26 Nisan 2024 Cuma   

Mustafa HATİPLER / Prof. Dr. / Rumeli Mektupları

YUNUSU ANLAMAK

 

Türkiye’de bir zamanlar; “Bilgi sahibi olmadan kanaat sahibi olmak” diye çok meşhur bir aforizma vardı. Gerçekten de birçok insan hiç bilgisi olmadığı konularda kanaat ve görüş bildiriyordu. Aslında bu konu di’li geçmiş zaman kipiyle yazılmamalı, çünkü durum hala aynı.  Bu duruma ilave edilmesi gereken bir başka konuda bilinmeyen hatta hiç bilinmeyen ama herkesin bildiğini düşündüğü insanlarla ilgili. İnsanlar gerçekte hiçbir fikir ve görüşünü bilmedikleri insanları benimsemiş özümsemiş gibi bahsedebiliyorlar. Bilindiği sanılan ama gerçekte hiç bilinmeyenler bu insanlardan. Bu konuda iki isim başı çekiyor; Mevlana ve Yunus. Hoşgörü ile ilgili bir husus mu var; Mevlanacıyız, dostlukla ilgili bir durum mu var Yunus oluyoruz. Mevlana’nın  temel öğretisi ne?  Neden “Gel, gel” diye seslenmiş, neden sevgiyi dillendirmiş? Bunları pek bilmiyoruz. Öğrenmek mi? O çok zor bir iş. Efsaneler, menkıbeler her zaman için cazip  geliyor.  70’li yıllarda sözlerine hüccet getirmek isteyen yarım akıllıların çoğu sözlerinin arasına “Avrupalı bir düşünür, şöyle yazmaktadır” diye eklemeyi ihmal etmezdi. Bu Avrupalı düşünür/lerin kim olduğunu kimse öğrenemedi. Ama Avrupalı olması önemli(!)ydi. Afrikalı düşünürlerin o konuda çok daha güzel şeyler söylemiş/yazmış olmasının pek bir önemi olmazdı…
Bu yazımızda, yukarıda sözünü ettiğimiz bilindiği sanılan ama gerçekte hiç bilinmeyenlerden  biri olan Yunus’tan, onun öğretilerinin, hayat felsefesinin esasından söz edelim. Yunus’un öğretilerinden. Yunus’un öğretilerinin kaynağı yani Yunus’un hayata bakışını anlattığı eseri Risâletü’n-Nushiyye’dir.  Risâletü’n-Nushiyye; mesnevi nazım tarzı ile yazılmış bir eserdir. Eser, konusu ahlak olan bir nasihatnamedir. Zaten kelime anlamı da “Nasihatname Risalesi”dir. Yunus’u anlamak, onun ilahi sözü haline gelmiş birkaç şiirini  ezberlemekten  ya da onunşa ilgili birkaç menkıbe anlatmaktan değil, Risâletü’n-Nushiyye’yi anlamaktan geçiyor. Yûnus, Risâletü’n-Nushiyye’de, hayata bakışını ifade ediyor.
Yunus’un bu güzel eseri, giriş ve mensur kısmı dışında 583 beyittir. 13 beyitten oluşan Giriş kısmında Yunus, Âdem Peygamberin Allah tarafından  anasır ı erbaa (ateş, su, hava ve toprak) vasıtasıyla yaratılmasını anlatır. Özellikle bu olayı; Âdem Peygamberin yaratılışında toprağın su ile karıştırılıp Âdem’in çamurunun yoğrulması, ardından havanın onu hareket ettirdiğini ve ardından ateşin onu ısıtınca ruhun cisme geldiğini anlatır. Yûnus varlıkların ilkesi  kabul edilen sayılan dört maddenin özelliklerini şöyle yazmaktadır: Toprak; sabır, cömertlik, yumuşaklık, Su; saflık, Hava; riya ve acelecilik, Ateş; kibir ve haset. Yunus, bunun yanında ruh ile gelen hasletler olarak dört unsur daya yazar: İzzet, vahdet, haya ve edep. Yunus eserin mensur kısmında; aklı tarif eder. Yunus’a göre;  aklın çeşitleri; dünya işlerini bildiren akl-ı meâş, ahiret ahvalini bildiren akl-ı meâd ve Allah’ın marifetini bildiren akl-ı külli olmak üzere üç akıl türü vardır. Yunus’a göre iman da  ilme’l yakîn, ayne’l yakîn ve hakka’l yakîn olmak üzere imanı da üç sınıfa ayırır
Yunus, eserin ilk bölümünde tasavvuf yolculuğuna çıkmış dervişin  sakınması gereken hasletleri yazar. Bu bölümde nefis ve gönül konusunu ele alır. İkinci bölümde; kibir, üçüncü bölümde; öfke ve gazap, dördüncü bölümde; cimrilik ile haset ve  beşinci ve son bölümde gıybet ve iftira konularında dervişin sahip olması gereken hasletleri yazar.
Sonuç olarak, Yunus’u anlamak, dini, insanlığı, hayatı, yaşamı anlamaktır….



Tarih: 11 Ağustos 2022 Perşembe    Hit: 1049




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol