Muhammed SANCAKTAR / Laleli Sanayici ve İş İnsanları Derneği (LASİAD) Başkan Vekili / Geniş Açı

SPOR, SEVGİ, BARIŞ VE KARDEŞLİK...

Kıymetli dostlar;
Günümüzde toplum olarak yaşadığımız çeşitli sorunlar ve gerilimler, maalesef günlük yaşamımızı olumsuz etkilemekte ve endişelerimizi artırmaktadır. Trafikteki basit anlaşmazlıklardan ev sahibi-kiracı kavgalarına ve kadın cinayetlerine kadar geniş bir yelpazede karşılaştığımız bu sorunlar, toplumsal dayanışma ve hoşgörüye duyulan ihtiyacı ön plana çıkarmaktadır.
Özellikle sporun, barış ve kardeşlik gibi değerleri temsil etmesi beklenirken, Ankaragücü Spor Kulübü başkanının hakeme yönelik şiddet içeren eylemi, bu olumsuz gidişatın bir yansımasıdır. Bu tür olaylar, sadece spor dünyasına değil, genel olarak toplumda yaşanan gerilimi artıran unsurlardan biridir.
Türk sporunun sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi ve toplumsal barışa katkı sağlaması için bir dizi önlem alınmalıdır. İlk olarak, spor kulüplerine,yöneticilere ve sporculara yönelik etik kuralların net bir şekilde belirlendiği bir çerçeve oluşturulmalı ve bu kurallara uymayanlara ciddi yaptırımlar getirilmelidir.
Hakemlere yönelik şiddetin ve genel olarak sporda yaşanan şiddetin yargı sistemince sert bir şekilde cezalandırılması, spor alanında bu tür davranışlara karşı sıfır toleransın sağlanması açısından kritiktir.
Medya, bu konuda büyük bir sorumluluk taşımaktadır. Spor olaylarını tarafsız ve objektif bir şekilde sunarak, toplumu olumlu yönde etkileme gücüne sahiptir. Medya kuruluşları, bu sorumluluğun bilincinde olarak olayları tarafsız ve doğru bir şekilde yansıtmalıdır.
Eğitim kurumları ve spor federasyonları, sporculara, yöneticilere ve taraftarlara spor etiği ve fair-play konularında düzenli eğitimler sunarak bilinçlenmelerini sağlamalıdır. Bu eğitimler, sporun sadece bir rekabet alanı olmadığını, aynı zamanda toplumu bir araya getiren olumlu bir enerji kaynağı olduğunu vurgu yapmalıdır.
Sporun şiddet ve gerilimle anılmasını önlemek için tüm paydaşlar bir araya gelmelidir. Sportmenlik, adil rekabet ve toplumsal birliktelik ilkelerine dayanan bir spor ortamı, Türk sporunu daha güçlü kılacak ve ulusal-uluslararası düzeyde saygın bir konuma getirecektir. Unutmayalım ki, spor barış ve kardeşliğin bir yolu olmalıdır.
Değerli dostlar, Bu tür olumsuz olaylar, sadece spor camiasına zarar vermekle kalmıyor, aynı zamanda genel toplumsal değerleri de tehdit ediyor. Ülkemizde kadın cinayetleri gibi acı olaylarla birlikte düşünüldüğünde, şiddet ve her alanında karşılaştığımız bu tür vakalar, toplumun içsel sorunlarına da ışık tutmaktadır.
Sporun, genç nesillere örnek teşkil etmesi gereken bir platform olması beklenirken köklü bir kulübün başkanının hakeme şiddet uygulaması gibi olaylar, gençleri olumsuz etkileyerek şiddetin normalleşmesine katkıda bulunmaktadır. Bu nedenle, gençleri sporun pozitif etkileriyle buluşturmak ve onlara sporun birleştirici gücünü göstermek için eğitim programları yapılmalıdır.
Spor kulüpleri arasında düzenlenecek ortak etkinlikler, turnuvalar ve sosyal sorumluluk projeleri, farklı taraftar gruplarını bir araya getirerek toplumsal dayanışmayı güçlendirebilir. Bu tür etkinlikler, sadece rekabet değil, aynı zamanda dostluk ve kardeşliği de öne çıkararak sporun orijinal amacını hatırlatır.
Burada yargı kurumlarımıza da çok büyük görev ve sorumluluk  düşmektedir.Hakemlere yönelik şiddetin sert bir şekilde cezalandırılması, bu tür davranışların karşılıksız kalmayacağını gösterir. Bu sayede sporun içinde şiddetin yer bulması daha zor hale gelir ve fair-play anlayışı pekişir.
Medya organları, bu tür olayları raporlarken dikkatli olmalıdır. Olayları abartılı bir şekilde sunmak, toplumsal gerilimi artırabilir. Bu nedenle, tarafsız ve doğru bir habercilik anlayışı benimseyerek, sporun olumlu yanları vurgulanmalı ve toplumu bir araya getiren unsurlara odaklanılmalıdır.
Sporun toplumsal barışa ve kardeşliğe katkı sağlaması için bütünlüklü bir çaba gereklidir. Sportmenlik değerleri, adil rekabet ve toplumsal birliktelik ilkeleri, herkesin katılımıyla desteklenmeli ve yaşatılmalıdır. Bu sayede, Türk sporu hem ulusal hem de uluslararası düzeyde saygın bir konuma yükselecek ve toplumsal barışa önemli bir katkı sunacaktır. Spor, sadece bir aktivite değil, aynı zamanda birleştirici bir güç olarak varlığını sürdürmelidir.
Ancak, sadece spor kurumlarının değil, aynı zamanda devletin de bu konuda etkin bir rol üstlenmesi gerekmektedir. Sporda şiddetin önlenmesi amacıyla daha etkin denetim ve düzenlemeler getirilmelidir. Bu, spor karşılaşmalarında güvenlik önlemlerinin artırılması, şiddet içeren davranışlarda bulunanların hukuki yaptırımlara tabi tutulması gibi adımları içermelidir.
Eğitim sistemi de bu konuda önemli bir rol oynamalıdır. Okullarda, genç yaşlardan itibaren öğrencilere spor etiği, hoşgörü ve fair-play değerleri aşılanmalıdır. Sporun sadece bir yarışma olmanın ötesinde, birlikte başarıya ulaşmanın ve farklılıkları kabul etmenin bir aracı olduğu vurgulanmalıdır.
Ayrıca, spor camiasının toplum içindeki liderlik rolü göz önüne alındığında, sporcuların ve yöneticilerin sosyal sorumluluk projelerine daha aktif katılımı teşvik edilmelidir. Bu projeler, toplumda pozitif değişiklikler yaratmanın yanı sıra sporun birleştirici gücünü vurgulayarak olumsuz örnekleri en aza indirebilir.
Sporun, sadece bir oyun olmanın ötesinde, insanları bir araya getiren, değerleri pekiştiren bir araç olduğunu anlamak, toplumun sporla olan ilişkisini olumlu bir yönde etkileyecektir. Herkesin, sporun içinde ve dışında, sorumlu bir şekilde davranarak bu gücü en iyi şekilde kullanması gerekmektedir.
Sonuç olarak, sporun barış ve kardeşlik mesajını güçlendirmek için bütünlüklü bir yaklaşım benimsemeliyiz. Eğitim, medya, devlet ve spor camiasının bir araya gelerek ortak bir vizyon oluşturması, Türk sporunu daha sağlıklı, daha etik ve toplumsal barışa daha fazla katkı sağlayan bir alan haline getirebilir. Unutmayalım ki, sporun gerçek gücü, insanları birleştirme ve olumlu değişikliklere yol açma kapasitesindedir.
Bu vesiyle Ankaragücü Spor Kulübü başkanının FİFA kokartlı hakrmimiz Halil Umut Meler’e yaptığı menfur saldıyı kınıyor,hakemimize geçmiş olsun dileklerimi sunuyor;bu tür olayların bir daha yaşanmamasını temenni ediyorum.
Kalın Sağlıcakla…