Av. Ali Kahraman / Avukat / Hukukçu Gözüyle /

BEKLENEN MUCİZE

Yol uzun hayat ise, belirsiz
Bir yalnızlık kıskacında duruyor.
Kaskatı kesilmiş bir iklimde
Vuruyor biteviye kalbinden
Dost düşman ayırmadan ...
Herkes ya memnun ya da habersiz
Fersiz bir bakışla karşılık veriyor
Vahiy gelmiyor, yeni  bir Resul uyarısı yok
Dağılmışlık ya da tam bir teslimiyet hakim
Nasır tutan gönüller de...
Ah ey beklenen mucize
sen terk etmedin bizi
buradasın ama biz habersiziz
gir artık fütursuzca ocaklarımıza
utancımıza aldırmadan
Yakıver bir kez daha ışığını gönlümüze
                                       Ali KAHRAMAN

Dünya hiç olmadığı kadar karamsar bir iklime doğru yuvarlanıp gidiyor. İnsanlık genel olarak şaşkın bir şekilde olan biteni seyrediyor ve anlamlandırmaya çalışıyor. Fakat egemenlerin işbirliği ile sürüklendiğimiz bu anafordan nasıl çıkılacağına ve yeni umutları yeşertmenin mümkün olup olmayacağına dair hiç kimse net bir fikir ortaya koyamıyor. Geleceğe dair en büyük umudu yine gençlerin direnci ve  devrimci duruşunda arıyoruz.  Ancak fikir adamlarının. Filozofların ilk kez bu kadar çaresiz kaldığını görmekten dolayı iyilik ve adalet arayışında olan insanların derin bir suskunluğa büründüğünü müşahede ediyoruz. Geçmişte acılarımızı dindiren ve bizlere ümit veren Kadim dini düşüncelerin de ciddi bir susukunluğa ve teslimiyetçi yaklaşıma düçar olduğu görülmektedir.
Sanırım 2020 yılının başında insanlığın başına bela edilen Korona Virüs salgını sonucunda hem fiziksel hem de ruhsal olarak başka ve değişik bir varlık haline getirildi insanlık. Tek elden yönetilen bu proje ile hem koskoca devletler tahakküm altına alındı, hem de insanlık tek tipleştirildi…
Ve şimdi sadece kendi ızdırabı, kendi sevinci ve hayali ile baş başa kalan bireyler halini aldık. Kimseye güvenmeyen, kimseye acımayan, yüreği taş gibi kas katı kesilmiş bir varlık olduk. Görünüşümüz insan ama olaylara ve olgulara gösterdiğimiz tepkiye bakıldığında daha çok üretilmiş robotlara benzedik.
Bu derin savruluş ve yokoluştan kurtulmak için sağımıza solumuza bakıp hala insan kalmış varlıklar ile dinine, diline, milliyetine bakmaksızın irtibatımızı kurup, iyilik ve insanlık meşalesini yakmamız gerekmektedir. Yoksa robotların içerisinde yok olup gitmekten bizi hiçbir şey kurtaramayacak.
Vesselam…