Bu ay köşe yazımda Türkyie’nin bacasız sanayisi, uzun yıllardır ülkemizin dış ticaretindeki açığı kapatan Turizm sektörümüzden bahsedeceğim.
Özellikle 2022 yılı itibari ile ülkemizde fiyat artış hızımız ne enflasyon oranlarımız ne de ülkemizdeki döviz artışı oranı ile mukayese edilemeyecek seviyelere ulaştı.
Her ne kadar Turizm Bakanlığımızın pozitif verileri ve açıklamalarına rağmen etrafımızda gördüğümüz ve duyduklarımız sektör açısından pek de olumlu değil.
Özellikle uzun bayram tatillerinde vatandaşlarımız artık yurt içinde değil yurt dışında tatil yapmayı seçmekte.
Sorguladığımızda uçakla ulaşım dahil yurt dışı tatil paketleri ülkemizdeki ulaşımsız tatil paketlerinin nerede ise üçte bir fiyatına satıldığını görmekteyiz.
Yurt dışına talep o kadar fazlaki vize ile gidilen Avrupa ülkeleri tahminim ülkemiz için ayırdıkları vize kontenjanları çok hızlı dolduğundan artık vatandaşlarımıza vize bile vermemektedir.
Vizesiz gidilen ülkelerde uzun tatil dönemlerinde adeta kendi ülkemizdeki yoğunlukta vatandaşlarımızı görmekteyiz. Mevcut durum bu iken maalesef, Bakanlığımız ve yetkiler bu durumu adeta yok saymakta, görmemezlikten gelmektedir.
Hatta bu durum yetmez gibi bu sene başında Ege sahillerimizdeki Yunan adalarına Yunan hükümetinin ülkelerine turist çekebilmek adına yaptıkları kısa süreli kapıda vize verme düzenlemesine de yetkilerimiz seyirci kalmıştır.
Unutulmamalıdır yurt dışına giden her bir vatandaşımız en fazla ihtiyacımız olan dövizi de bu ülkelere götürüp harcamaktadır.
Bu belirttiğim iki konu dışında yıllardır var olan ama son yıllarda katlanarak artan hafta sonunu Paris, Milano, Londra başta olmak üzere Avrupa’nın popüler başkentlerinde geçiren bir trend de oluşmuş durumdadır. Cuma-Cumartesi günleri İstanbul’dan bu amaçla yüzün üzerinde uçak dolu olarak kalkmakta. Pazar akşamı Pazartesi sabah dönüş yapılmaktadır.
Bu yolla yurt dışına çıkan vatandaşlarımız daha ziyade gelir seviyesi yüksek kesim olduğundan hem gittikleri şehirlerde yüksek harcama yapmakta hem de dönüşlerinde bavullar dolusu alışverişle ülkemize dönmektedirler.
Turizm Bakanlığımızın hızlı bir şekilde bu tabloyu konunun paydaşları ile masaya yatırması gerekmektedir.
İnsanımızın mutlak suretle istediği yere gitmekte özgürlüğü vardır. Bu konuyu tartışmak bu özgürlüğü kısıtlama değildir. Neden ülkemizin değil de yurt dışını tercih edildiğinin tespiti gerekmektedir.
İlk paragrafta belirtim, etrafınızda ve sosyal medyada şahit olduğunuz ülkemizde tatilin fahiş olarak zamlı hale geldiğidir. Bu konudada çalışma yapılmalı, tatil yörelerindeki belediyelerle ortak çalışmalar yapılmalı.
Turizme dönük yeme içme ve konaklama yerlerinin çoğaltılmasının önü açılmalı, bu yolla rekabetçi bir piyasa oluşturulmalıdır. Bunlar yapılırken zaman kaybetmeden işletmeler denetlenmeli. Tarife dışı fiyat talep edenler, yabancı turiste ayrı fiyat yerli turiste ayrı fiyat uygulayan işletmeler çok ciddi yaptırımlar ile karşılaşmalıdırlar.
Üç tarafımızın denizlerle çevrili ve dört mevsimi aynı anda yaşadığımız cennet vatanımızda bir deniz ürünü, birkaç mezeden oluşan bir yemek masası şahit olduğumuz anormal fiyatlardan kurtulmalıdır
Yazı tatilinin en güzel aylarında. Temmuz ayımızın her bir vatandaşımız için keyifli geçmesini diliyorum. Hoşçakalın