Saygı değer okuyucularımız,
Herkes inşaat sektöründe daire açığı var derken, ben iç piyasa da sokak arasında yürüyen, yapılan inşaatların, müteahhitler tarafından maliyet hesabı yapamadıkları için satış profillerinden daire satışlarını kaldırdıklarını gören biriyim.
İşim gereği sokak sokak gezmek, görmek zorunda kaldığım Bayrampaşa’da hemen hemen her sokakta bir inşaatların yükseldiğini görmekteyim.
İnternette daire satış sitelerine girdiğimde bu dairelerin yarısından çoğunu satışta görmemekteyim. Türkiye’de inşaat sektöründe daire açığı var denmesine rağmen yüzlerce dairenin şehir içlerinde müteahhitlerine ulaşamadığını görüyoruz.
İlk olarak müteahhit’in maliyet çıkaramamasından, ikincisi’de mülk almaya çalışan vatandaşlarımızın bu maliyetteki dairelere ulaşımda zorluk çekmesinden kaynaklanıyor. Bana göre inşaat arz açığı Esenyurt, Beylikdüzü, Başakşehir ve Bahçeşehir taraflarında konut açığı olduğunu, bunun sebebinin yabancıların vatandaşlık almak için site içi konutları güvenlik açısından tercih etmesinden kaynaklandığını belirtmek isterim.
Bu bahsettiğim ilçelerde böyle bir durum söz konusu iken, sokak arası inşaatlara çok talep olmadığını görmekteyim. Bu maliyetlere hiç durmaksızın zam gelmeye devam ediyor. Bu zamlar en sonunda toplanıp daire alacak vatandaşlarımıza yansıdığı için bu işin bu gidişle sürdürülemez tarafa geçebileceğini net bir şekilde söyleyebilirim.
Bir şey sonsuza kadar yukarı gidemez, gitmemeli. Hem arsa fiyatlarının değerinin üstünde fiyatlanması, hem inşaat sektöründe sokak arası inşaatların maliyetlerinin m2 bazında 5.000 TL’yi geçmesi işi biraz vahim hale getirecek gibi duruyor.
Bir de daha başka çok önemli bir sıkıntıdan bahsedeyim sizlere.
Şu anda Türkiye’de hiçbir sektörde çalışacak kalifiye eleman bulmak nerede ise imkansız hale geldi. İnşaat sektöründe demirci, duvarcı kalfası, sıvacı, boyacı bulmak çok zor iken mobilya sektöründe usta veya vasıflı eleman bulmak hayal oldu. Çevremizde başka sektörde çalışan arkadaşlarımıza sorduğumuzda hemen hemen her sektörde buna benzer sorunların olduğunu görmekteyiz. Genç nüfus dediğimiz geleceğimiz olan gençlerimiz evlatlarımız hiçbir şekilde meslek sahibi olma gayretinde değil. İşe alacağınız bir personelin sorduğu ilk şey “kaç para verecen”, “cumartesi çalışamam” vs. gibi sorular oluyor. Oysaki ilk önce ne iş yapacağını sorması, o işi yapabilecek mi ona göre maaşını talep etmesi gerektiğini düşünmüyorlar. Herkes masa başı iş istiyor. Yani herkes patron olmak istiyor. Bunu biraz da eğitim sistemine bağlamak gerek. Mesleki liselerin artırılması, herkesin ilkokuldan bu yana neye eğilimi varsa ona yöneltilmesi gerektiği bir eğitime geçmek gerek. Yoksa kalifiye personel bulamayan sektörler, ya durma noktasına gelecek, ya da kaybolup gidecek. Korkum küçük Amerika olmaya doğru gitmemiz.
Çok güzel bir örnek vermek istiyorum sizlere. Bir ortamda Avrupa’da oturan bir dostumla sohbet ederken, bana bir çocuğun matematik dersinin 95 puan olsa, fen dersinin ise 65 puan olsa hangisi için öğretmen desteği alırsın diye sorduklarında, herkes notu düşük olduğu için fen dersinden destek alırsın diye düşünür. Hayır Avrupa’da tabiiki Matematik öğretmeni tutarlar dedi. Çünkü yatkınlığı onaysa onu daha iyi hale getirmek için matematik desteği alır. Fark burada işte. Bizde ise herşeyden biraz olsun olunca, kalifiyeli gençlerin yetişmesi zorlaşıyor...
Kalın sağlıcakla..