Merhabalar Saygıdeğer Paşavizyon okurlarım,
Bu sayımızda ülkemizin etkilendiği gibi bütün dünyanın hissedilir şekilde etkilendiği ve dünyamızın geleceğini tehdit etmeye başlayan küresel ısınma problemlerinden biraz bahsetmek istiyorum. Saygıdeğer okurlarım, teknolojinin bize sağladığı hayatı rahatlatan, yaşamayı kolaylaştıran imkanlar kullanılırken doğaya verdiğimiz tahribat hiç düşünülmedi. Fakat doğamız artık, ‘ben bittim’ diyor. Daha fazlasını ben kaldıramam, bugüne kadar size verdiğimi geri alıyorum haberiniz olsun diye uyarıyor. Su kaynaklarını hoyratça kullandık, dünya üzerindeki tarımsal alanlarımız daha fazla ürün almak adına üzerine atılan kimyasal gübrelerle toprağın yapısını değiştirdik. Her dönemden daha fazla ürün almak için binlerce yıl ekilen tohumların yerine genetikleri değiştirilen ürünlerin çekirdeklerinden tekrar ürün alınamaz oldu. Genetiği değiştirilerek ekilen tohumlar, kendi içlerinde ürettikleri böcek ve sineklerle çevredeki diğer tarlaların ürünlerini de yok ediyorlar. Bilhassa yaşadığım bir olayı size aktarmak istiyorum.
İzmir Çeşmede domatesiyle meşhur bir köyde çiftçinin biri sera yaparak domates ekmiş ve üretimini bayağı verimli bir şekilde toplamış. Serayı açar açmaz çevre tarlalarda ata tohumu ekmiş çiftçilerin tarlalarını bu böcekler talan etmişler. Konuştuğum bir köylü on beş bin fideden fazla domates ektiği tarlasından bu böceklerin verdiği zarardan dolayı, mevsimi tarlasından bir domates almadan geçirdiğini ağlamaklı bir eda ile şahsen bana anlattı. Bu sera sahibini tarım bakanlığına şikayet etikleri halde hiçbir sonuç elde edememişler. Halbuki Tarım Bakanlığı, köylerde ücretsiz Ata tohumunu dağıtığı halde, daha fazla para hırsı çevreye verdiği zarar maalesef parayla ölçülmeyecek kadar fazla olan genleri değiştirilmemiş bu tohumlar öyle lanet bir şey ki ürünü aldıktan sonra toprağa ve çevreye verdiği zarar devam ediyor. Elde edilen ürünü kullanan, tüketen insanlar üzerindeki olumsuz etkilerini de sürdürüyor. Çiftçilerinde kullandığı antibiyotik bazlı yemler bütün dünya ülkelerinde tamamen yasaklandığı halde bizde kontrolsüz bir şekilde kullanılmaya devam ediyor. Çocuklarımızın gelişmesi için en önemli besin maddesi olan yumurta içinde durum aynı. Bu antibiyotik kullanımlarının çocukların ergenlik yaşlarını çok etkilediği biliniyor, bu konuyla ilgilenen doktorların açıklamalarından duyduğumuz kadarıyla çocuklar ergenlik yaşlarının 8-9’a kadar gerilediğini söylüyorlar. Evlatlarımız çocukluklarını yaşayamadan ergen oluyorlar. Neyin ne olduğunu anlayamadan öğrenmeden ergen olarak sonraki hayatlarında birçok problem yaşamalarına sebep oluyor.
Küresel ısınmanın ülkelere verdiği tahribata hazır olmak için, bizler birey olarak sivil toplum örgütleri, tarım birlikleri ve devlet tarım birlikleri şimdiden tedbirler alarak projeler üretmeleri getirmektedir. Anadolu muzda önceden yapılan kuru tarımı yeniden canlandırmalıyız. Paketli veya yaş taze tarımsal ürün ithalatını tamamen yasak getirmeliyiz. Türkiye şu anda 130’dan fazla çeşit taze tarımsal ürün ithal ettiğini duyduğum zaman şok olmuş idim. Acayip şekil ve isimleri olan o meyveleri yemesek meyve sularını içmesek acaba yaşayamayacak mıyız? Tayvan bile Türkiye’den ithal ettiği yumurtalarda kanserojen madde tespit ettiği için alımı durdurdu. Ne oldu bu yumurtalara? Türk vatandaşları tarafından tüketildi çocuklarımıza yedirdik. Tarım Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı tarafından herhangi bir açıklama yok. Kanser vakaları patlamış durumda. Sosyal medyada Sağlık Bakanlığının her gün açılan hastane videoları ile demek istiyor ki önemli değil, siz hasta olun hastanelerimiz hazır. Hasta olmadan sağlıklı yaşamak için geliştirilmiş hiçbir politika yok.
Değerli dostlarım, vatandaşlarım şunu demek istiyorum sağlıklı yaşamak için çocuklarımız ve kendiniz için kendi tedbirimizi kendimiz almalıyız. Kesinlikle paketlenmiş hiçbir şeyi evimize almamalıyız. Hazır çorbalar, paketlenmiş şekerlenmeler, meyve suları, patatesten, mısırdan yapılmış ürünler aldığımız zaman çocuklarımızı mutlu ettiğimizi sanıyoruz. İnanın sağlık açısından geleceklerini riske atıyoruz. Yoğurdumuzu evde yapalım hem daha güzel hem de daha güvenilir. Sebze ve meyveleri sadece mevsiminde tüketelim, kışın yediğimiz domatesin salatanın faydasından çok zararı olduğunu bilelim. Umarım bu tavsiyelerimin bazılarına uyulur. Çünkü yakın gelecekte uymaya mecbur kalacağımız o gün gelmeden sağlıklı yaşayalım, yeterli miktarda, israf etmeden sağlıklı beslenelim.
Hoşça kalın, Sağlıkla kalın, Allah’a emanet olun.