Yıldırım Bosnaspor’un satılmasına şiddetle karşı çıkan takımın 13 yıllık efsanevi stoperi Şevket Ok, “Sadece Yıldırım Bosnaspor’u değil bizim 50 yıllık geçmişimizi de sattılar. Bu kulüp için ben düğünümü bırakıp takımın maçına koştum. Benim terimi, benim geçmişimi, benim heyecanımı, benim çivili kramponlarımı bunlar nasıl ödeyecekler?” diye konuştu. O ilginç düğün hikayesi ise şöyle anlattı: Evleniyorum eski usül, davetliler gelmiş gelin almaya gidecekler. Aynı anda da takımın Kartal Stadı’nda önemli bir maçı var. Şevko sen olmazsan biz yenemeyiz rakibi diyorlar. Yahu düğünüm var nasıl maça gideyim siz normal misiniz? diyorum ama nafile. Sonuçta ben düğünümü bıraktım Kartal Stadı’na maça gittim. Takımın şampiyon olduğu maçta 3 gol atarak maç bitimine 15 dakika kadar çıktım. Murat ağabey beni arabasıyla düğüne yetiştirmeye çalışıyor. O akşam Allah bir yağmur verdi ki her taraftan seller akıyor. Taksi yolda kaldı, gitmiyor. Daha sonra Anadol bir taksi tuttuk, o da yolda kaldı. Daha sonra bir kamyon tutarak ben eve gelebildim. Hemen hazırlandım. 15 dakika sonra gelin konvoyu geldi ve ben böyle bir maceralı düğünle evlenebildim. Yani düşünebiliyor musunuz bir forma aşkı uğruna ben düğünümü bırakıp maça koşmuştum. Yıldırım Bosnaspor’un satışına en büyük tepkiyi işte bu yüzden en çok ben gösteriyorum.
DÜĞÜNÜNÜ BIRAKIP MAÇA KOŞAN YILDIRIM BOSNASPOR’UN
EFSANEVİ STOPERİ ŞEVKET OK, TAKIMIN SATILMASINA TEPKİLİ:
Yıldırım Bosnaspor’un, Kartal Belediyesi’ne satılmasına büyük tepki gösteren Şevket Ok, “Benim geçmişimi, benim alınterimi sattılar” diyerek Zülfü Koç yönetimine ateş püskürdü.
ıldırım Bosnaspor’da 13 yıl santrafor olarak görev yapan unutulmaz golcü Şevket Ok (55), gönül verdiği takımının Kartal Belediyesi’ne satılmasının ardından içini PAŞAVİZYON’a döktü. Rami ve Eyüpspor’da top koşturan ve dizini kırdıktan sonra futbol hayatından bir süre uzak kalan Rus Şevket lakaplı futbolcu Şevket Ok, takımın satılmasına onay veren Zülfü Koç başkanlığındaki yönetime ateş püskürdü. Takımdaki son dönem yöneticilere ağır eleştirilerde bulunan Ok, “Ben düğünümü bırakıp takımımın maçına koştum. Benim hakkımı nasıl ödeyecekler” dedi.
∂ Biraz Yıldırım Bosnaspor’un o eski şaşalı günlerinden bahseder misiniz?
Geçmişte Edirnekapı’dan bu tarafa yani Rami, Eyüp, Bayrampaşa, Beşyüzevler, Küçükköy gibi bölgemiz takımlarına bakarsanız bölgenin en iyi konumundaki Yıldırım Bosnaspor’da tam 13 yıl santraforluk yaptım. Onun haricinde 2 yıl da Yıldırım Bosnaspor’da başkanlık yaptım. Eski yıllarda Şeref Stadı’nda Beşiktaş A Takımı’nı 1-0 mağlup eden, 1978 yılında da Dereağzı’nda da lig ve kupa şampiyonu Fenerbahçe ile 2-2 berabere kalan takımda forma giydim. Bunun dışında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın forma giydiği İETT ile Rami sahasında defalarca maç yaptık. Yani o dönemde Yıldırımspor, çamurlu sokak ve çamurlu sahalardan onlarca milli futbolcu yetiştirmiştir. Mesela bunlardan bazıları; Şevket (Kocaeli), İbrahim (Beşiktaş), Kerim (Denizli), Raif (Fenerbahçe), Şevket (Eyüp), Hayri (Eyüp), Rasim (Van), Münir (Beykoz-Beşiktaş), Bahri (Kocaelispor), Bedri (İstanbulspor), Kadri (Galatasaray, Antep, Altay), Rüstem (Kocaeli, Gençlerbirliği), Bayram (İstanbulspor, Osmaniye), Recep (Karagümrük), Nasuh (Rami, İETT) başta olmak üzere onlarcası Yıldırım formasıyla futbola başlamış ve buralarda oynamıştır.
BAŞKANLIKTAN, 2. BAŞKANLIĞA
∂ Kulübe nasıl başkan oldunuz?
Saffet Altın arkadaşımızın başkan olduğu dönemde ben de 2. başkanlık görevini sürdürüyordum. Yıldırımspor ve Yıldırımgücü o zaman birleşmişti. Takımımız çok güçlüydü. Tüm maçlarımızı kazanarak amatörde şampiyon olduk. Amacımız takımı profesyonel lige çıkarmaktı.
Son maçımızı Kırklareli’nde Altıntepsi ile oynadık ve mağlup olduk. Böylece 3. lige çıkma hayallerimizi de orada bırakarak İstanbul’a döndük. Daha sonra yönetim değişti ve başkanlık görevini ben devraldım. Ağabeyim Metin Ok’u da antrenörlüğe getirdim. Bazı eksiklerimizi gidermek için o sene transferler de yapmıştık. Ve o sene de şampiyon olduk benim başkan olduğum dönemde. 97-98 senesinde 3. lige yükselebilmek için Gerede’ye gidecektik. O anda aynı mahallede büyüdüğümüz Bahri Sipahi de bulunuyordu. Bahri Sipahi bana dedi ki “Şevket başkanım, daha iyi ve daha güçlü bir yönetim için olağanüstü kongreye gidelim. İş adamı arkadaşlarımızı da yönetime alalım” dedi. Ben de bunun üzerine Kerim Erdem ve birkaç iş adamı arkadaşımızı listemize alarak kongreye gittim. Kongrenin ardından Kerim Erdem’i başkan olarak istediler. Ama ben zaten başkandım. Bana orada bir oyun oynandı. Kerim Erdem’in maddi durumu iyiydi. Onun dışında politik düşünceleri de var, burayı basamak olarak kullanmak istedi “hayırlı olsun” dedim. Benim başkanlığımı alarak beni de 2. başkan yaptılar. Türkiye Şampiyonası’na katılacağımız günlerde ise antrenör olan ağabeyimin görevine son verdiler. Yani ben ve ağabeyimi uzak tutmaya çalıştılar başarıyı kendileri sahiplenmek istediler.
KULÜBÜ YÖNETEMEDİLER
∂ Herhangi bir sebep gösterdiler mi?
Gösterdikleri sebep takımın kondisyonunun olmayışı. Şampiyon olmuş takımın nasıl kondisyonu olmaz anlayamadım. O zamanın parasıyla 15 bin mark vererek eski Fenerbahçeli Hüseyin’in kardeşi Mehmet’i antrenör yaptılar. Finalde de Metin Ok’un 12-1 mağlup ettiği takıma yenildiler. Altaylı Şakir oynuyordu bizde stoper onu oynatmadılar bir de Elvir vardı bizim santrafor Makedonyalı Metin’in adamları diye onları oynatmadılar ve elendiler.
∂ Sizce başarısızlık sebebi nedir?
Takım o sene Gerede’de elendi. Daha sonra bana yapılan bu oyunlardan sonra takımdan uzaklaşmayı düşündüm. Yeni yönetimin zihniyeti hep para zihniyetiydi. Yabancı hoca zihniyetiydi, yabancı transfer zihniyetiydi. Bu benim düşünceme uymuyordu, çünkü benim gayem kendi öz evlatlarımızı, mahallemizin çocuklarını burada yetiştirmekti. Zaten takımın kuruluş amacı futbolcu yetiştirmekti. Kendi futbolcunla 2.lige de çıkabiliyorsan çık, 1. lige de çıkabiliyorsan çık. Ama senin hiç bir şeyin yok. Ne bir bina, spor salonu, saha, araba bunların hiçbiri yok. Tek olan şey, o sene benim kulübüme aldığım bir otobüs. Her sene en az 800 bin-1 milyon dolar para harcayan yönetim, inanın o otobüsün bandrolünü bile ödemedi. Kerim Erdem, Bahri Sipahi, Zülfü Koç bu arkadaşlar kulübü yönetemediler. Burada en çok Kerim’i bilmeyenlere yanaşmasıyla, Bahri’yi milletvekili olduktan sonra kabuk değiştirip yine sermayeye yakın olmasıyla suçluyorum. Yani Yıldırım’da son 10 sene futbolu bilmeyenler yönetti ve kulüp bu duruma geldi. Hatta takım 2. Lig’den 3.Lig’e düşürüldü, maddi zarar etti. 2.Lig’de kulübümüz kalsaydı iddiadan nereden baksan 2-2,5 trilyon para gelecekti. 3.Lig’e düşürüp, ayrıyettende sattılar. Takımımızı bilenler yönettiği zaman birinci lige futbolcu verdi, onlarca milli futbolcu yetiştirdi, kendi evlatlarına sahip çıktı.
ALTYAPIYA ÖNEM VERMEDİLER
∂ Saffet Sancaklı ile takım 2. lige kadar yükselmişti. Nasıl geldi o başarı?
Takım 2. Lig B kategorisinde mücadele etti Saffet Sancaklı ile beraber. O zaman takıma gönül veren iş adamlarının da işleri çok iyiydi. Adeta para akıttılar takıma. O dönemde de çok büyük paralar savruldu ama alt yapıya hiç önem verilmedi. En büyük hataları hep böyle gidecek zannediyorlardı. Ben birkaç kongrede durumun vahametini anlattım ancak uyarılarımı dikkate almadılar. Ve kulüp yok oldu.
∂ Peki bu son aşamada takımın satılmasına karşı çıkan olmadı mı?
Benim burada başkanlık yaptığım Sporcular Derneği takımı sahiplenmeye çalıştı. Çamaşır makinesinin bulunmadığı dönemlerde, anamızın senelerce formalarını elinde yıkadığı Yıldırım Bosnaspor’un satılmasına hiçbirimiz razı olmadık. Ancak mevcut yönetim, borçlarıyla birlikte devralmak istediğimiz takımı her nedense bırakmak istemedi bizim çocuklara ve bize. İlla ki satma yolunu tercih ettiler. Zaten bunların yaptıkları şeyler senelerden beri yanlışların birikimi oldu. Belki de bazı arkadaşlar harcadığı paranın bir kısmını geri alabilmek amacıyla bu yola gittiler bizim gruba da bu yüzden engel oldular. Uzun lafın kısası bu paralı insanlarla fazla uğraşamadık yani.
∂ Takıma bu kadar emeği geçenlerin satış öncesi hiç fikri alınmadı mı?
Geçtiğimiz günlerde Bahri Sipahi ile görüştük. Kulübü tamamı 1 milyon 750 bin liraya sattıklarını ve 250 bin liralık çek aldıklarını söyledi. Ayrıca Kartal Belediyespor’un 700 bin liralık borcu da üstlendiğini söyledi. Geri kalan paranın da peyderpey ödeneceğini aktardı bana. Kulüp satıldıktan sonra ben aranıyorum. Bu satışın Bahri’nin onayı olmadan gerçekleştiremezlerdi diye düşünüyoruz. Yani ne diyeceğimi bilemiyorum şimdi 50 senelik anlı-şanlı mazisi bulunan bir takımı öyle bir potansiyeli satarak mahallemizin önünü kestiler bitirdiler. Şimdi yeniden bir amatör takım kurmak istiyorum. İsim olarak da Bayrampaşa Yıldırımspor’u düşünüyorum.
∂ Bahri Sipahi ile aranızın iyi olduğunu söylediniz. Peki satışı engellemek için Bahri Beyle görüşmediniz mi?
Bahri benim kardeşimdi, arkadaşımdı. Biz bu konuda ters düştük. Bahri son zamanlarda bizden eski manevi arkadaşlarından koptu. Zengin arkadaşlara yani diğer gruba yanaştı sorun da buradaydı. Bahri bizi unuttu. Yılların Yıldırım Bosnası adına peşkeş mi dersiniz ne derseniz deyin sonuçta bir şekilde satıldı.
YILDIRIM BOSNA DIŞA AÇILAMADI
∂ Derneğimizin çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?
2006 yılında kuruldu. Bayrampaşa’da spora gönül verenlerin bir ortak buluşma noktası. Pazartesi akşamları buluşup aramızda tekaüt maçları yapıyoruz. Ben yıllarca Bosna’da da kaldım. Orada otobüslerim vardı. Bosna’da Şekerbegoviç ve Kovaçeviçlerle her hafta veteranlar maçı oynardık. Eski arkadaşlar dostluklarını sürdürmek amacıyla haftanın bir günü buluşup maç, eğlence gibi etkinliklerle bir arada bulunuyorlardı. Ben yıllarca böyle arkadaşlıkların içerisinde bulundum.
∂ Başkanım çok güzel konulara temas ettiniz. Söylemek istediğiniz eklemek istediğiniz başka bir şey var mıdır spor camiasına veya Bayrampaşalı taraftarımıza vereceğiniz mesaj?
Yıldırım Bosna’nın en büyük eksikliği kapalı kalmak oldu. Bayrampaşa’ya hiç açılmadı. Kendini ilçeden izole etti. Takımda diğer mahallelerden de çocuklar oynasa çok daha farklı olurdu. Maçlara sadece Yıldırım Bosna taraftarları değil, bütün Bayrampaşalılar gelirdi. Ancak burada çok büyük hata yapıldı. Şimdi Bayrampaşaspor 3. Lig’de mücadele edecek. Şimdi onlarda bu hatalara düşerse, sadece ilçe merkezinin takımı olurlarsa hüsrana uğrarlar. Bayrampaşaspor, tüm ilçeye hitap etmeli. Yıldırım Bosna’nın yöneticilerinin yaptığı hatayı Bayrampaşa yöneticilerinin yapmamasını istiyorum. Şunu eklemek istiyorum; 3. Ligde Bayrampaşaspor’a başarılar diliyorum. 3. Lig’de tutunmaları için Bayrampaşa Belediyesi kesinlikle yardımcı olması lazım.
ARSA ORTAK KULLANIMA TAHSİS EDİLDİ
∂ Bir de ihtilafla bir arsa konusu var. Nedir bu olayın ayrıntıları?
O arsayı Bayrampaşa Belediyesi, Bosna Sancak Derneği ile, Yıldırım Bosnaspor’un ortak kullanımına tahsis etmiştir. Hatta belediye başkanı bana anlaşmaları gösterdi. Bu arsa tahsisi ve diğer yardımlara rağmen, bizim yöneticilerimiz hep ağladılar bugüne kadar. Belediye bize yardım etmedi, destek olmadı diye. Ama siz bir gün olsun başkanı toplantılara çağırıp bir söz hakkı verdiniz mi? Belediye Başkanımızı adam gibi karşılamadılar, hep dışlamaya çalıştılar. Hatta bazı provakatörler tarafından yuhalandı bile. Ama her şeye rağmen Hüseyin Bürge, trilyonluk arsayı kulüp ve derneğe verdi. Ama şimdi bakıyorsun kullanım olarak Bosna Sancak Derneği sahip çıkıyor.
∂ Şimdi dernek arsa bizim diye mi iddia ediyor?
Dernek yöneticileri diyor ki arsa bizim. Bir de kulüp satışından gelen para derneğin kasasına girecekmiş. Biz burada yine devre dışı bırakıldık. Dernek, bina, arsa, kulübün satışından gelen para her şey onlarınmış. İki sene evvel Dernek Başkanı Zahid bey ile Bahri bey ile görüşmüştüm. Bana dernek binasının ortak kullanımıyla ilgili düşüncelerimi aktarmışlardı. Ama ne yazık ki o gün verdikleri sözü bugün unuttular. Belediyenin bağışladığı arsanın üzerine yapacakları dernek binasının temel atma törenine Hüseyin Bürge’yi bile davet etmediler. Bunun için Bahri Sipahi ve diğer arkadaşlara sitemde bulundum. Onlar da bana yağmurlar yağıyor, hava durumu müsait değil gibi bahaneler gösterdiler. Ben de formalite temel atma töreni yağmur altında da atılır diye karşılık verdim. Sanırım burada politik hesaplar etkili oldu. Tarih: 8- Ağustos 2009 Cuma Hit: 3517