26 Nisan 2024 Cuma   

İŞ KAZALARI VE ACİL EL YARALANMALARI

İŞ KAZALARI VE ACİL EL YARALANMALARI
 


Acil el yaralanmalarına nasıl müdahale edilmelidir?

İş kazası nedir?
Sanayileşen ve seri üretime dayalı ekonomilerde çalışan sağlığının ve güvenliğinin sağlanması işyeri sahiplerinin temel görevleri arasındadır. Çalışanın sağlığı bizzat devlet sosyal güvenlik örgütü tarafından güvence altına alınmış olsa da devlet kuruluşlarının kapasite aşımı dolayısıyla veya direkt işyeri sahibinin inisiyatifi ile özellikle el yaralanmalarında sıklıkla özel sağlık kuruluşları tercih edilmektedir. Bu tür sağlık kuruluşlarında en gerekli özellik yeterli donanım ve tecrübeli el cerrahisi ekibinin istihdamıdır.
İş sağlığı ve güvenliği kanununun 1.bölümünün 3.maddesine göre; işyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olaya iş kazası denmektedir.
İş kazaları çok sıklıkla kıdemsiz personelin başına gelebileceği gibi kıdemli personeli de etkileyebilmektedir. Basit cilt kesileri, darbeler, yumuşak doku hasarlarından uzuv kayıplarına kadar geniş yelpazede yaralanmaları el cerrahisi pratiğinde sürekli görmekteyiz. İlk tıbbi müdahale için ülkemiz sağlık sisteminde yeterli sayıda sağlık kuruluşu ve sağlık personeli bulunmakta fakat nihai cerrahi müdahaleyi gerçekleştirebilecek yetkinlikte el cerrahisi, ortopedi veya plastik cerrahi uzmanı ne yazık ki, her ilimizde bulunamamaktadır. İstanbul ili bu açıdan sanayi üretiminin en yoğun olduğu ve iş kazalarının en yaygın görüldüğü bölgelerde başı çekmektedir. Bu da şiddetli el yaralanmalarına kısa sürede müdahale edilebilmesini sağlayacak yeterlilikte el cerrahisi merkezlerinin varlığını zorunlu kılmaktadır.
İş kazalarında % 80‘in üzerinde en sık yaralanan bölge el ve parmaklardır. Hiçbir yaralanma hafife alınmamalı ve tam teşekküllü sağlık kuruluşuna başvuru en kısa sürede gerçekleştirilmelidir. Her bünye yaşanan travmaya aynı düzeyde tepki vermez. Ağrı eşiği yüksek veya şeker hastalığı gibi ağrı duyusunun zayıfladığı bireylerde kemik kırıkları dahi şişlik, kızarıklık, ısı artışı gibi belirgin bir bulgu vermeyebilir.
İş kazası sonrası çalışan sakin bir yere çekilerek işyeri hekimi tarafından muayenesi yapılmalıdır. İşyeri hekimi istihdam edilmiyorsa, en yakın sağlık kuruluşuna vakit kaybetmeden başvurulmalıdır. Bu bir sağlık ocağı dahi olabillir. İlk müdahalesi yapıldıktan sonra kopuk bir uzuv söz konusuysa, uzuv serum veya normal suyla hafif ıslatılmış bir gazlı bezin içine sarılarak bir poşete koyulmalı, bu poşet içinde buz küpleri/buz aküsü/buz jel bulunan bir başka poşetin içine konulmalıdır. Burada kopuk uzuv için sağlamamız gereken ortam kurumayı engellemek ve hücreleri canlı tutabilmek için soğutmak olmalıdır. En sık yapılan hatalardan biri uzvu direktman buzun içine koymaktır. Bu durumda buzla direkt temas eden uzuvda yanıklar gelişecek veya buz eriyince suyun içinde kaldığı için canlılığını yitirerek şişecek ve ameliyat başarısının düşmesine neden olacaktır.
Hasta taşınan uzuvla nihai ameliyatın yapılacağı hastaneye intikal ettiğinde öncelikle genel durumu değerlendirilmelidir. Kan kaybından dolayı kan takviyesi veya yoğun bakım ihtiyacı dahi doğabilir. Sadece parmak veya el bölgesi yaralanması ile gelen hastalarda genel durum bozukluğu çok nadiren görülür. Hasta/hasta yakını/hasta vasisi yaşadığı kazayı anlattıktan sonra iş kazası tutanağı acil servis ekibi tarafından tutulur ve hasta acil ameliyata alınır. Gerekli müdahale mümkünse ilk 8 saat içinde haber yapılmalıdır.
Öncelikle kopan uzvun dikilir durumda olup olmadığı değerlendirilir. Bıçak, cam, keser gibi düzgün kesilerde kopan uzvun tutma olasılığı daha yüksektir. Ezilme, pres makinasına kaptırma, kayışa kaptırma gibi uzvu sündürerek koparan yaralanmada bu oran biraz daha düşer, fakat uzuv canlılığını koruduğu sürece, dokular kıyılmadığı sürece hemen her tür yaralanmada yerine dikilme işlemi mümkündür. İnsan tabi ki, bir lego değildir ve ameliyat bittiğinde tedavinin bitmiş olduğunu düşünmek abestir. Ameliyattan sonraki 48-72 saat boyunca yüksek doz kan sulandırıcı ilaçlar verilmesi gerekir. Her şey yolunda giderse, gerekli kan sulandırıcı tedaviyle taburculuk planlanabilir. Yara yeri ve röntgenle kemiklerin kaynaması 1-2 ay kadar takip edilir. Bu sürenin sonuna doğru fizik tedavi süreci başlar. Yaklaşık 6 ay gibi bir sürede fizik tedavi süreci tamamlanır ve çoğunlukla bu sürenin sonunda hasta işine geri dönebilir. Bu en iyimser senaryodur. Aksi durumda hastada bir doku bozukluğu kalır ve sahip olduğu engel oranına göre kendisine yeni bir pozisyon ayarlanabilir veya yeni bir işe başlayabilir.
Kopma haricinde kan dolaşımının etkilenmediği, sadece tendon, sinir, kemik, bağ yaralanmalarının oluştuğu bir takım daha basit yaralanmalarda müdahale süreci acil değil, ivedi olmalıdır. Gerekli hazırlıklar yapılarak mümkünse, yaralanma sonrası ilk hafta müdahale gerçekleştirilmelidir.
Tüm bu yazılanların özeti; kan dolaşımı müdahalenin aciliyetini belirleyen temel kıstastır. Hasta sağlık kuruluşuna ne kadar erken yetiştirilirse, ameliyatın başarı şansı bir o kadar yükselir. Gecikmiş yaralanmalarda doku bozukluğu ihtimali malesef katlanarak armaktadır.
Herkese sağlıklı günler dilerim.

 

Op. Dr. Javad Mirzazada
Bayrampaşa Kolan Hospital
Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü

https://kolanhastanesi.com.tr/haber/sifasini-silivride-buldu

Tarih: 20 Haziran 2022 Pazartesi    Hit: 2302

Fotoğraflar
  • #
  • #
Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol