Sanata ilham kaynağı olan Berber / Kuaför mesleğinde bu yazımızda gençleri ve aileleri sektöre teşvik edecek unsurlara değinmek isterim.
Öncelikle mesleği öğrenmekte istek, yetenek ve kabiliyet en temel 3 unsur. Eski dönemlerde anne / baba / akraba mesleği olarak icra edilen birçok meslek gibi bizim mesleğimizde artık tercihlere kaldı. Peki tüm iş saç / sakal tıraşı mı? Ya da saç boyamak / makyaj yapmak mı? Geçmişten günümüze sürekli yenilenen ve yenilik isteyen mesleğimize ve sanatkarlığımıza değer katmak, kendimizi nerede görmek istediğimizi bilmek, işin hangi noktasında olacağımızı belirliyor aslında.
Marka güvenirliği oluşturmuş bir sanatkâr mı? Yurtdışında eğitim seminerleri düzenleyecek potansiyelde bir eğitmen olmak mı? Yoksa eğitim merkezi kurmak mı? İşin sanatkârlık boyutu bir yana, ciddi kazançlar elde edilebilecek ucu açık bir sektör olduk.
Yaklaşık 20 yıl semtimizde Berberlik mesleğini icra etmiş bir meslektaşımız İngiltere’ye adım attığı gün saç / sakal tıraşıyla ekmeğini kazandığını anlatıyordu. Yine bir Kadın Kuaförü meslektaşımız Belçika’daki kuzeninin yanına yerleşiyor ve aynı gün sıcak parayı cebine koymaya başlıyor. Nitekim 12 yıl içerisinde Usta Öğretici’lik pozisyonuna ulaşan bir meslektaşımız şuan Mesleki Eğitim Merkezi’nde öğretmen olarak yeni nesilleri yetiştiriyor. Döneme bakarsak özellikle İstanbul’da gerek sanatkarlığı, gerek salon yönetimi gerekse verdiği hizmetlerle isim yapmış birçok meslektaşımız var. Mesele büyük paralar kazanmaksa, çoğunun evleri, arabaları, yazlıkları var. İşin özünde insanın kendini nerede görmek istediğine bağlı bu konu. Şuan örgün eğitim gören çocuklarımızın / gençlerimizin kariyerlerini belirleme noktasında onlara katkı sağlayacak birçok husus mesleğimizin içerisinde yer alıyor. Esnaf olmanın yanı sıra, ürün satışı yaparak ticaret yapıyor ya da mesleği bir başkasına aktarırken eğitmenlik yapıyorlar. Ebeveyn olarak altını çizerek belirtmeliyim ki; çocuklarımız bir meslek erbabının yanında sadece mesleki bilgi kazanmakla kalmıyor, yönetmeyi öğreniyorlar, savaşmayı, deyim yerindeyse zorluk karşısında mücadeleyi hepsinden öte hayatı. Haydi fırsat verelim, önayak olalım. En son 90’larda kalan bu geleneği yeniden başlatmak bizim elimizde. Belki okul çıkışlarında, belki hafta sonları ya da yazları… Çocuklarımızı bir meslek erbabının yanında pişirelim. Geç olmadan çocuklarımızın içerisinde yer edinmiş bir meslek aşkı var ise onları doğru yönlendirmek çabamız. Bugünün çocukları yarın ebeveyn olacak, arkadaş çevresinde kendine kattıklarıyla yoldaş olacak. Çok kıymetlidir aslında meslek erbabı olmak. Unutmayın; her kesimin oturduğu koltuktur Berber Koltuğu…