26 Nisan 2024 Cuma   

Leyla ALTINTAŞ / Uzm. Fizyoterapist / Fiziksel Sağlık

HAYATA SAĞLAM BASIN

 

YÜRÜMEDE, koşmada ya da en basitinden ayakta durmada en fazla yük binen vücut bölümümüz ayaklarımızdır. Vücudumuz belirli biomekaniksel kurallara göre hareket eder bu hareketlerin başlangıç noktası ise yine ayaklarımızdır.
Yere nasıl basarsak yukarıya doğru diz, kalça, bel, sırt ve hatta boynumuza yansıması da ona göre olacaktır. Ayakta normal basma durumunda vücut ağırlığının yarısını sağ ayak diğer yarısını ise sol ayak taşımalıdır. Ön ve arka dağılımına bakacak olursak bunun da yarısını ayağın ön tarafı diğer yarısını da ayağın arka tarafı taşımalıdır. Yani kısacası vücudumuzu sağ ön, sağ arka, sol ön ve sol arka olacak şekilde dört parçaya ayırırsak her parça vücut ağırlığının %25’ini taşımalıdır. Eğer bu dağılımda bir dengesizlik oluşursa yukarıya doğru iletilen yük dağılımı da dengesiz olacaktır. Kişi eğer vücut ağırlığını ayaklarının arka bölümünde daha yoğun olarak taşıyorsa vücut dengeyi sağlamak için bel boşluğunu arttıracak ve ilerleyen dönemde bel fıtığı riskiyle karşı karşıya kalabilecektir. Vücut ağırlığını  ayaklarının ön bölümünde daha yoğun taşıyorsa  bu sefer dizlere daha fazla yük binecek ve dizde kıkırdak problemleri ve ilerleyen dönemde kireçlenme sorunlarıyla karşı karşıya kalabilecektir. Aynı şekilde vücut ağırlığını sağda ya da solda daha yoğun olacak şekilde taşıyorsa da  omurganın yana doğru eğriliği olan skolyoza neden olabilecektir.
Ayaktaki basma problemlerini ikiye ayırıyoruz. Birincisinde ayak bileğinin ayağa göre olan açısına bakılır yani yürüme esnasında topuk kemiğinin içe ya da dışa kaymasıdır. İkincisi ise ayak uzun arkı dediğimiz topuk kemiğinden başlayıp parmak köklerine kadar uzanan ayak kavisinin artması (pescavus) ya da azalması (pesplanus – düz taban) durumudur. Ayak tabanındaki bu problemler genetik olabileceği gibi yanlış ayakkabı kullanımına bağlı sonradan da edinilmiş olabilir. Ayakkabı seçiminde en az 2 cm dolgu topuk olmasına, topuk kemiğini kavrayan bölümünün sert olmasına, ayak taban bölümünün mümkün olduğunca geniş olmasına, tabanı iyi desteklemesine, ön kısmının dar olmamasına dikkat edilmelidir. Günümüzde bu problemlerin teşhisi için “Bilgisayarlı Yürüme Analizi” yapılmaktadır. Bu analiz yönteminde kişi basınç sensörleriyle donatılmış düz bir platform üzerinde yürür. Bu sensörler vasıtasıyla ayak tabanının basınç haritası çıkarılmış ve bilgisayar ekranına yönlendirilmiş olur. 3 boyutlu yapılan bu analizler sayesinde ayakta sabit dururken (statik) ya da yürüme esnasında (dinamik) ayağın hangi bölümüne ne kadar yük verildiğini, yürüme sırasında ayak tabanının hangi bölümünün yerle ne kadar süreyle temas ettiğini ölçümlemiş oluruz. Analiz sonuçlarına göre kişiye uygun egzersiz programları oluşturulmalı, gerekli görülen durumlarda ise kişiye özel tabanlıklar ya da özel ayakkabılar yapılmalıdır.

Tarih: 08 Temmuz 2021 Perşembe    Hit: 2039




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol