Can Kaan SAĞLAM / Sporun Dili / Basketbol Antrenörü / Eğitmen
ERKEN YAŞTA SPORUN GÜCÜ VE DOĞRU YÖNLENDİRMENİN ÖNEMİ
Spor dünyasında başarıya ulaşmanın en temel sırlarından biri, spora erken yaşlarda adım atmak. Hem fiziksel hem de zihinsel gelişim açısından büyük rol oynayan spor, küçük yaşlarda başlandığında çocuğun hayatına disiplin, özgüven ve güçlü bir temel kazandırıyor. Bugün olimpiyatlarda tarih yazan pek çok sporcunun hikâyesine baktığımızda, ortak noktalarının çocukluk döneminde sporla tanışmaları olduğunu görüyoruz.
Olimpiyat şampiyonlarının ortak özelliği: Erken başlangıç
Erken yaşta sporla buluşan çocuklar, hem vücutlarını hem de karakterlerini spor sayesinde şekillendiriyor. Bu durumun somut örnekleri ise dünya sahnesinde fazlasıyla mevcut.
Örneğin ABD’li efsane yüzücü Michael Phelps, yüzme kariyerine sadece 7 yaşındayken başladı. Bu erken başlangıç ve disiplinli çalışma düzeni, onu tarihin en çok madalya kazanan olimpiyat sporcusu yaptı.
Yine ABD’den Simone Biles, 6 yaşında jimnastiğe adım attı. 2016 Rio Olimpiyatları’nda elde ettiği 4 altın, 1 bronz madalya ile tarihe geçen Biles, genç yaşların sporda ne kadar belirleyici olduğunu kanıtladı.
Türk sporunun gururlarından Servet Tazegül ise tekvandoya 7 yaşında başladı. 2008 Pekin’de bronz, 2012 Londra’da altın madalya kazanarak hem ülkemizin hem de tekvando tarihinin önemli isimlerinden biri oldu.
Bir diğer milli gururumuz Busenaz Sürmeneli, boksa 10 yaşında başladı ve 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda altın madalya kazanarak Türkiye’ye bu branştaki ilk olimpiyat madalyasını getirdi.
Okçulukta tarih yazan Mete Gazoz, henüz 3 yaşındayken eline yay aldı. 2020 Tokyo’da altın madalya kazanarak Türkiye’yi bu alanda zirveye taşıdı, 2024 Paris’te de gümüş madalya ile başarısını perçinledi.
Erken başlamak faydalı, ancak doğru yönlendirme şart
Her ne kadar sporun çocuklar üzerindeki olumlu etkileri tartışılmaz olsa da, uzmanlar önemli bir noktaya dikkat çekiyor: Yanlış antrenman programları büyümeyi olumsuz etkileyebilir. Aşırı yüklenme veya bilinçsiz çalışma, özellikle gelişme çağındaki çocuklarda kas-iskelet sistemine zarar verebiliyor.
Uzmanların verdiği bilgilere göre aşırı yoğun antrenmanların, çocukların yaklaşık yüzde 15’inde büyüme plakalarında yaralanmalara yol açabildiği belirtiliyor. Bu nedenle sporun mutlaka uzman gözetiminde, doğru tekniklerle yapılması gerekiyor.
Bir diğer uyarı ise tek bir branşa aşırı yoğunlaşılmasıyla ilgili. Çocuğun yalnızca tek spor dalına yönlendirilmesi, hem sosyal izolasyon riskini artırıyor hem de kas gruplarının dengesiz gelişmesine neden olabiliyor. Farklı sporlarla ilgilenmek ise çocukların hem fiziksel hem de zihinsel açıdan daha dengeli bir gelişim göstermesini sağlıyor.
Son söz
Spor, çocuklar için yalnızca bir aktivite değil; karakter gelişiminden fiziki dayanıklılığa kadar hayatı şekillendiren güçlü bir araç. Ancak bu yolculukta ailelerin ve antrenörlerin bilinçli yaklaşımı büyük önem taşıyor. Doğru yönlendirme ile desteklenen her çocuk, hangi branşı seçerse seçsin, kendi potansiyelini en sağlıklı şekilde ortaya koyabiliyor.