Av. Ali Kahraman / Avukat / Hukukçu Gözüyle /

FİLİSTİN İÇİN DÜNYA HALKLARI AYAKTA. TÜRKİYE’DE HALK ORTADA YOK!

Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
ve devam ediyor başkalarının hınçlarıyla
düşmanı gösteriyorlar, ona saldırıyoruz
siz gidin artık
düşman dağıldı dedikleri anda
anlaşılıyor
baştan beri bütün yenik düşenlerle
aynı kışlaktaymışız
incecik yas dumanı herkese ulaşıyor
sevinç günlerine hürya doluştuğumuzda
tek başınayız.
                      İSMET ÖZEL
***
Ülkemiz bir seçim döneminden daha çıkarak, kazandık diyenlerle kaybedenlerin aynı acılı hayata döndüğü günleri yaşamaya başladı. Gerek Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi, ekonomik ve sosyal problemler, gerekse dünyadaki kriz ortamı, insanların derin bir ümitsizlik ve mutsuzluk girdabına sürüklenmesine neden olmaktadır. Bugüne kadar liderlerinin kerameti ile ayakta kalmaya alışmış olan halkımız, takke düşüp kel görününce peşinden koştuğu insanların, partilerin ve cemaatlerin niteliksizliklerini görünce derin bir boşluğa düştüler. Uzun süreli olarak bağlı yaşamaya alışmış olan insanlarımız şiirde bahsedildiği gibi tek başına kalınca büyük bir boşluğa düşüverdi…
Birey olmayı nerede ise unutmuş olan halkımız kayıp imam yada mesih dışında bir kurtarıcının kalmamasının derin bir şaşkınlığı içerisinde bocalayıp durmaktadır.
Gerek Türkiye’de gerekse dünyada meydana gelen olaylara boş gözlerle bakan bir topluluk haline getirildik.
Anayasa ile ilgili güya özgürlükçü bir yaklaşım ile parlamenterlerin mutabakatı ile birçok maddesinin değiştirileceği bir çalışma yapıldığı söyleniyor, lakin halkın geniş mutabakatından bahsedilmiyor. Yani Türkiye’de bir halkın varlığından kimse bahsetmiyor. Seçim zamanlarında 4 -5 yılda bir hatırlatılan ve sonra da adam yerine konmayan, kendisinin de değerini anlamayan geniş yığınlar var artık.
Son üniversite olayları ve Eurovision Şarkı Yarışması ile dünyadaki sivil halkın, İsrail vahşetine yönelik tepkisini ve duyarlılığını net olarak gördük. İnsan olan ve vicdan taşıyan herkesin dinine, diline bakmadan Filistin halkının yanında yer alması normal bir insani tepki olarak tarihe bir not bırakmıştır.
Lakin bütün İslam ülkelerinde ve Türkiye’de  birey olamamış ve ruhunu ve beynini ipotek altına aldırmış  reaya (bir hükümdarın - despotun emri altındaki halk) yan gözle olanı biteni izlemekle meşgul. Katliamların başladığı günden 6 ay sonra İsrail ile lütfen ticareti sona erdirdiğini ifade eden iktidara Sürat Asmaya (Buğz Etmek ) cesareti olmayan Müslüman toplulukların BİREY olmasını ve vicdanını özgürleştirmesini beklemek saflıktan öteye anlam ifade etmemektedir.
Yani bu Müslümanca hayat bizi ne bu dünyada mutlu edecek ne de cennet ümidini yeşertecektir.