ÜLKE bir aile gibidir, elbette alınan kararlarda farklı sesler çıkacaktır ama ailenin bir evladı alınan her karara sürekli karşı çıkıyor ve sürekli engel olma çabası içine giriyor ise bu aynı zamanda aileye de zarar verir. 

Üçüncü köprü projesinden, marmaray’a, hızlı trenden üçüncü havaalanına kadar her şeye karşı çıkan ve eleştiren CHP kısır bir siyasetin içinde kaybolma ve hatta bugün eriyerek yok olma eğrisi içindedir. Son süreçte ise İŞİD elinde rehin olan vatandaşlarımızın kurtarılarak ülkemize geri getirilmeleri hepimizin içini rahatlattı, ancak bu durum karşısında ana muhalefet partisinin liderinin savaş çıkmadıkça cumhurbaşkanı ile görüşmem tavrı ilkokul çocuklarının göstereceği bir tavırdan öteye gidemedi.  CHP yüzde 26 alıp saygı görmeyi, önemsenmeyi isterken yüzde 52 alan bir adaya saygı duymaz ve önemsemez ise büyük bir haksızlık yapmış olur.

Artık CHP doğru ve halkın yararına yapılan işlerde hükümeti tebrik etmeyi öğrenmeli ve bunu yapacak olgunluğu göstermelidir.  Özelliklede devletin tüm kademelerine sızmış ve kendi camiası dışında herkesi düşman gören paralel yapıyla mücadele eden hükümete sonuna kadar destek verilmesi gerekirken bu yapıyı destekleyen girişimlerde bulunmak tarihi bir hatadır. CHP kendi partilisine bile zulüm etmiş iftiralar atmış hatta usulsüz olarak telefonlarını bile dinlemiş olan paralel yapının hala nasıl destekçisi olabilir? 

CHP ve MHP’nin kendilerine yapılan kaset komploları ve telefon dinleme skandallarına rağmen, cemaat medya kuruluşları tarafından yıllarca kötü gösterilmelerine rağmen bugün neden paralel yapıyı destekleyen bir konuma gelmiştir. Milletvekilleri gizli telefon dinlemesi yaptığı tespit edilen polisleri korumak için çaba sarf ederken acaba hangi mecburiyet karşısındadırlar. 

Paralel yapıya tüm gücüyle destek veren muhalefetin cumhurbaşkanı adayını bile cemaat eksenli seçtiği düşünüldüğünde hiç unutulmamalıdır ki bu olay hariç MHP ve CHP hiçbir olayda aynı birleşmeyi gösterememiştir. CHP ve MHP’de ahlaksız kaset komploları ile geçmişte de karşılaştıkları için bugün paralel yapıya verdikleri destek akıllara pek çok senaryoyu da beraberinde getirmektedir.

Bugün hükümetin karşısına çıkıp doğruya doğru yanlışa yanlış diyemeyen muhalefet yarın bunun bedelini çok ağır biçimde ödeyecektir. 2015 milletvekili seçimleri Kılıçdaroğlu’nun son seçimidir. Kaybedeceği son seçim demeye gerek yok zaten tarihinde hiç seçim kazanamadığı için, ne kendisinin nede partililerin seçim kazanmak gibi bir umudu yok.

Üst üste iki seçim kaybetmenin moral bozukluğu içinde olan muhaletefe baktığımızda, hüzün verici bir tablo görüyoruz.

‘Tayyip Erdoğan takıntısı’, muhalefeti etkisiz kılarken, siyaset üretmek yerine, ‘öfke ve tepki’ üretilmesine neden oluyor. Dün elindeki Meclis içtüzüğü kitapçığını TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e fırtalan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın tepkisi, bir çaresizliği ve çaresizliğin yarattığı öfkeyi gözler önüne serdi.

CHP’nin bir durup düşünmeye ihtiyacı bulunuyor.