04 Temmuz 2025 Cuma   

Ümit ALBAYRAK / Gazeteci Yazar / Yiğitçe

DESTEK VE KÖSTEK

 

6 Şubat Pazartesi günü Kahramanmaraş merkezli depremler tüm Türkiye’yi yasa boğdu.
Aynı zamanda tüm Türkiye tek yürek oldu ve büyük bir yardım seferberliği başladı.
Toplanan yardımlar arasında göz yaşartıcı o kadar çok şey vardı ki, kumbarasını bozan da tutun, oyuncaklarını veren çocuklar, gönderdiği kıyafetlerin cebine yiyecek ve para koyan koca yürekliler, hac parasını gönderenler, tek bir ineğini, kefen parasını yollayan dedeler, nineler…
Deprem bölgelerindeki görüntüler o kadar kötüydü ki ben hayatım boyunca unutmayacağım.
Enkaz altında kalan hayatlar ne kadar da yüreğimizi acıttı, vefat eden on binlerce insanımızın bu hayattan yitip gitmesi bizleri gözyaşlarımıza boğdu.
Tüm toplum olarak psikolojimiz bozuldu.
Ne ekonomik krizi, ne de ay sonu nasıl geçirebileceğimizi düşündük, yüreğimiz paramparça oldu kaybettiğimiz canlarımıza üzüldük.
Evet. Depremin ilk saatlerinde hatta ilk günlerinde birçok ilçeye hatta köylere maalesef gidilemedi.
10 şehri birden yıkan ve belki de dünyada ilk kez olan bu afetten dolayı hangi ülke olursa olsun maalesef bir anda herkesi kurtartma şansı olamadı.
Bir vatandaş olarak Türkiye ve dünyanın birçok yerinden gelen arama kurtarma ekiplerine de teşekkür ediyorum.
Ve yine bu depremler nedeniyle tüm ülke yardım seferberliği yaparken, devleti kötüleyen, provakatif paylaşımlar yapan kötü niyetli kişiler de gördük.
Yalan yanlış paylaşımlarla devleti acziyet içinde gösterenler, siyasi rant uğruna enkaz önünde halkı kışkırtmaya çalışanlar, depremzedelerle dalga geçenler, yaptığı yardımları şova çevirenler, dükkanları yağmalayanlar, hasarlı evlere hırsızlık yapmak için başka şehirlerden gelenler, depremzedelere fahiş fiyattan malzeme satanlar, kira fiyatlarını astronomik şekilde arttıranlar, deprem yardım malzemelerini çalanlar, satanlar…
Kısaca insanlarımız enkaz altında kalmadı insanlığımız da enkazda kaldı…
Türkiye bulunduğu coğrafyadan dolayı bir deprem ülkesi. Bu bir gerçek.
Kahramanmaraş depremlerinden sonra bilim adamlarının yaptığı açıklamalara hala görmezden geleceksek vay halimize.
Deprem ülkesinde yaşadığımız için geçtiğimiz 12 Kasım’da tüm Türkiye’de deprem tatbikatı bile yapıldı. Kabul, bugüne kadar birçok tatbikatlar yapıldı, eğitimler de verildi.  Ancak Türkiye olarak depreme hazırlıklı değiliz. Olası bir Marmara depreminde İstanbul’da 500 bin insanın ölebileceği öngörülüyor. İstanbul’da kıt kanaat aldığımız tabut gibi evlerde yaşıyoruz.
Bizim vatandaş olarak alabildiğimiz önlem deprem çantamızı hazırlamak, ki birçok kimse bunu bile yapmıyor. Depreme yakalandığımızda olabiliyorsa hızlıca dışarı çıkmak eğer, çıkamıyorsak evin içerisinde beyaz eşyalar gibi sert ve büyük eşyaların yanına çökerek yaşam alanı oluşturacak şekilde cenin pozisyonunu almak. Gerisi Allah kerim…
Peki devlet ve belediye yetkilileri bugüne kadar depreme yönelik olarak ne yaptı ve bundan sonra ne yapacak?
Umarım bundan sonra reklam değil deprem bütçeleri çok olur. Hatta deprem bütçeleri tüm bütçeler arasında ilk sırada yer alır.
Devlet ve yerel yönetimlere düşen görev tüm binaları kontrol etmek ve çürük yapıları tespit etmek.
Çürük yapılar acilen yıkılmalı ama hak sahipleri de mağdur edilmemeli ve depreme dayanıklı evler yapılmalı.
Tüm Türkiye’de depremlerde zarar görmeyen TOKİ ölçeğinde büyük bir toplu konut seferberliği yapılmalı.
Depremlerde hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Yaralılara da acil şifalar temenni ediyorum.
Allah ülkemize bir daha böyle acılar yaşatmasın.

Tarih: 17 Şubat 2023 Cuma    Hit: 1009




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol