30 Nisan 2024 Salı   

Naser ŞİMŞEK / İnşaat Mühendisi / Teknik Bakış

MEZAR-I ŞERİF

 

DÖRDÜNCÜ halifemiz Hz. Ali, 661 senesinde 63 yaşında iken Kufe'de İbn-i Mülcem adında bir Harici tarafından katledilir ve bugün Irak'ın sınırları içerisinde bulunan ve Necef olarak bilinen şehre defnedilir. ‘‘Harici’’, Hazreti Ali'nin de, onun rakibi olan ve Emevi hanedanını kuran Muaviye'nin de tarafını tutmayan kişilere denmektedir.
Afganistan'da bulunan ‘‘Mezar-ı Şerif’’in adının  ilginçliği bilmem dikkatinizi çeker mi? Merak ettiyseniz şehrin isim macerası sadece ihtisas kitaplarında geçen bir efsanedir.
Bir efsaneye göre, Hz. Ali‘nin yakınları , Ali’nin düşmanlarının O’na sağlığında yapamadıklarını cesedine yapmamaları naaşını Necef‘ten kaçırmaya karar verirler. Bu nedenle bir gece Hz Ali’nin mezarını gizlice açarlar. Cesedi beyaz bir deveye yükleyerek kendilerinin de bilmediği bir yere doğru yolculuğa çıkarlar. Deve gücünün yettiği, gidebildiği yere kadar gidecek, bitkin düşüp çöktüğü yerde de Hz Ali defnedilecek, fakat bu mezardan kimsenin haberi olmayacaktı.
Bu şekilde Hz. Ali’nin mezarının yeri korunmuş olacaktı. Devenin peşinden günlerce, haftalarca giderler, çöller ve dağlar aşarlar. Günün birinde yorgunluktan takati kalmayan deve durur ve yere çöker. Böylece Hz Ali’nin naaşı deve üzerinden indirilerek devenin çöktüğü bu yere gömülür. Hz Ali’nin naaşını gömenler işleri bittikten sonra sessizlik yemini eder ve her biri ayrı yönlere gitmek suretiyle dağılırlar.
Aradan tam 4 asırlık bir zaman geçtikten sonra bu bölgeye Selçuklu Türkleri hakim olurlar. O zamana kadar gizli kalan mezar Sultan Sencer‘in rüyasına girer. Sultan, rüyasında gördüğü bu yere hemen bir türbe ve cami yaptırır. Türbede yatan kişinin keramet sahibi olduğuna inananlar kitleler halinde gelip türbenin etrafına gelir ve yerleşirler, böylece türbe etrafında bir kasaba kurulmuş olur, kasabada doğal olarak “mezar” ismini alır.
Moğol istilası ile taş taş üstünde kalmaz. 300 yıl sonra Timur soylu Hüseyin Baykara bir rüya görür, Sultan Sencer’in türbe ve cami yaptırdığı yerde ondan daha büyük bir türbe inşa ettirir. Böylece türbenin etrafında yeniden bir yerleşim yeri canlanır,  gittikçe büyür ve bir kent haline gelir, siyasi bir hüviyetle beraber Orta Asya’dan hacca gidenlerin uğradığı kutsal bir yer özelliği kazanır.
Horasan bölgesindeki şehrin adı ‘’mezar-ı şerif’’ olmuştur. 
Emevi zulmünden kaçan Ehlibeytin bu bölgeye göçünden sonra ‘’horasan erenleri’’ ortaya çıkmıştır. Bu erenler zamanla Mevlana gibi Anadolu’ya oradan Sarı Saltuk gibi Balkan coğrafyasına yayılarak bölge insanını İslam dinine davet etmiştir.

Tarih: 16 Kasım 2018 Cuma    Hit: 1657




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol