Prostat, idrar torbasının (mesane) hemen altında yer alan,
içerisinden idrar kanalının geçtiği, erkek üreme sisteminde bir salgı bezidir. Prostat
bezi, meninin sıvı kısmının üretiminden sorumludur. Normal durumda yaklaşık bir
ceviz büyüklüğündedir.
Erkekler yaşlandıkça prostat bezi büyüyebilir. Büyümüş bir
prostat, mesaneden idrar akışını engelleyebilir ve cinsel işlevle ilgili
sorunlara neden olabilir. Büyüme tek başına bir kanser belirtisi sayılmaz.
Kanser hücrelerinin bulunmadığı prostat büyümesi iyi huylu (benign) prostat
hiperplazisi (BPH) olarak adlandırılır. BPH, bir kanser olmasa da verdiği
rahatsızlıkları düzeltmek için ameliyat gerekebilir.
Prostat kanserinde, prostat bezi içerisinde kanser hücreleri
gözlemlenir. Yaşlanmayla birlikte daha sık ortaya çıkan prostat kanseri
dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de erkek kanserleri arasında
yüz binde 39,1 görülme sıklığı ile önemini korumaktadır. Bir yılda yaklaşık 18
bin kişi prostat kanseri tanısı almaktadır. Her 19 kişiden 1 kişi yaşamı
sürecinde prostat kanseri olma riskine sahiptir.
Yapılan araştırmalara göre, bir erkeğin prostat kanserine
yakalanma riskini etkileyebilecek birkaç faktör mevcuttur:
Yaş: Prostat kanseri 40 yaşın altındaki erkeklerde nadir
olsa da 50 yaş sonrasında görülme riski hızla artmaya başlar. Her 10 prostat
kanseri vakasından 6'sı 65 yaşından büyük erkeklerde görülmektedir.
Ailesel Yatkınlık: Prostat kanseri olan bir baba veya erkek
kardeşe sahip olmak, bir erkeğin bu hastalığa yakalanma riskini iki katından
fazla artırmaktadır. Genç yaşlarda prostat kanseri tanısı almış birden fazla
akrabası olan erkeklerde de risk daha yüksektir.
Yukarıdakiler kadar net bir ilişki olmasa da prostat kanseri
riskinin artışıyla ilgili diğer faktörler şunlardır:
Diyet: Doymuş yağlardan (hayvansal gıdalarda bulunan yağlar,
tereyağı, margarin, iç yağı, kuyruk yağı) ve kırmızı etten zengin,
sebze-meyveden fakir beslenme alışkanlığının prostat kanseri riskini
arttırabildiğine dair yayınlar vardır.
Kimyasal maruziyetler: Bazı kimyasallara maruziyet riski
artırabilmektedir. Örneğin itfaiyecilerin prostat kanseri riskini artırabilecek
kimyasallara maruz kalabileceklerine dair bazı kanıtlar mevcuttur.
Erken evrede hiçbir belirti vermeyen prostat kanseri, kanser
dokusunun büyümesiyle birlikte bazı şikâyetlere yol açabilmektedir:
İdrar yapma sorunları: Yavaş veya zayıf idrar akışı veya
özellikle geceleri olmak üzere daha sık idrara çıkma ihtiyacı
İdrarda veya menide kan varlığı
Ereksiyon (sertleşme) sorunu (erektil disfonksiyon)
Kanserin, kemiklere yayılımına bağlı kalça, sırt (omurga),
göğüs (kaburga) ağrıları
Bacaklarda veya ayaklarda zayıflık veya uyuşma, hatta
omuriliğe baskı yapan kanser kitlesi
nedeniyle mesane veya bağırsak kontrolünün kaybı
Bu sorunların bir çoğunun nedeni prostat kanseri
olmayabilir. Yine de yukarıda sayılan belirtilere, prostat kanseri dışında bir
durumun neden olma olasılığı daha yüksektir. Örneğin, idrar yapma sorunu
sıklıkla prostatın kanserli olmayan bir büyümesi olan iyi huylu prostat
hiperplazisinden (BPH) kaynaklanmaktadır. Yine de idrarla ilişkili problemler
yaşayan kişilerin erken tanı ve tedavi açısından bir üroloji uzmanına
başvurması doğru olacaktır. Hekime erişimin kolay olduğu ülkemizde prostat
kanseri vakalarının %68,1’inin erken evrede teşhis edildiği görülmektedir.
Hastalığın kesin tanısı biyopsi ile konur. Genel olarak
erkeklerin 50 yaşından itibaren, birinci derece akrabasında prostat kanseri
görülenlerin ise 40 yaşından itibaren üroloji uzmanına düzenli olarak muayene
olması ve kanda Prostat Spesifik Antijen (PSA) testini yaptırması, erken tanı
konulması açısından önem arz etmektedir.
Kanserin evresi ve özelliklerine göre farklı tedavi
seçenekleri mevcuttur. Kişinin belirli aralıklarla izlenmesi, prostatın
tamamının ameliyatla çıkarılması veya ışın tedavisi (radyoterapi) erken
evrelerde uygulanabilir. Daha ileri evrelerde hormon tedavisi veya ilaç
tedavisi (kemoterapi) gerekli olabilir.
Prostat kanserini önlemenin kesin bir yolu yoktur. Ancak
riski azaltmaya yardımcı olabilecek düzenlemeler yapılabilir. Prostat kanseri
hakkında farkındalığı artırmak da önemlidir. Çünkü bazı yaşam tarzı
değişiklikleri yapmak, bu kanserin gelişme riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
Prostat kanseri tamamen önlenebilir olmasa da, bir kişinin riskini azaltmaya
yardımcı olabilecek değişiklikler şunlardır:
Sigarayı bırakmak,
Sağlıklı bir vücut ağırlığını korumak,
Düzenli egzersiz yapmak,
Sağlıklı, dengeli bir diyet yapmak
Bu kapsamda temel mesajlar aşağıda yer almaktadır.;
Erken teşhisle, başarılı bir tedavi ve daha iyi bir yaşam
kalitesi sağlanır.
Erkeklerin sağlıkları konusunda farkındalıklarının olması,
risk faktörlerini anlamaları ve düzenli kontrollerini yaptırmaları önemlidir.
Bilgi sahibi olun, sağlıklı kalın ve kendinizi ve
sevdiklerinizi prostat kanserinden korumak için gerekli adımları atın.
Beslenme ve egzersizle sağlığınızı güçlendirmek için çok
sayıda nedeniniz var!
Sağlıklı ve dengeli bir diyet prostat kanseri geliştirme
riskini azaltabilir.
Bugün kendinize bir iyilik yapın, prostat kontrolünüzü
yaptırın!