27 Nisan 2024 Cumartesi   

Sadık KAHRAMAN / Gazeteci Yazar / Şehir ve İnsan

ADAM KAZANDI

 

16 YIL, 13. seçim, 13. zafer. Yine yeni yeniden, Erdoğan'ın şaşırtıcı olmayan galibiyetiyle yola devam etme kararı aldı Türkiye. 16 yılda sayısız yıpratma girişimi, ayaklanma, tehdit ve ihanetle karşı karşıya kalan Erdoğan milletin yine büyük teveccühünü aldı. Seneler önce elinde "Tek umudumuz Tayyip" pankartı taşıyan insanların yüreğinde yine aynı umut vardı demek ki. Aradan geçen zaman da edilen hakaretler de yapıştırılmaya çalışılan etiketler de fayda etmedi o umudu söküp almaya. Belki de okuduğu şiirin böylesi bir siyasi başarı destanı yazacağını tahmin etmedi Erdoğan. Ama o şiir onun imzası oldu. Hayatına bir zafer nişanesi diye taşıyacağı mühür oldu. O şiiri okuduğu günlerden bu günlere, üslubu hiç değişmedi. Karşısına çıkanlara tavrı hiç değişmedi. Milletin değerlerini, milletin "umudunu," milletin arzularını unutmadı. Hep o değerlerle yol yürüdü. Ve hep başarılı oldu. Onun için bunca yılın en güzel özetini ne gariptir ki son rakibi yapmış oldu; "Adam kazandı."
4 Mayıs'ta Erdoğan'ın karşısına çıkarılan Muharrem İnce başlarda beklenen performansı gösteremedi. Sonrasında biraz açıldı fakat bu kez de söylediklerinin içini dolduramadı. Ortaya koyduğu problemlerin çözümüne dair somut öneriler getiremedi. Fizik dedi, kuantum dedi, diploma dedi ama tüm bunları, "Toplumu barıştıracağım." diye meydan meydan dolaşırken inanılmaz itici şekilde ifade etti. Bir proje, elle tutulur bir vaat ortaya koymadı. Apolet tartışmasıyla gözden düştü, derken 3 milyon oy aldığı 5 milyonluk(!) mitingde "İntikam!" diye bağıran topluluğa gülümseyen gözlerle baktı. On binlerce insanın Erdoğan'a hakaretlerle bağırışını izledi. Yazdığı sapkınca şiirleri savundu. Ortaya son günlerde çıkan ses kaydında görevli memura ettiği küfürler gündeme bomba gibi düştü. Daha da önemlisi seçim kampanyasının ilk gününde Demirtaş'ı ziyaret edip özgürlük çağrısında bulundu. Sonrasında CHP'li seçmenler arasında geliştirilen "Bir oy HDP'ye, bir oy İnce'ye." kampanyası da cabası. Mustafa Kemal'in askerleri, kendilerine "it sürüsü" diyen partiyi meclisi sokmak için seferber oldu adeta. Bütün bunlar da İnce'yi AK Partili küskünlere itici gösterdi. Seçimden bir gün önce, sosyal medyada yayılan bir tweet de son nokta oldu belki. "Şampanyalarımızla kutlama yapacağız, ayakkabı kokusu ülkeden gidiyor!" paylaşımı olay oldu ve görmeyeni kalmadı. İnce meydanlarda malum CHP imajını saklamaya çalışsa da-zaman zaman kendini tutamadığı anları saymazsak bunda gayet başarılı da oldu-seçmeni bunu beceremedi. Ellerinde kadehlerle fotoğraflar paylaşıp milletle alay ettiler, "Şerefine Tayyip" diye tezahüratlar söylediler, içkili mekanlarda Erdoğan'a küfürlü sloganlar attılar, meramını anlatan yaşlı bir adama "Sen önce dişlerini fırçala" dediler, yetmedi gördükleri yerde diş fırçası verip videoya aldılar, onun anlam veremeyen bakışlarıyla yüzündeki gülümsemeyle dalga geçtiler. Yani yine nefretlerini kustular, kendilerini 50 gün bile tutamadılar. İnce'nin barıştırma iddiaları da havada kaldı tabi. Yine de HDP ve AK Parti'den de ufak tefek desteklerle %30 oya ulaştı. Bunu da CHP rozetini çıkararak yürüttüğü kampanyaya rağmen CHP oyu olarak lanse etti. Kılıçdaroğlu'nun "Gel bakalım Muharrem" diyerek başlattığı bu süreç, "Gidebilirsin Muharrem" ile biter. Bu saatten sonra Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu'nun koltuğuna oturamaz. Yeni parti yolda gibi gözüküyor. Amma velakin Muharrem İnce, seçim gecesi kaçırılmadığına dair ikna etmek için 2 haftadır uğraştığı, kendi deyimiyle şizofren seçmenle ne kadar yol alır, onu da zaman gösterecek. Neticede, Erdoğan'a diktatör diyenler koltuğa yapışıp kaldı; millete çomar, gerici, yobaz, koyun diyenlerin adı da şizofrene çıktı. 24 Haziran 2018 işte böyle hatırlanacak.
*
İttifaklara dair söylediklerimiz de bir bir çıkmış oldu. Millet İttifakı seçim sonrası şafak bile saymadan dağıldı. Cumhur İttifakı 5 yıl mecliste aynen devam mesajı verdi. MHP Genel Başkanı Bahçeli memleketin beka sorunu olduğu yerde gerisi teferruattır duruşuyla gönülleri fethetti. 2002’de olduğu gibi yine Türkiyenin önünü açtı. 
Aslına bakılırsa, Erdoğan'ın "Partimize verilen mesajı aldık." ifadesi neden hep kazandığının bir ispatı. Aldığı galibiyetten çok, milletin esas söylemeye çalıştığına kulak kesiliyor.  Sonuçta, milletin iradesi yine tecelli etti. Ve Cumhur İttifakı mecliste çoğunluğu aldı.  
Velhasıl, milletin Erdoğan'a sevgisi, bağlılığı, güveni ve teveccühü ortada. Bu gerçekle yüzleşip saygı duymak yerine ona saldırmak, onu aşağılamaya çalışmak, elde ettiği başarıyı küçümsemek en hafif tabirle şizofrenlik olur. Sonuçta tarih tekerrür etti. İnce, "Çıkmışsın yenmiş, yenmiş de yenmiş." dediği Kılıçdaroğlu ile aynı kaderi paylaştı. Şimdi asıl soru, "Bu kafayla 250 sene de geçse iktidar olamazsın." diyen İnce, seçim propagandasında ekonomik sıkıntıları Saray'ı satarak çözeceğini söyleyen kafayla tahminen kaç yılda iktidar olur?.. 

Bu arada, AK Parti'de, verilen mesajın ne denli etkili olduğunu yerel seçimlerle birlikte göreceğiz.  Artık  mazeret iltifat bulmayacaktır. 
“Biz olmasaydık kibrinden” uzaklaşılmazsa akıbet kötü haberiniz olsun.. 
*
Başkanlık organizasyonu başarılıydı. Genç başarılı bir kabine açıklandı. Çorludaki tren kazası ise yürekleri dağladı. Ülkemizin başı sağ olsun. Yaralılara acil şifalar diliyorum.

Tarih: 18 Temmuz 2018 Çarşamba    Hit: 2224




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol