10 EKİM DÜNYA RUH SAĞLIĞI GÜNÜ

İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü, 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü'nde bir dizi etkinlik düzenleyecek. Müdürlükten yapılan açıklamaya göre, bu yılın teması ağır ruhsal hastalığa sahip kişilerin toplumdan dışlanmadan ve yaşam içinde daha üretken olarak yaşamalarını sağlamaya dönük yaklaşımların öneminin vurgulanması amacıyla "Toplum Temelli Yaklaşım ve Damgalama" olarak belirlendi. Etkinlik kapsamında Bakırköy Prof. Dr. Mazhan Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Murat Erkıran, "Hastane Temelli Yaklaşım ve Damgalama" ve Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Karamustafalıoğlu "Ülkemizde Toplum Temelli Psikiyatri Yaklaşımı", Darülaceze Başkanı Dr. Aylin Çiftçi, "Ruh Sağlığı ve Sosyal Hizmetler", Şizofreni Dostları Derneği yöneticileri Şaduman Karahasanoğlu ve Mesut Demirdoğan da "Ruh sağlığı hizmetlerinde sorunlar ve öneriler" başlıklı konferanslar verecek. Etkinlikler kapsamında 10 Ekim'de de Tünel'den Galatasaray Lisesi önüne yürüyüş düzenlenecek. 

Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri

10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü’nde ruh sağlığının önemine dikkat çeken uzmanlar, doğumdan itibaren herkesin psikolojik danışmanı olması gerektiğini kaydediyor. Yakacık Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Uğur Mumcu Toplum Ruh Sağlığı Merkezi Uzman Psikiyatrist Dr. Özlem Saran ise 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı günü nedeniyle yaptığı açıklmamada, Dünya Ruh Sağlığı Günü’nün toplumun ruh sağlığı ve ruh hastalıkları ile ilgili bilinçlendirilmesinin sağlanması ve toplumun bu konu ile ilgili dikkatinin çekilmesi amacıyla 1992 yılından bu yana her yıl 10 Ekim'de kutlandığını ifade ederek, “Ruh sağlığı yaşam kalitesini etkilemektedir. Ruh sağlığının korunması hem bireylerin yaşam kalitesini arttırır hem de toplumsal bütünleşmeyi ve toplumsal işlevselliği sağlar. Ruh sağlığının bozulması bazı durumlarda yeti yitimine sebep olmaktadır. Ayrıca ruh sağlığının bozulması toplumda damgalanmaya sebep olabilmektedir. Ülkemizde Ruh Sağlığının korunmasına ve Hastalarımızın Topluma kazandırılmasına yönelik birçok çalışma yapılmaktadır. Bu kapsamda Tüm illerimizde Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri kurulmuştur. Ağır ruhsal bozukluklar (şizofreni, şizofreni benzeri psikotik bozukluklar, duygudurum bozuklukları) bilişsel ve işlevsellik düzeyinde ciddi yeti kaybına sebep olmaktadır. Bu hastaların toplumda işlevselliğini yeniden kazandırmak ve hastaneye yatışını azaltmak, yaşam kalitesini artırmak amacıyla “toplum temelli ruh sağlığı modeli” çerçevesinde bireysel işlevi iyileştirmeye dönük etkin tedaviler sunulması, psikososyal destek hizmetlerinin verilmesi, takip ve tedavilerinin yaşadıkları ortamda, birinci basamak sağlık hizmetlerine entegre biçimde sunulabilmesi gerekmektedir. Bu nedenle Toplum Ruh Sağlığı Merkezlerinin yaygınlaştırılması ve daha fazla sayıda hastaya ulaşılabilir olması hedeflenmektedir. Dünya Ruh Sağlığı Günü’nden yola çıkarak esasen ruh sağlığının korunması için toplumun  yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, bireysel ifadenin sağlanması, toplumsal üretkenliğin arttırılmasına olanak sağlanmalıdır. Ruhsal hastalıkların bir damgalanma aracı olmaması için toplum olarak çok hassas olmamız gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

Doğumdan itibaren kişilerin psikolojik danışmanı olmalı

Bu önemli güne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi’nden uzmanları, sağlıklı toplumun temelinin ruh sağlığından geçtiğine dikkat çekiyor. Uzman Psikolog Yıldız Burkovik: “İnsanın ruh sağlığı yerinde olursa ömür boyu hem kendisi hem çevresi huzurlu olur. Ruh sağlığı yerinde olmayan kişiler öncelikle çevrelerine hayatı zehir edebilirler. Elbette ki bunun dozları vardır. Sadece çatışmalardan ibaret olan kaygılı bir yapıya sahip olmaktan, psikotik denilen gerçeği test edememe yetisine kadar uzayan bir yelpaze mevcuttur. Çocukluktan itibaren kişinin bir psikolojik danışmanının olması tüm sorunları engelleyici ya da önceden bildirici olarak hızla düzelmesini sağlayacaktır. Nasıl ki aile hekimliği artık her yerde bulunmakta ise ve her kişinin aile hekimi artık belirli ise tıpkı bunun gibi doğumdan itibaren psikolojik süreçlerinin de izlenmesi son derece önemlidir.

Kaliteli toplum kaliteli ruh sağlığıyla mümkün!

Belirli yaş dönemlerinde psikolog ve psikiyatrist kontrollerinden geçilmesi, daha kaliteli bir toplum olmamızı sağlayacaktır. Çünkü çocukluktan itibaren biriken, baskı altında tutulan olumsuzluklar ya ergenlikte ya da yetişkinlikte ani bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Oysa ki bunun sürekliliğinin sağlanması toplum olarak ruh sağlığı yerinde kişiler olarak her açıdan hızlı gelişme sağlamamızda yardımcı olacaktır.’

Koruyucu hizmetler artırılmalı!

Psikiyatri Uzmanı Dr. Semra Baripoğlu: ‘İnsanların ruh sağlığı kitleler halinde bozuluyor. Psikiyatri yalnızca kendine ulaşabilen bireylere yardımcı olabiliyor. Toplumlar ve ülke yönetimleri bu konuda daha duyarlı olmak zorunda. Ruh sağlığı koruyucu hizmetlerinin artması gerekiyor. Kitlesel ve bireysel şiddetin önüne mutlaka geçilmeli.’

Psikiyatrik hastalıklar kader değil!

Psikiyatri Uzmanı Dr. Barış Önen Ünsalver: “Ruh ve beden birbirinde ayrılamaz. Beden sağlığı için ruh sağlığının da yerinde olması gerekir. Geçmişte insanlar sadece beden sağlıkları için tedavi arayışındayken artık ruh sağlığının da önemini kavramaya başladılar. Bu nedenle sıkıntıları olduğunda uzmanlara başvuruyorlar, tedavilerini takip ediyorlar. Bütün bunlar ruh sağlığı alanında emek veren kişilerin ve halkı bilgilendirmek için çaba gösteren Dünya Psikiyatri Birliği, Türkiye Psikiyatri Derneği, Türk Psikologlar Derneği ve NPGRUP gibi sosyal sorumluluk taşıyan dernek ve gruplar sayesinde olmuştur. 2020 yılında en fazla yeti yitimine neden olacak hastalığın depresyon olduğu düşünülecek olursa daha çok çalışmamız gerektiği kanaatindeyim. Psikiyatrik hastalıklar kimsenin suçu ya da kaderi değildir. Beynin hücre düzeyindeki hastalıklarıdır ve bizler modern yöntemler sayesinde artık tedavide daha başarılıyız.”