Bayrampaşa Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü, Sokak
köperklerinin çevresel uyumu ve refahının artıtılması konusunda bir yazı
yayımladı.
Bu yazıda Bayrampaşa Belediyesi tarafından işlemleri
tamamlanarak alındığı ortama bırakılan sokak köpeklerinin, sadece bırakılmakla
yetinilmeyip, sonrasında bulunduğu mekânda, uyum içerisinde ve uzun süre
kalmasının sağlanması, hayvan refahının artırılması, toplumsal uzlaşının
sağlanması, insan ve hayvan sağlığının korunması amacıyla ortak akıl ve
farkındalık oluşturmak konusunda neler yapılabileceği yer alacaktır.
TARİHSEL SÜREÇ / GELİNEN NOKTA
Osmanlı’dan Günümüze Sokak Köpekleri
Osmanlı Devletinde bilinen ilk müdahale II. Mahmud
döneminde gerçekleşti. Galata’da İngiliz turistin sokak köpeklerinin
saldırısından kaçarken çıktığı yüksekçe duvardan düşüp ölmesi, bu sebeple
İngiltere sefaretinin saraya nota vermesi sonucu köpekler toplatılır.
Teknelerle Marmara’daki küçük bir adaya taşınır. Bundan sonra köpeklerin
toplatılması ara ara gündeme gelir. Sultan Abdülaziz Döneminde toplanan sokak
köpeklerinin bir kısmı teknelerle Sivri Adaya gönderilir. Sultan II. Abdülhamid
Döneminde Alman İmparatoru II. Wilhelm’in İstanbul’a gelişi sebebiyle, sokak
köpekleri şehir dışına çıkarıldı. Kapsamlı toplama Sultan 5. Mehmet Reşat
Döneminde gerçekleşir. On binlerce köpek Sivri Ada’ya yollandı. Açlık ve
susuzluktan dolayı köpeklerin birbirlerini yediği, geceleri köpeklerin
ulumaları İstanbul’dan duyulduğu söylenir. Bu sebeple adaya halk arasında “hayırsız
ada” denilmiştir. Hatta büyük İstanbul depreminde bu köpeklerin “ahı tuttu”
diyenlerde çıkmıştır. Köpeklerin toplatılmasının sorumluları Fransız Farrere
göre, Jön Türkler olarak bilinen İttihat Terakkicilerdir. Osmanlı’nın son
döneminde Cemil Topuzlu’nun belediye başkanı olduğu dönemde köpekler itlaf
edilir. Hatıratında sokak köpeklerinin yavaş yavaş imha edildiğini söyler.
Yöntemini söylemez.
Cumhuriyetin kuruluşundan 2004 senesine kadar az ya da
çok sokak köpeklerine “itlaf” yöntemi uygulanır. Örneğin 1930 Umumi Hıfzısıhha
Kanunu’nda: Kuduz hastalığına karşı alınacak tedbirler arasında “Hastalık
neşreden haşarat ve hayvanatın itlafı” ifadesi yer alır. İtlaf, ya yemeğine
zehir katmak, ya da vurularak gerçekleşmekte idi. Her ay itlaf edilen hayvan
sayısı rapor olarak ilgili mercilere iletilirdi.
2004 SONRASI DÖNEM – MİLAT
2004 yılında 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu bir yıl
sonra ise uygulama yönetmeliği çıkarıldı. İlk kez sokak hayvanları konusu kanunda
yer aldı. Eksikte olsa elimizde metin olması çok büyük aşama oldu. Bu kanunla
köpeklerin öldürülmesi yasaklanmış, işlemsiz, hasta köpeklerin belediyelerce
toplatılarak tedavi edilmesi, kısırlaştırılması, aşı yapılması ve kulağına küpe
ve deri altı mikroçip takılması sonrası alındığı bölgeye bırakılması
istenmiştir. Bu konuda yoğun bir şekilde büyükşehirler, il belediyeleri ve son
yıllarda ilçe belediyeleri bakımevleri kurmuştur. 14.7.2021 tarihinde yasaya
ekleme yapılmış, yeni cezalar öngörülmüş, hayvanlar mal olarak değil canlı
olarak kabul edilmiş. Suçun niteliğine göre de hapis dahil cezalar
artırılmıştır.
Buraya kadar tarihsel süreci kısaca anlattık. Bu süreçte
toplumda “Hayvansever” kavramı çokça konuşulur oldu. Kanunun çıktığı ilk
yıllarda bazı belediyeler yasaya uyum gösteremediler. Eski usul öldürme
olayları devam etti. Ayrıca kendi ilçelerindeki köpekleri çoğu zaman işlem
yapmadan ormanlara veya mücavir alanı olan ilçelere bırakma yoluna gidildi. Bu
durum sorunu sadece kısa bir süre öteledi. Ancak sorun katlanarak devam etti.
Bu kez ormanlardaki denge bozuldu. Orman faunası zarar gördü. Açlıktan köpekler
birbirlerini parçalamaya başladı. Son yıllarda ormanlarda denetim ve kamera
sayısı artırıldı. Ormana köpek bırakma azaldı. Büyük çabalar sonucunda
özellikle mücavir alanı olmayan ilçelerde köpek popülasyonu kontrol altına
alındı. Ancak sorunun bir başka boyutu daha fazla öne çıkmaya başladı. Agresif
veya gruplaşan köpekler bazı saatlerde -özellikle sabah erken saatler- sorun
oluşturmaya başladı. Vatandaşlarımızın bir kısmı sokaktan köpekler toplansın
derken, diğer kısmı toplanmasın, köpeklerin yeri sokaklardır demektedir. Köpeklerin
toplatılmasını isteyen vatandaşlarımızın bilmediği husus, köpeklerin toplanması
sonrasında kendilerince sorunun çözüleceği idi. Hâlbuki toplanan her köpeğin
yerine çevre ilçelerden köpek girişi olacağı gerçeğidir.
Vatandaşlarımız sokakta yaşayan köpeklere odaklanmış iken
aslında tehlikeli ırk sorunu ve sahipli hayvanlar sorunu gözden
kaçırılmamalıdır. Tehlike arz eden köpeklerin için bir adım atıldı kayıt
işlemleri sona erdi. Ancak eğer denetim ve yaptırımlar güçlü bir şekilde
uygulanmaz ise sorunun devam edeceği aşikârdır. Bu sebeple tehlikeli ırkların
üretimi yasak olmasına rağmen üretilmeye devam edilmesi, satılması,
dövüştürülmesi, ağızlıksız gezdirilmesinin ve kumar / bahis konusu olmasının
önüne geçilmelidir.
Yine sahipli hayvanlar ilgili gereken önlemler
alınmalıdır. Ağızlıksız dolaştırmak, park ve sokaklara gelişigüzel dışkılaması
ve sonrasında dışkının sahibi tarafından toplanmaması kısa ve uzun vadede
birçok halk sağlığı sorununa yol açacaktır. Ayrıca vatandaşlardan gelen ses ve
koku şikâyetleri gün geçtikçe artmaktadır.
Sonuç olarak köpeğin işlemlerinin yapılıp sokağa
bırakılmasının yeterli olmadığı ortadadır. Bu sadece popülasyonu kontrol
altında tutmak için yeterli bir unsurdur. Sonrası içinde proje üretmek
gerekmektedir.
Kesin olarak şunu ifade edebiliriz ki, sorunun tümden
sıfırlanması mümkün değildir. Sadece kontrol edilebilir olması ve zihin olarak
sokak hayvanlarının yerinin sokak olduğunun içselleştirilmesidir.
Bu konuda asıl sorumluluk merkezi hükümete düşmektedir.
Kanuni düzenlemeler, destek ve denetim ile Türkiye’nin tamamında konu üzerinde
ciddiyetle durulmalıdır.
Peki, konunun sürdürülebilir olması için ne yapmalı?
1. Medeniyet kodlarımız açısından sokaklarımızda işlem
görmüş köpekler bulunmalı.
2. Saldırgan ve tehlikeli ırklar ise bahçeli yaşam
alanında rehabilite edilmeli (bahçeli yaşam alanı büyükşehirlerde, büyükşehir
belediyesi, illerde il belediyesi eliyle ya da tarım bakanlığı kontrolünde tek elden
yapılmalı)
3. Nüfusu 25 binin üzerindeki her belediye de veteriner
işleri müdürlüğü kurulmalı.
4. Her ilçenin nüfusuna göre küçük veya orta ölçekli
kliniği ve bakımevi olmalı.
5. Tüm bu işlemler kanuni alt yapı oluşturularak
düzenlenmeli.
6. Sahipli hayvanlara da kontrol gelmeli.
7. Tehlikeli ırkların üretilmesi, satışı ciddiyetle
yasaklanmalı, dövüştürülmesinin önüne geçilmelidir.
8. Bayrampaşa Belediyemizin uygulaması olan Sokakta
Sahiplenme gibi uyum süreci ile ilgili projeler geliştirilmelidir.
Sokakta Sahiplenme projesinde hedefimizi 5 ana başlıkta
toplamaktayız: Uyum, Sağlık (Koruyucu Hekimlik), Toplumsal Uzlaşı, Popülâsyonun
Kontrolü ve Farkındalık. Şimdi yapılabilecekleri maddeler halinde sıralayalım:
1. Sokakta yaşayan sahipsiz köpeklerin yine sokakta
sahiplenilerek yaşadığı bölgeye uyum göstermesinin sağlanması,
2. Sağlık problemlerinin en kısa sürede çözüme kavuşması,
aşılarının düzenli olarak yapılması, böylelikle hayvanlardan insanlara
geçebilecek (zoonoz) hastalıklar için koruyucu önlem alınması, toplum
sağlığının korunması,
3. Sokakta sahiplenilen köpeklerin mahalleli ile ünsiyet
kurmasının sağlanması. Mahallelinin köpeği olması.
4. Sokakta yaşayan sahipsiz köpeklerin sokağında
yaşayanlarca sahip çıkılması. Toplumsal uzlaşma sağlanmasına katkıda bulunması,
gerginlikleri azaltması.
5. Sokakta yaşayan köpeği sokakta bizzat sahiplenen
vatandaş ve vatandaşlarımızın köpeği bizzat saha da gözlemlemesi, olumsuz
durumlarda müdahil olarak sorunu yerinde çözmesi,
6. Sokakta yaşayan sahipsiz köpeğin aynı bölgede uzun
süre tutulmasının sağlanması böylelikle bölgeye yeni köpek girişinin doğal
yollardan engellenmesi,
7. Şikâyet üzere sokakta yaşayan köpeklerin
toplatılmasının önüne geçilmesi, bu sayede hem köpeğin sağlığının ve
psikolojisinin korunması (çünkü yakalamak için sedatif kullanılabilmektedir.)
hem de iş kaybının önlenmesi,
8. Mahallenin omurgasını oluşturan muhtar, cami, okul,
esnaf ile işbirliği ile hareket ederek sokakta yaşayan canlılara karşı
farkındalık oluşturulması,
9. Belediye, mahalleli arasında iletişim kanallarının
açık tutulması,
10. Sokakta sahiplenilen köpeklerin fotoğraflarıyla
birlikte, mikroçip ve küpe numarası, bölge de tahmini bulunma süresi gibi
bilgilerin web sitesinde yayınlanması
Sonuçta, hiçbir vatandaşımız, sokak köpeklerinin, Avrupa’nın
birçok ülkesinde ve ABD’nin 48 eyaletinde devlet eliyle öldürülmesi gibi öldürülmesini
istemediğini biliyoruz. Bize yakışan medeniyet kodlarımıza uygun, merhameti
merkeze almış, bir uygulama ile sürdürülebilir, örnek bir model geliştirmektir.
Ve artık süreci, sokakta hayvanları olsun mu olmasın mı tartışmasından
çıkararak, sokak hayvanlarının uyum ve refahı için neler yapılabileceğine
odaklanmak olmalıdır.
5199
Hayvanları Koruma Kanunu 4. Madde
Hayvanların korunmasına ve rahat yaşamalarına ilişkin
temel ilkeler şunlardır:
a) Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu Kanun hükümleri
çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir.
b) Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde
yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da, sahipli hayvanlar gibi
yaşamları desteklenmelidir.
c) Hayvanların korunması, gözetilmesi, bakımı ve kötü
muamelelerden uzak tutulması için gerekli önlemler alınmalıdır.
d) Hiçbir maddî kazanç ve menfaat amacı gütmeksizin,
sadece insanî ve vicdanî sorumluluklarla, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlara
bakan veya bakmak isteyen ve bu Kanunda öngörülen koşulları taşıyan gerçek ve
tüzel kişilerin teşviki ve bu kapsamda eşgüdüm sağlanması esastır.
g) Hayvanların korunması ve rahat yaşamalarının
sağlanmasında; insanlarla diğer hayvanların hijyen, sağlık ve güvenlikleri de
dikkate alınmalıdır.
k) Kontrolsüz üremeyi önlemek amacıyla, toplu yaşanan
yerlerde beslenen ve barındırılan kedi ve köpeklerin sahiplerince
kısırlaştırılması esastır. Bununla birlikte, söz konusu hayvanlarını
yavrulatmak isteyenler, doğacak yavruları belediyece kayıt altına aldırarak
bakmakla ve/veya dağıtımını yapmakla yükümlüdür.
5199 Hayvanları Koruma Kanunu 6. Madde
Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde
yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi
zorunludur. Bu hayvanların öncelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak
müşahede yerlerinde tutulması sağlanır. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan,
aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle
alındıkları ortama bırakılmaları esastır.
Bayrampaşa
Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğüne ait www.eveteriner.net web sitesinden diğer faaliyet ve projelere
ulaşabilirsiniz.