ÇIKARTIRIM

 

BAYRAMPAŞASPOR kongreye gidiyor. Hem de ne kongre, belki de tarihinde ilk kez uzlaşımcı bir ortam doğmuş Bayrampaşaspor camiasında. İşte büyük camiaların bile her zaman beceremediği, bu birlik beraberlik ruhunu Bayrampaşaspor becerdi bu sefer. Belki de tarihinde yapacağı en güzel kongre olacak. 
Tam bir yıl önce 4,7 ile 5 milyon TL aralığındaki borç yükünü sırtlayarak göreve gelmiş olan bir yönetim kurulu sayesinde borcumuz 2,3 ile 2,5 milyon TL civarına indirilmiş olması sevindirici. Aynı azim ve kararlılık ile devam edilmesi durumunda yeni seçilecek yönetim ile borç yükümüz kısa sürede sıfırlanabilir. 
Bu günlere o kadar da kolay gelinmedi inanın, her bir Bayrampaşaspor sevdalısı elini taşın altına koydu, az çok demedi yardımını esirgemedi, Bayrampaşalı Bayrampaşasporundan. Yeni yapılanma meyvelerini vermeye başladı, beklide daha hızlı sonuçlarına ulaşabiliriz. 
Haydi, hayırlısı diyelim ve Bayrampaşaspor’a gönül verenleri yine yeniden göreve getirelim. Seçilecek yönetim her ne pahasına olursa olsun destek verelim, bizlerinde desteği ile hedeflerimize adım adım ilerleyelim. 
***

BAYRAMPAŞA DEĞİŞİYOR

Son bir yılda neler mi değişti Bayrampaşa da. Saymakla bitmez, öncelikle Bayrampaşa belediye başkanı Atila Aydıner ve spordan sorumlu yardımcısı İsmail Gemici’ye ne kadar teşekkür etsek azdır, neden mi? 
Çünkü ilçemiz sınırları içinde bulunan 4 futbol sahasına da yenileyerek, Dünya standartlarında sentetik çim sahalar haline getirdiler. Bunların tamamını da gençliğimizin hizmetine sundular. Bu iş, öyle ha deyince olacak iş değil, bunu bilmenizi isterim. İstanbul’un birçok ilçesi bir yana, Türkiye’nin bile bir çok ilinde olmayan sahalar bizde var, bunlarla gurur duymalıyız ve kıymetini de bilmeliyiz. Gençliğe bu kadar önem veren bir başkanın şu ana kadar göreve geldiğini ben hatırlamıyorum. Bununla da kalmıyor gençliğe sunulanlar, hizmet etmeyi kendine düstur edinmiş Aydıner ve Gemici ikilisi Bayrampaşalı gençliğe sekiz branşta spor okulları açarak, biz de “Sporcunun Zeki, Çevik ve Ahlaklısını seviyoruz” dediler adeta.
Ardından öğreniyorum ki futbol akademisi için hazırlıklar son aşamaya gelmiş durumda, start verilmesi an meselesi, eli kulağında yani. Akademi deyip geçmeyin, Bayrampaşa futbol akademisindeki amaç, futbol yeteneklerine sahip olan çocuklarımızı seçerek, onlara pratik ve teorik dersler vermek. İlim irfan sahibi, futbol oynayan bir nesil yetiştirmek ve bu çocuklarımıza milli formalar giydirmek, yani göğsümüz kabararak, onurla bakın bu evlatlarımıza, bu şutu kurtaran, bu asisti yapan, bu golü atan ve bu formayı terleten bizim çocuğumuz, Bayrampaşa futbol akademisinden yetişti diyebilmek. Haydi elbirliği ile başaralım bu gurur duyacağımız işleri.
***

ÇETİN EMEÇ STADI’NIN KALKMASINI İSTİYORUM NEDEN Mİ?

Çünkü çağın ihtiyaçlarını karşılayamayan bir stadyum artık Çetin Emeç Stadyumu. Büyük ilçemize yakışan bir stadyuma kavuşmayı arzuluyorum, yeniden yapılanma gerçekleştirilerek yeni bir bölgede modern bir stadyuma ihtiyacımız olduğu inancındayım. 
İçinde şuan Çetin Emeç Stadyumunun bulunduğu, yaklaşık 40 bin metre kare alana ise, çağa uygun bir spor kompleksi inşa edilmesi en büyük hayalim. Ve bunu ilk kez seslendiriyorum. Bu alan bence yakında startı verilecek olan Futbol Akademisi için kullanılacak bir tesis haline dönüştürülmeli, var olan Arda Turan tesisleriyle ve kapalı spor salonu ile birleştirilerek yerine inşa edilecek yeni ve modern standartlarda sahalardan oluşan bir spor vadisi Bayrampaşa’mıza yakışır. 
Eski kapalı spor salonu da yenilenerek daha aktif olarak kullanılabilecek bir salona sahip olabiliriz, birde kapalı spor salonunun içine yarı olimpik yüzme havuzu inşa ettik mi her şeyiyle bir kompleks olur. 
Altında otoparklar inşa ederek bölgenin araç park sorununa da kökten çözüm getirilmiş olunur bence. Geleceğin sporcularını yetiştirebilmemiz için böylesine komplike bir tesise gerçekten ihtiyacımız var. Benim tanıdığım Atila Aydıner bu tesisi en kısa zamanda Bayrampaşalılara kazandırmak için proje çalışmalarını başlatır ve gerekli girişimleri yapar. Bu tesisleri ilçemize kazandıran başkan inanının tarihin o asla yok olmayan sayfalarına ismini altın harflerle yazdırır, hem de ismi bir daha silinmeyecek bir eser ile adını adeta kazıtır. Altında otopark, ön cephesinde dükkânlar, üstünde çok amaçlı kapalı spor salonu ve yarı olimpik kapalı yüzme havuzunun yanında gözümüzün gördüğünce uzanan futbol sahaları ve Futbol Akademisi dersliklerinden oluşan “Bayrampaşa spor vadisi” projesi. Hayalini kurduğum bu büyük hamleyi yazıya dökerken bile heyecanlandım inanın. Başkanımız Atila Aydıner ve spordan sorumlu yardımcısı İsmail Gemici’de bu satırları okurken hayalinde canlandıracak ve mutlaka heyecanlanacaklar biliyorum. İşte büyük olmak için böylesine hayalleri gerçekleştirerek, “bunlar hayal değil, Bayrampaşalılar size ve çocuklarımıza hizmet için yapamayacağımız hiç bir şey yok” diyebilmektir.  


KELLE HAŞLAMA
NE YAZAYIM ne yazayım derken aklıma birden her daim televizyon ekranlarında popüler kültür olarak yerini bulan yemek tarifi geldi, bende karar verdim sizlere “KELLE HAŞLAMA’’ tarifi vermeye. Vereyim de bir aşçı edası ile değil, kendi üslubumla size harika bir “KELLE HAŞLAMA’’ nasıl yapılır anlatayım.
Kelle haşlama malzemelerimiz: 
Öncelikle “TÜP’’ ama kaliteli “TÜP’’ gerekiyor, neden kaliteli? Çünkü tüpteki gaz ne kadar kaliteli ve basıncı tam olursa o kadar iyi verim alırız. 
Birde “DEDANTÖR” gerekiyor tabii ki tüpümüze, en kaliteli olanından hemde, neden mi? Çünkü kısık ateş mi, harlı ateş mi “DEDANTÖR” ayarlıyor malumunuz, “DEDANTÖR”ün ayarı ile ateşiniz ya “SÖNER’’ yada “SÖNMEZ’’ anlatabildim herhalde!..  
Birde boru ama “KARA’’ boru gerekiyor, neden kara boru? Çünkü en kaliteli boru kara boru. Birde ocak başlığı, boruyu takmak için “KARA’’ olanından, “KARA’’ boruya “KARA’’ başlık, üstüne birde dibi “KARA’’ kazan, neden dibi kara kazan? Çünkü kaynata kaynata dibi kararmış, yani tabiri caiz ise eski kaşar ve tabii ki “KELLE’’ gerekiyor bize, he türlü “KELLE’’ mevcut maşallah günümüzde, bulmakta sorun yaşamazsınız bence.
Kelle haşlama tarifimiz: 
Dibi kara kazanımıza öncelikle buz gibi soğuk su koyuyoruz, neden mi buz gibi soğuk su? Çünkü içine koyacağımız “KELLE’’ titreyip kendine gelsin diye, ardından içine zevkinize göre seçtiğiniz “KELLE’’yi koyuyoruz, ardından “DEDANTÖR”ü açarak kalite kokan gazın “KARA’’ borudan “KARA’’ ocak başlığına ulaşmasını sağlıyoruz ve çakmak çakaraktan “KARA’’ ocak başlığımızda alev oluşturuyoruz, bakın burası çok önemli, “DEDANTÖR”den yapacağımız ayarla alevin, ne kadar harlı olacağına biz karar veriyoruz, “DEDANTÖR”ü açık tutarsak alev “SÖNMEZ” bunu aklınızdan çıkarmayın.
“KARA” ocak başının üstündeki dibi “KARA” kazanın içindeki “KELLE”, hafif harlı ateşte gereği kadar kaynatılır (“KELLE’Yİ” ne kadar kaynatacağımız “KELLE”nin kartlığına bağlı, yüzsüz “KELLE”ler genellikle çok uzun süre kaynatılır, çünkü adı üzerinde “YÜZSÜZ”).
“KELLEMİZ” istediğimiz kıvama gelene kadar haşlandıktan sonra, kabukları doyulmamış soğan, “SARMUSAK”, patates ve envae çeşit çeşni baharat eklenerek, bir süre daha harlı alevde kaynatılır. Burada özellikle dikkat edilmesi gereken konu şudur ki, “DEDANTÖR” vasıtası ile gaz biraz kısılmalıdır, bu sayede alev “SÖNMEZ” ve kaynama işlemi için için devam eder. Kattığımız çeşni baharat “KELLEMİZE” özel tadlar kazandıracak. Evett son işleme gelmiş bulunmaktayız, “KARA” borudan gelen gazla, “KARA” ocak başlığında yanan harlı alevde (Buraya dikkat, “DEDANTÖR” kapatılmadığı müddetçe harlı alev “SÖNMEZ”), “KARA” dipli kazan da gereği kadar kaynayan “KELLEMİZ”, servise hazır duruma gelmiş olur. 
Buyurun soframıza, Hz. “ÖMER” adaleti ile paylaşarak yenmesi gereken bir “KELLE” oldu, varsın bu enfes “KELLE” den herkes nasiplensin. Afiyet olsun can cazlarım, damağınızdan tad eksik olmasın, kalın sağlıcakla.    

Tarih: 22 Aralık 2014 Pazartesi    Hit: 2482




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol