Meme içinde kanserleşen bir hücrenin, bir tümör oluşturması
ve bir uzmanın muayene sırasında anlamasına ya da radyolojik incelemede belli
olmasına kadar hayli uzun zaman geçmesi gerekir. Kadınlar genellikle en az 1
cm. büyüklüğüne ulaşmış bir kitleyi, elle kontrol yöntemi sayesinde fark
edebiliyorlar.
Günümüzde meme kanseri belirtilerinin çoğu kişinin kendisi
tarafından bulunuyor. Kanserli kitleler nispeten sert, düzensiz kenarlı, yüzeyi
pürtüklü görünür ve meme dokusu içinde rahatça oynatılamaz, hareket etmezler,
dolayısı ile kaslara yada meme dokusuna yapışıktırlar. Kanser uzak organlara
metastaz (yayılım) yapmışsa bu yayılımlar, nadiren meme kanserinin ilk
bulgusunu oluşturur. Meme kanserinin sıkça yayılma gösterdiği bölgeler ise
kalça ve omurga kemikleri ile akciğerlerdir. Ancak bazı hastalarda meme kanseri
belirtilerinin hiçbirisi olmayabilir, rastlantısal olarak yapılan bir USG’de
tanı konabilir. Bazen yalnızca Mamografi ve USG incelemesiyle tespit
edilebilir.
Aşağıdaki belirtilerden en az biri varsa, vakit geçirmeden
uzmana başvurulması gerekiyor.
• Memede veya koltukaltında ele gelen kitle (sertlik,
şişlik)
• Meme başından akıntı (tek kanaldan kanlı veya şeffaf renkli)
• Meme başında içe doğru çekilme, çökme veya şekil bozukluğu
• Meme başı derisinde değişiklikler (soyulma, kabuklanma)
• Meme cildinde yara veya kızarıklık
• Meme cildinde ödem, şişlik ve içe doğru çekintiler olması
(portakal kabuğu görünümü)
• Memede büyüme, şekil bozukluğu veya asimetri ya da
renginde değişiklik (kızarıklık vs.)
Meme Kanseri Evreleri; Meme kanserinin evreleri memedeki
tümörün boyutları, koltukaltındaki lenf bezlerine yayılımı ya da uzak
organlardaki metastazlarına göre belirlenir. Evre 0’da kanserin yayılma
riskinin olmadığı “in-situ” denilen dönemdir. Sonraki Evre 1’de tümör boyutları
2 cm. küçüktür, lenf bezlerine atlamamıştır. Evre 2’de tümür boyutu 2 cm. küçük
ya da büyük olup lenf bezine atlama ihtimali vardır. Evre 3’ünde boyutlar
büyümüştür ve koltukaltı lenf noduna atlamıştır. Evre 4’te ise meme, koltuk
altı, kalp, akciğer, karaciğer, beyin gibi uzak organlarda kanserin yayılması
söz konudur.
Meme Kanseri nasıl anlaşılır?
Meme kanseri bazı hastalarda herhangi bir belirti vermezken,
bazı hastalarda ise genellikle kendini belli eden sert kitlelerin ele gelmesi
ile fark edilir. Meme kanseri çoğunlukla kadınların kendi kendini muayene
etmesi ya da mamografi ve ultrasonografi taramalarında ortaya çıkar. Meme
kanserinde en çok şikâyet edilen ve fark edilen memede kitle oluşumudur.
Meme kanseri, meme başında kanlı akıntı, içeri çekilme ya da
meme cildinde çöküntü, çekilme ve portakal görünümü alması meme kanserinin
başlıca habercilerindendir. Ayrıca aniden gelişebilen kızarıklıklar, şişlikler
ve asimetrik şekilde büyümeler görülmesi de mümkündür. Yine, en önemli
belirtilerinden biri olan meme başının kabuklanması ve egzama tarzı bir
görünüme sahip olmasıdır.
Meme kanseri, genellikle herhangi bir ağrıya yol açmaz.
Kadınlar yukarıdaki durumları kendi kendine muayene sonucunda fark edebilirler.
Fakat bazı durumlarda memelere yakın bir noktadan ağrı hissi ile doktora
başvuru yapabiliyorlar. Bu gibi durumlarda hekiminiz tarafından size mamografi
taraması önerebilir.
Meme Kanseri risk faktörleri;
Cinsiyet; Meme kanseri en sık kadınlarda görülüyor.
Erkeklerde görülme oranı, yüzde 1’den daha az.
Yaş; Meme kanseri çoğunlukla 50 yaş ve üzerinde görülüyor.
35 yaş ve altında rastlanma sıklığı daha az. 2000-2004 yılları arasındaki
Amerikalı kadınlardaki meme kanseri insidansı 30-34 yaş grubunda 100 binde 25
iken, 45-49 yaş grubunda 100 binde 190'a ve 70-74 yaş grubunda ise 100 binde
455'e yükseliyor.
Herediter (kalıtsal); Meme kanseri veya genetik bozukluklar
nedeniyle oluşmuş meme kanserleri genç yaşlardaki kadınlarda daha sık
görülüyor.
Aile Hikâyesi; Özellikle anne tarafından 1. derece
akrabasında (anne, teyze, anneanne, kızı) meme kanseri hikâyesi olması önemli
bir risk faktörü kabul ediliyor. Bu akrabaların meme kanserine menopoz öncesi
yakalanmaları ve/veya çift taraflı meme kanseri olmaları, riski daha da
artıyor.
Östrojen Hormonu; Bir kadın ilk âdetini ne kadar erken
görürse (örneğin 12 yaştan önce) ve menopoza ne kadar geç girerse (örneğin 55
yaş), meme kanserine yakalanma riski o kadar artıyor. Doğum kontrol hapı
kullanmanın da, çok düşük oranda olsa bile meme kanseri riskini artırdığı
düşünülüyor.
Menopoz sonrası hormon tedavisi; Menopoz dönemindeki, sıcak
basması gibi sorunların önlenmesi amacıyla kadın hastalıkları ve doğum
uzmanlarınca uzun süreli reçete edilen (5 yıl veya daha fazla süreyle) östrojen
ve medroksiprogesteron asetat içeren kombine hormon ilaçları, meme kanseri
riskini sadece östrojen içeren hormon ilaçlarına kıyasla daha çok artırıyor.
Meme Kanseri hikâyesi; Bir kadının bir memesinde daha önce
kanser gelişmiş olması, ileride diğer memesinde de kanser gelişmesi riskini
yaklaşık 2 kat artırıyor.
Işınlanma (ışın tedavisi); Çocukluk çağında başka kanserler
nedeniyle (lenf kanseri vb.) göğüs ışınlaması geçirenlerde, meme kanseri
görülme sıklığı artıyor.
Beslenme ve çevre faktörleri; Yağ bakımından zengin beslenme
şekli ve kilo alma, özellikle menopozdaki kadınlarda meme kanseri riskini
artırıyor. Alkol kullanımı (günde bir kadehten fazla) yine riski artırırken,
sigaranın etkisi hala tartışılıyor. Düzenli egzersiz ve fiziksel aktiviteninse
meme kanseri riskini azalttığı biliniyor.
Genetik bozukluklar; Herediter (kalıtsal) meme kanseri
genleri (BRCA1 ve BRCA2) tüm meme kanserlerinin yüzde 5-10'unu oluşturuyor.
Yanlış; Kişinin ailesinde meme kanseri öyküsü yoksa kanser riski yoktur. Doğru;
Meme kanseri olan kadınların yüzde 75’inin ailesinde meme kanseri öyküsü
bulunmuyor. ‘Kadın’ olmak tek başına meme kanseri riski taşımak anlamına
geliyor.
Meme Kanseri türleri nelerdir?
Meme kanserinin çeşitli tipleri var. Ancak temel olarak iki
ana gruba ayrılıyor; birincisi, noninvaziv ya da başka bir deyişle in situ
(yayılma göstermeyen) ve ikincisi invaziv (yayılma potansiyeli olan) grup.
Meme kanserinden ölüm oranlarına bakıldığında, en yüksek
olduğu ülkeler Kuzey Avrupa'da bulunuyor. 40 yaş üzeri kadınlarda Mamografik
tarama programlarının artmasının ve menopozdaki kadınlara önerilen hormon
replasman tedavilerinin gittikçe azalmasının, meme kanseri tedavisindeki
başarıyı artırdığı düşünülüyor.
Hepimize sağlıklı günler diliyorum. Ne olur FARKINDALIK
oluşturmayı unutmayınız..
Op. Dr. Aytekin
Coşkun
Özel Rami Hastanesi
Genel Cerrahi Uzmanı