CEMİL SAĞLAM
• Bayrampaşa’nın en çok tercih edilen lezzet durakları arasında
yer alan Ezme Dürüm Evi, baştan aşağıya yenilenen yüzüyle müşterilerine hizmet
veriyor.
Meslekte uzun yıllara
dayanan tecrübesi bulunan ve 2010 yılından beri Kadife durağındaki yerinde
hizmet veren Ezme Dürüm Evi, aynı zamanda Adapark karşısındaki ikinci şubesiyle
de müşterilerini ağırlıyor.
Ezme Dürüm Evi
kurucularından Rıdvan Alver, baştan aşağıya yenilenen işletmeleri hakkında
Paşavizyon Gazetesine açıklamalarda bulundu.
Mardin’de başlayan, Diyarbakır’da devam eden
ve şuanda da İstanbul’da sürdürdükleri aile mesleği hakkında bilgiler
veren Alver, “Babam ve annemin dedeleri önce mağara gibi yerde
lokantacılığa başlamış, ardından ortak olarak Mardin-Diyarbakır yolu üzerinde
1940’lı yıllarda Şeyhan adında bir lokanta açmışlar. O
zamanlar Mardin ve Diyarbakır, eskiden İpek Yolu olarak da bilinen o dönemin çok
ünlü bir ticaret yoluydu. Şeyhan’ın anlamı
Şeyhlerin hanı demektir. İlk açılan yol lokantası 1955 yılına kadar devam
etmiş. Şeyhan denilmesinin sebebi. Bizim büyük dedemiz şeyhtir. O dönem genelde
şeyhlerin erkek çocuklarına Şehmuz ismi verilirmiş. Dedelerimiz daha sonra 1955
yılında Diyarbakır’a gelmişler. 1993’e kadar Gazi
Caddesi’nde yine Şeyhan Lokantası adıyla işlerine devam
etmişler. Babam ise 1982 yılında bizleri de yanına alarak İstanbul’a geldi. Bayrampaşa’ya yerleştik.
1987 yılında Sert Sokak’ta Ümit Köfte’yi açtık.
Bizde mutfağa geçmek silsile yoludur. Babamdan sonra mutfağa ağabeyim Nizam
Usta geçti. 2010’a kadar bu işi yaptık. 2010 yılında ise Kadife Köprüsü’nün yanındaki Ezme Dürüm Evi’ni hizmete açtık. O zamandan beri müşteri
diyemeyeceğimiz misafirlerimize, dostlarımıza hizmet veriyoruz” dedi.
DİYARBAKIR’IN TARİHİ YERLERİ TASVİR EDİLDİ
Mide lezzeti kadar görselliğe
de önem verdikleri için Ezme Dürüm Evi’nde zaman
zaman iç mekan değişiklikleri de yaptıklarını belirten Rıdvan Alver, “Bu kez klasik bir işyeri görünümünde olmaktansa kökenlerimizin
tarihini de yansıtan bir yer olsun istedik ve işletmememizi iç dizaynından
tutun, mutfak, mescit, WC’ler dahil her yeri baştan aşağıya yeniledik. İç
mimar arkadaşlarımız Diyarbakır’a giderek tarihi yerlerin bire bir kopyalarını
dizayn ettiler ve işletmemiz içerisinde uyguladılar. İç dizaynında Diyarbakır
Cemil Paşa Konağı, kenar kısımlarındaki süslemeleri ise Keçiburcu surlarından
ilham alınarak yapıldı. Mescitte ise Diyarbakır Ulu Camii minberi aynı şekilde
tasvir edildi. Bazalt taşlar ile yapılan bu taşlar kullanıldıkları mekanları
yazın serin kışın ise sıcak tutar. Diyarbakır’ın tarihi
yerlerini Ezme Dürüm Evi içerisinde yaşatalım istedik. Misafirlerimizden de çok
güzel geri dönüşler aldık. Yeni dizaynı beğendiklerini ifade ettiler.
Kendilerini sanki Diyarbakır’da kültür gezisine çıkmış gibi hissettiğini söyleyenler
oldu. Tabi ki bu tür övgüler bizleri de memnun ediyor. Cemil Paşa Konağı, 1878
ile 1902 yılları arasında Ahmet Cemil Paşa tarafından yapılmıştır. Diyarbakır’ın klasik ve sivil tüm mimarisinin özelliklilerini
taşıyan konak, aslında küçük bir saray gibidir. Müştemelat, selamlık ve
haremlik alanı olmak üzere 3 bölümden oluşuyor. Konağın, giriş ve iç olmak üzere
2 büyük avlusu vardır. Konağın tümü Diyarbakır’a has bazalt
taşlarından yapılmıştır. Cemil Paşa Konağı günümüzde kent müzesi olarak
Diyarbakır’ın tarihini, yaşam tarzını, mimarisini ve el
sanatlarını yansıtan eserle donatılmış durumda. Keçiburcu ise Mardin Kapısı’nın doğusunda, yontulmuş kaya kütlesinin üzerinde
yer alır. Surlardaki burçların en eski ve en büyüğüdür. Mescidimizde minberini
kullandığımız Diyarbakır Ulu Camii ise Anadolu'nun ayakta kalan en eski
camisidir ve İslam dünyasının en eski camilerinden biridir. Bölgenin taş
oymacılığı geleneğinin de dikkat çekici bir örneğidir. Yine Ezme Dürüm Evi’nin üst katına giderken duvara tasvir edilen
Diyarbakır’daki Şeyh Mutahhar Camii (Dört Ayaklı Minare) 1500
yılında Akkoyunlu Kasım Bey tarafından yaptırılmıştır. Yekpare taş sütun üzerinde
dört köşeli olarak inşa edilmiş olan yapı, Anadolu’nun tek dört
ayaklı minare örneğidir. Dört ayak, dört İslam mezhebini simgeler” diye konuştu.
5 AYRI KIŞ BAHÇESİNDE ÖZEL
TOPLANTILAR
Ezme Dürümevi’nin iç dizaynda dekorasyon anlamında değişiklik
yaptıkları gibi yemek alanlarında da bir takım değişiklikler olduğunu belirten
Rıdvan Alver, “Tüm tadilatlar boyunca işletmemizi hiç kapatmadık
ve misafirlerimize hizmet etmeyi sürdürdük. İç alanımız normalde 600 kişilik.
Toplu yemeklerde kapasitesini yaklaşık 750-800 kişiye çıkartabiliyoruz. Özel günler
için de etkinlik yapılabiliyor. Misal misafirlerimiz dışarıdan pasta, börek getirip, doğum günü, evlilik kutlaması
gibi etkinlikler de yapabiliyor. Kış bahçemiz 5 ayrı bölümden oluşuyor. 5 ayrı
grup aynı anda toplantı yapabilir. Kış bahçesindeki iki alan 50’şer, diğer alanlar ise 30, 80 ve 100’er kişilik. 2 bin metrekare alan üzerine kurulan
Ezme Dürüm Evi’nde 210 metrekarelik kış bahçesi oluşturduk. Bin
metrekare alanı depo ve otopark olarak kullanıyoruz. Birde Bayrampaşa Şehir
Parkı Caddesi üzerinde bulunan 120 kişi kapasiteli bir yerimiz daha var. Bu
kapasiteyi duruma göre 200 kişiye kadar çıkartabiliyoruz” ifadelerini kullandı.
ÇOCUK DOSTU İŞLETME
Ezme Dürüm Evi olarak çocuk
dostu olduklarını belirten Rıdvan Alver, “Aileleriyle
gelen çocuklara yıllardan beri çeşitli hediyeler veriyoruz. Kızım daha 4
yaşındayken bana Ezme Dürüm Evi’ne gelen çocuklara aileleri konuşurken
sıkılmamaları için hediye vermemizi istemişti. 10 yıldan beri de Ezme Dürüm’e gelen çocuklara şeker, balon ve oyuncaktan
oluşan bir set hediye ediyoruz. Bizler çocuklar Ezme Dürüm’e gelince telefondan, tabletten uzak dursun
istiyoruz. Geleceğimiz olan çocukları çok önemsiyor ve onların sağlıklı
bir şekilde büyümelerini temenni ediyorum. Ezme Dürüm Evi’nde çocuklar için daha büyük bir etkinlik alanı
oluşturduk. İçerisinde oyun parkurları da olan bir yer yaptık. Burası bir aile
işletmesi olduğu için çocukların aile ortamında güzel bir şekilde vakit geçirmesi
en büyük temennimiz. Ayrıca şimdi de biri lise diğeri üniversiteye giden iki
genç kardeşimizin el örgüsü hediyelerini satarak onlara destek oluyoruz” şeklinde konuştu.
GEÇMİŞTEN GELECEĞE LEZZET
SÜRÜYOR
Ezme Dürüm Evi, “Geçmişten geleceğe lezzet” sloganıyla yıllardan beri birbirinden leziz yemekleri
müşterilerine sunarken, “Kültürel
tatlarımızı referans alarak, en lezzetli halleriyle günümüze taşımaya çalışıyoruz” diyen Rıdvan Alver, “Nizam Ustamızın oğlu da Gastronomi okuyor. Bu mesleği
babamız dedelerimizden aldı bizler de gelecek kuşaklara devretmek istiyoruz.
Adana, urfa, kuzu şiş, ciğer, tavuk şiş, domatesli kebap, çorbanın yanı sıra
fıstıklı kadayıf ve sütlaç, içecek çeşitlerimiz bulunuyor. Şunu da belirteyim
ki tüm kullandığımız malzemeler yöresel. Mesela pul biberi hazır almıyoruz.
Anlaştığımız üreticinin bahçesinden bizzat kendimiz alıyoruz. Pul biber ve İsot
Gaziantep, Kekik ve Nane Mardin’den tatlılarda
kullandığımız fıstık Siirt’ten
geliyor. Yoğurt, açık ayran ve kuyruk yağını Diyarbakır’dan özel olarak alıyoruz. Kuzu eti Balıkesir, süt
danasını da daha çok Trakya bölgesinden alıyoruz. Şunu da belirteyim ki bizdeki
fiyatlar piyasanın altındadır. Bunun yanı sıra dileyen misafirlerimiz baharat çeşitlerini,
fıstık, zeytinyağı, safran kolonyası gibi ürünleri bizden tedarik edebilir.
Misafirlerimiz açık mutfağımızda hazırladığımız birbirinden lezzetli yemekleri
gönül rahatlığıyla görebilir. Fiyatlarımız benzer mekanlara göre çok
hesaplıdır. Tüm etlerimiz helal kesimdir. Herkesi leziz yemeklerimizi tatmaya
Ezme Dürüm Evi’ne davet ediyorum” dedi.