İlyas ÇAĞLAYAN / Tiyatrocu / Oyuncu / Kültür - Sanat

NEDEN SANAT? HADİ ANLATALIM...

İnsanlar doğdukların günden itibaren sanatla iç içe yaşamaya başlarlar.
Henüz hiçbir şeyin farkında olmadıkları günlerde anne ninnisi ile uyurken zamanla kendisi de melodik seslerle ağlamaya başlarlar. Duvarlarında duran fotoğraf veya tablolara aşina olan insanoğlunun bir sanat olduğunu ise yaş aldıkça algılamaya başlar.
Peki sanat neden bu kadar önemli; hayatımızın her anında karşımıza çıkan bu yetenek altyapısı ve eğitimle gelişen sanat nereden çıktı.
Aslına bakarsanız insanın varoluşundan itibaren sanat hem iletişim hem de bir yaşam şekli olmuştur. Henüz yazı bulunmadan yaşanılanları günümüze ulaştıran duvar resimleri yerini zamanla daha eğitimli resimlere bırakmış. Yaşadıklarını anlatmaya ihtiyacı olan gelişen nesil ise kitaplar ve romanlarla günümüze gelmişler. Tiyatro ise apayrı bir sanat dalı. İnsanları eğlendirmek ve iktidarları eleştirmek Cumhuriyet öncesi dönemde sarayların kapıları arkasında kalan olayları sıradan halka anlatmak için sahnelenen eserler ile toplumda ki yerini almıştır.
Tüm sanat dallarının kullanıldığı bir sanat olan tiyatro oyunculuğuna gönül verenlerin işte bu yüzden diğer sanat dallarına eğilimli olmalıdırlar. Mesela Bir müzisyeni canlandıracaksa Şan eğitimi almalı, bir ressamın hayat hikayesi sahnelenecekse en azından tuale nasıl bakması gerektiğini bilmelidir. İşte tüm diğer sanat dalları ile olan bağlantısı oldukça güçlü olan tiyatronun hayat ile de sapasağlam bağları bulunmaktadır.
Hayatın her aşamasında gerekli olan empati yeteneğinizi geliştirmek için başvuracağınız bir sanat dalı olan Tiyatro ayrıca pedagoglar tarafından gelişimlerini sürdüren çocukların ve gençlerin özgüvenleri için önemle tavsiye edilmektedir. Düşüncelerinin karşı tarafta veya arkadaş topluluğunda alacağı tepkiden korkan çocukların bu korkuları tiyatro ile birden yok oluyor.
Çocuk önce kendisinin bir birey olduğunu ve ne kadar değerli bir varlık olduğunu daha küçük yaşlarda bu sanatla öğrenirken aile ve toplum arasında ki davranışlarını düzenlemesini kendisi yapar ve hiçbir uyarıya gerek kalmadan doğru ve yanlışı birbirinden ayırabilirler.
Genellikle kendi yaş gurupları ile aldıkları eğitimler sonucunda belki çok iyi birer oyuncu olamayacak bir Kıvanç Tatlıtuğ veya Serenay Sarıkaya olamayacaklar ama onları eleştirebilecek tekniğe sahip olurken çok iyi bir tiyatro ve sinema izleyicisi olacak kendilerine sunulanlara seçici gözlerle bakarken yanlış olanı hayatlarından çıkaracaklardır.
“Neden Sanat?” sorusuna birçok yönden de bakabiliriz kıymetli Paşavizyon Gazetesi okuyucuları ama önemli olan bizlerin hem şahsımızı hem de evlatlarımızı SANAT denen olguyla ne zaman ve nerede buluşturabildiğimiz noktadır…
Yazımı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sözüyle noktalamak istiyorum müsaade ederseniz;
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.
Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur. Bir milletin sanat yeteneği güzel sanatlara verdiği değerle ölçülür.
Sanat, insanın çevresiyle etkileşim içinde olmasını, etrafında olan bitene daha duyarlı olmasını, özgür düşünebilmesini ve kendini özgürce ifade etmesini sağlar. Güzele ulaşmanın en etkinli yolu Sanattır. Sanat yaşamı güzelleştirir, insana ve çevresine değer katar.   
Sanatla kalın değerli okuyucularım...