19 Nisan 2024 Cuma   

MEMLEKETİMİZ BU KADAR İTİBARSIZ MI?

 

BİR YABANCI Elçilik mensubu, Ankara’nın ortasında vatandaşımızı öldüresiye dövüyor. Polis, yakalayıp serbest bırakıyor. Büyükelçi’si ortaya çıkıp, Türkiye’ye meydan okuyor.
Hatırlayınız, olay geçen hafta Ankara’nın ortasında yaşandı. Askeri Pilot olarak görevli bir subayımız, bir Kurmay Yarbay, aracıyla giderken trafikte sıkıştırılıyor. Sıkıştıranlar 4 kişi ve Kuveyt’in Ankara Büyükelçiliği mensupları.
Yarbay, sıkıştıranlara tepki veriyor ve aralarında tartışma çıkıyor. Bir’e karşı dört kişi olan Kuveyt’liler, Yarbay’ı devirip bir güzel dövüyorlar, hem de ne dövmek. Kanlar içinde bırakıp, hastanelik ediyorlar.
Yarbay, hastaneye kaldırılırken, vatandaşlarımız da her zaman olduğu gibi olayı seyredip, oradan ayrılıyorlar.
Dayak yiyen yurttaşımız, Hava Kuvvetleri Komutanı’nın damadı. Polis, suçluları yakalayıp Karakola götürmek istese de,“diplomatik dokunulmazlıkları” ndan ötürü, oracıkta serbest bırakıyor.
HEM SUÇLU, HEM DE GÜÇLÜ’LER
Olay basın-yayın organlarında, geniş ölçüde haber yapılıyor. Suçluların, derhal sınır dışı edilmeleri isteniyor. Okuyan ve izleyen vatandaşlarımız kızdıklarını, öfkelendiklerini söyleseler de, konu iki günde unutuluyor. Çünkü, olay artık haber olmaktan çıkıyor.
Bizim halkımız unutsa da, Kuveyt’liler unutmuyor. “Hem  suçlu, hem de güçlü” olmanın peşine düşüp, Kuveyt’in Ankara Büyükelçisi o şaşırtıcı açıklamasını yapıyor. Ve, diyor ki,“Bizim mensuplarımızı, sınır dışı edemezsiniz. Bizim Türkiye’de yatırımlarımız var. Aksi takdirde, onları kaldırırız.” Petrol zenginliklerine güvenen Kuveyt Elçisi demek istiyor ki; “Bizim paramız var, ve bu parayı sizin ülkenizde kullanıyoruz. Adamlarımızı sınır dışı ederseniz, bu parayı geri çekeriz.” Başka bir anlatımla; “Biz, paramızla adam da döveriz, hakaret de ederiz. Bize, bir şey yapamazsınız.”
BU OLAY, BİR AVRUPA ÜLKESİNDE OLSAYDI
Kuveytli diplomatlar, eğer herhangi bir Avrupa ülkesinde o ülkenin vatandaşını döverek hastanelik etseydi, acaba bizdeki gibi mi olurdu? Asla! 24 saat içinde, kapı dışarı edilirlerdi.
Değerli okuyucularım, bu tür olaylar bu boyutta olmasa da, geçmişte de yaşanmış, ancak suçluları hep sınır dışı edilmişlerdi. Bizim dış temsilcilerimiz de böyle bir olaya karıştıklarında, derhal kapı dışarı edilmişlerdi.
Zengin Arap ülkeleri liderleriyle “sarmaş-dolaş” olan iktidar mensupları, bırakın sınır dışı etmeyi, onların kılına bile dokundurmazlar. Kuveyt, Irak’a komşu küçük bir Arap ülkesi. 1991 yılında, bir gece sabaha karşı devrik Irak lideri Saddam tarafından işgal edilmiş, hamileri tarafından hemen kurtarılmıştı. Çünkü, petrol zenginiydi. Saddam’ın kellesi de, zaten o yüzden gitmişti.
İyi, ama biz onlara saygın bir misafir muamelesi yaparken ve onları korurken, nasıl olup da bizim Ordu mensubu bir vatandaşımızı sokak ortasında öldüresiye dövüyorlardı? Bu despotluk, bu şımarıklık nedendi? Nedeni belli. Arkalarında, onlara bağımlı bir iktidarımız var. Adama baksanıza, “Bize, bir şey yaparsanız. Aksi halde, yatırımlarımızı çekeriz.” diyor ve tehdit ediyor.
Al, yatırımını başına çal. Benim memleketimde, benim vatandaşıma dayak atamazsın ve sokak ortasında ona hakaret edemezsin.  İktidardan güç alan bu şımarık zenginlerin, döverek yerlerde sürükledikleri bir Türk vatandaşı değil, bu memleketin itibarıdır. Yazık ki, çok yazık...

Tarih: 24 Eylül 2014 Çarşamba    Hit: 1286




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol