Türk tekstil sektöründe Bayrampaşa çok önemli bir yere
sahip. 2010 yılında Bayrampaşa Tekstilci ve Sanayici İşadamları Derneği’nin
(BATİAD) kuruluşuyla daha da ivme kazanan Bayrampaşalı tekstilciler üretim ve
satışlarıyla dünya devlerine kafa tutuyor. Tekstilciler son dönemlerde
özellikle ihracatta sendelese de ayakta durmayı başarıyor. İşte tüm bunlarla
ilgili olarak sektörün önemli markalarından ELM Triko’nun sahibi ve BATİAD
Başkanı Şerafettin Kurt, Paşavizyon Gazetesine önemli açıklamalarda bulundu.
1970 yılında Samsun’da doğan Kurt, 1973’te ailesiyle
birlikte Bayrampaşa’ya geldi. Halen Altıntepsi’de oturan Şerafettin Kurt, 1980
yılında büyük ablasının ismiyle kurulan Elmas Tekstil’in 10 yıl boyunca fason
dikim yaptığını belirterek, “İlk başta konfeksiyon olarak hizmet veriyorduk.
Ağabeyim ve ablamın dikim tecrübesi vardı. 10 yıl kadar konfeksiyon olarak
hizmet verdik. Daha sonra 1990 yılında askerden geldikten hemen sonra şu an
bulunduğumuz iş hanının ikinci katında küçük bir dükkanın mülkünü alarak toptan
satış yapmaya başladık. Bu sırada fasonculuğu da bırakmadık. Bir yandan
konfeksiyon devam ederken, bir yandan da toptan kazak satışına başladık. 28
senedir aynı noktada ELM Triko ismi altında hizmet vermeye devam ediyoruz.
Elbette ilk başlarda dünya markası olalım diye yola çıkmadık. Ancak sonraki
yıllarda ürünlerimiz o kadar rağbet gördü ki erkek giyiminde önemli ve aranan
markalardan biri haline geldik. Allah’a şükür 28 yıldır işimizin başındayız.
Kaliteli üretim ve satışla tekstil piyasasında Bayrampaşa’mızın adını duyurmak
adına elimizden gelen çabayı gösteriyoruz” dedi.
KRİTERLERİMİZ KALİTELİ MAL ÜRETMEK
ELM Tekstil’in her geçen zaman büyüdüğünü ve ürün çeşidini
artırdığını belirten Kurt, “2000 yılında 1200 metrekarelik bir imalat fabrikası
kurduk. ELM Tekstil olarak A’dan Z’ye bütün ürünlerimizi Bayrampaşa’da bulunan
atölyemizde yapıyoruz. Dokuma makineleri alarak, kendi kazağımızı ve erkek
triko kazak çeşitlerini üretiyoruz. Bunun dışında iplik alıyoruz, model
çıkarıyoruz, ürünün tüm tasarımını biz yapıyoruz. AR-GE çalışmalarımız da var.
Yurt dışına giderek oradaki fuarlara katılıyoruz. Orada beğendiğimiz modelleri
buraya getirmeye özen gösteriyoruz. Markalar neler üretiyor? Halkın talepleri
neler? Hangi coğrafyada kim ne giyiyor? Dönemin trendleri ne? gibi sorulara
cevaplar arayarak vitrinlerimizi buna göre oluşturuyoruz. ELM Tekstil olarak
sadece erkek giyim üzerine çalışıyoruz. Ürünlerimiz ne yaşlı ne de genç, orta
sınıfa hitap eden bir stilimiz var. Üretim kapasitesine değinecek olursak,
rekor sayıda 1 milyon adet kazak ürettiğimiz zamanlar oldu. Satışlarımızın
yüzde 10 civarı iç piyasa. Ağırlıklı olarak Laleli piyasası ile Rusya ve Doğu
Bloku ülkeleriyle çalışıyoruz. ELM Tekstil olarak kaliteli, orta ölçekte, çok
pahalı olmayan ama ucuz da olmayan kaliteli mal üretme amacı güdüyoruz.
EN İYİ TREND ÜNLÜLERİN GİYDİKLERİ
Şerafettin Kurt, tekstil sektöründe koleksiyon oluştururken,
dış dünyayı, Avrupa’yı, modayı, fuarları, büyük defileleri, yeni modelleri ve
modelistleri takip etmenin çok önemli olduğunu ifade ederek, “Tekstil, sürekli
gelişen ve kendini yenileyen bir sektör. Biz de tekstilciler olarak bu gelişime
ayak uydurmak ve yaşanan her türlü yeniliği kendi potamızda eriterek hitap
ettiğimiz müşteri profiline sunmak zorundayız. Bu bağlamda takip ve gözlemin
çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu gelişmelerin sonucunda koleksiyonlarımızı
hazırlıyoruz. İnsanlar özellikle ünlü isimlerin giydiği kıyafetleri giymek
istiyor. Bu yüzden modada ünlülerin giydiği ürünler trend oluyor. Biz de talep
olduğu için bu yönde ürünler tasarlıyoruz” diye konuştu.
KOLEKSİYONUMUZA YENİ ÜRÜNLER KAZANDIRMAK İSTİYORUZ
ELM Tekstil olarak Arap ülkelerinin yanı sıra Avrupa ve Rus
pazarına hakim olduklarını belirten Kurt, “Şu anda Doğu Bloku ülkeleri
özellikle de Rusya’da rubleden dolayı bir azalma var. Ancak eskisi kadar olmasa
da satışlarımız mevcut. AR-GE çalışmaları da bu konuda önem kazanıyor. Yeni pazarlara açılma ve yeni
pazarlarda yer edinme hususunda çalışmalarımız devam ediyor. ELM Tekstil olarak
çeşitliliğimizi artırmak istiyoruz. Yani konsept olarak markalaşma hedefi
altında çoraptan şapkaya, iç çamaşırından aklınıza gelebilecek tüm giyim
ürünlerini müşterilerimize sunabileceğimiz bir konsept oluşturmak istiyoruz.
Konuyla ilgili AR-GE çalışmalarımız var en yakın zamanda bu düşüncemizi hayata
geçirmek istiyoruz” şeklinde konuştu.
TÜRK TEKSTİLİ DÜNYADA GÜVENİLİR BİR YERDE
Türk tekstilinin dünyada çok güvenilen bir yere sahip
olduğunu belirten Şerafettin Kurt, “Örneğin Rusya’da bizim ürünlerimizi satan
mağazaların vitrininde Türk Bayrağı bulunur. Bu bir müşteri çekme hareketidir.
Çünkü, müşteri Türk malının kaliteli olduğunu bilir. Dünyada Türk malı,
kalitesiyle bilinir. Her sektörde olduğu gibi bizde de sorunlar olabiliyor. Ben
aynı zamanda İstanbul Ticaret Odası’nın Trikotaj Bölümü olan 32. Komite
Başkanıyım. Sorunları, İstanbul Ticaret Odası (İTO), İstanbul Sanayi Odası
(İSO) ve Türkiye İhracatçılar Merkezi’ne (TİM) iletiyoruz. Sıkıntılarımızı
anlatabiliyoruz. Sektörde ihracatla ilgili sıkıntılar oluyor. Rusya ve Doğu
Bloku ülkelerinde maddi açıdan sorunlar oluyor. Kendi paraları değer kaybedince
satış miktarları azalıyor. Darbe sonrası Mısır pazarını kaybettik. Irak’ta bir
belirsizlik olduğu için sıkıntı yaşıyoruz, Suriye’deki iç savaş da o bölgeye
satışlarımızı etkiledi. Piyasalarda ciddi bir daralma yaşıyoruz” ifadelerini
kullandı.
EN BÜYÜK SORUNUMUZ KALİFİYE ELEMAN
Tekstil sektöründe en büyük sorunun kalifiye elaman
bulamamak olduğunu belirten Kurt, “Kalifiye işçi yok ve biz işçi çalıştırmakta
sorunlar yaşıyoruz. Bu sorunları biz TİM başkanımıza da ilettik. Şu anda
Suriyeli yabancı işçi olmasa piyasa üretim yapamaz gibi bir şey. Yerli işçi
çalıştırma konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. İhracatımızı artırmamız lazım,
üretim yapmamız lazım. Türkiye’mizi kurtaracak budur ama yeni fabrikalar açmaya
kimsenin cesareti olmuyor. Fabrikayı açacak kişi eleman bulamıyor. Bunun ciddi
bir şekilde ele alınması lazım. Okullardaki sistemde çırak yetişmiyor. 12 sene
okuyan öğrenci direkt üniversiteye gidiyor ve sektör çırak bulamıyor. Devletin, işçi için ödediğimiz vergilerde
sektöre yardımcı olması lazım. Çünkü ihracat yapıyorsunuz, finans
kuruluşlarıyla çalışıyorsunuz. Türkiye'de döviz artışı ihracatçının işine
yarıyor deniyor ama gerçek öyle değil. Bugün kumaş alıyoruz, almış olduğumuz
kumaşlar TL ile değil Euro veya Dolar ile. İşçiye verdiğimiz ücretler sabit.
Dalgalı kur sistemine geçtiğimiz için çok sıkıntı çektik. Türkiye’nin önünü
açacak değişik kanunlara ihtiyacımız var. Biz de BATİAD olarak meslek
liselerinden mezun olan öğrencileri işyerlerimizde istihdam ederek Türk
ekonomisine katkıda bulunmak istiyoruz” dedi.
BATİAD’I HERKES TANIYOR
2010 yılında kurulan BATİAD’ın kuruluşundan itibaren
yönetiminde yer alan ve 3 aydan beri de başkanlığını yürüten Şerafettin Kurt,
“2010 yılında kurulan BATİAD’ı artık herkes tanıyor. Öncelikle piyasamızın üst
kuruluşlarına kendimizi tanıttık, bunlar; İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon
İhracatçı Birlikleri (İTKİB), İstanbul Ticaret Odası (İTO), İstanbul Sanayi
Odası (İSO), belediyemiz, kaymakamlık, emniyet, bütün kamu kurumları BATİAD’ı
çok iyi tanıyor. Biz bunu başardık. Şu an İSO başkanına bir telefon kadar
yakınız. İhracatımızda, gümrüklerde hiçbir sorun yaşamıyoruz. Bölgesel bir
derneğiz ama artık tüm Türkiye’de hatta yurt dışında tanınıyoruz. Bayrampaşa’yı
seviyoruz ve ilçesini seven arkadaşlarla bu işi yürütüyoruz. Piyasamızdaki
esnafa Bayrampaşa’da rahat bir çalışma ortamı sağlamak istiyoruz. Esnafımızın
başka piyasalara gitmesini engellemek için çalışıyoruz. Yönetimde 36 kişiyiz
özverili bir şekilde Bayrampaşa için çalışıyoruz. Sorunlar belli, o sorunlar da
yavaş yavaş çözülüyor. Üst çatı kuruluşlarımız olsun, belediye başkanımız Sayın
Atila Aydıner olsun hep yanımızda, isteklerimiz çözülüyor. Piyasada bir daralma
var ama bunu da atlatacağız inşallah” dedi.
BAYRAMPAŞA’YA OTELLERİ BATİAD GETİRTTİ
BATİAD’ın yeni dönemdeki projeleri hakkında da bilgiler
veren Kurt sözlerini şöyle tamamladı, “2010 yılında başkan vekilliği yaptığım
derneğin şu anda başkanıyım. Başkan olunca yaparım dediğim projelerimi vekil
olduğum zamanlarda da yapmak istedim. Böyle bir projem var fakat daha sonra
başkan olunca yapayım diye hiç düşünmedim. Bunu da ilk defa Paşavizyon
okurlarıyla paylaşıyorum. Benim tek isteğim benden sonra başkan olacak kişiye
derneği sorunsuz, problemsiz, güçlü bir şekilde teslim etmek. Şu anda zaten
rutin olarak işlerimiz devam ediyor. Her 3 ayda bir dergimiz çıkıyor, senede
bir kere mutlaka defile yapıyoruz. Çeşitli etkinlikler düzenliyoruz. Ramazan
ayında iftarımızı yaptık. 2 yıl başkanlıkta bulunacağım. Özel bir hedef
koymadım, aklımda ne varsa 8 yıl içinde onların hepsini yaptık, bazı şeyler
oturdu. BATİAD’ı kurumsallaştırdık ve dernek kurumsal bir şekilde hayatına
devam ediyor. Bayrampaşalı olup da bizim piyasamızı BATİAD’ı tanıyıp üye
olmayan arkadaşlarımız yok. Dumlupınar Caddesi’ni yeni adıyla Trikocular
Caddesi olarak değiştirdik. Orayı prestijli bir cadde haline getirdik.
Piyasamızın canlanması, güzelleşmesi için her şeyi yapıyoruz. Bayrampaşa’ya otelleri
getirdik. Bunun en baş müsebbibi BATİAD’dır. Belediye ve diğer yetkililerle
yaptığımız görüşmelerde ilçenin Otel ihtiyacı olduğunu ilk biz söyledik.
Kurulduğumuzda Bayrampaşa’da bir tane otel yoktu. Turistler hep başka
bölgelerde konaklıyordu. Şu anda Bayrampaşa’da 7-8 tane açılmış 4 veya 5
yıldızlı zincir oteller var. Bu da bölgemize bir hareketlilik kazandırdı.
BATİAD olarak Bayrampaşa’yı bir tekstil ve moda merkezi haline getirmek için
çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Derneğimizin öncelikli kuruluş amaçları on
binlerce insanımıza istihdam sağlayan Bayrampaşa tekstil piyasamızın marka
değerini arttırmak ve piyasamızın etkin bir şekilde bölgesel kamu, kurum ve
kuruluşlarında temsil edilmesini sağlamak, onlarla tam bir işbirliği örneği
sergilemektir. Kaliteli üretimden taviz vermeyen üye firmaların tasarım
güçlerini artırmak ve yaratıcılıklarını güçlendirmek için kolları sıvayan
BATİAD, yeni iş bağlantıları kurmanın yanı sıra Bayrampaşa markasını ve ürün
kalitesini katılımcı diğer firmalara ve ziyaretçilere tanıtmayı amaçlıyor.”