10 Aralık 2024 Salı   

Necmettin Sönmez / Sonart Yön. Kur. Bşk. / Üretim Kanadı

EKONOMİK DEĞERLER

 

Merhabalar saygıdeğer Paşavizyon okurlarım.
Bu makalede yazı yazmaya başlarken içinde bulunduğum sanayinin problemlerini yazmayı kendime hedef edinmiştim. Fakat Türkiye o kadar dirençsiz hale geldi ki en ufak siyasi, toplumsal, ekonomik problem bütün ülkeyi etkiliyor. Daha önemli, ülkemiz için daha hayati problemler bir kenara atılıyor. Ne muhalefet ne de iktidar bu problemleri unutup, hayati olmayan ıvır zıvır işlerle uğraşıyor ve ana problemler topluma unutturulmaya çalışılıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye’nin en büyük sorunu sokak hayvanlarının ıslahı olarak lanse ediyor ve bir hafta gündem bu oluyor. Eşi benzeri dünyada görülmemiş bir şey af edersiniz ama o sokak hayvanlarından daha fazla yardıma, ilgiye ihtiyacı olan aşırı büyük bir halk topluluğu varken bu gündem sanki yokmuş gibi davranılıyor. Halkımızdan da buna tepki gösteren birkaç cılız tepkiden başka hiçbir basın ve medya gurubu dillendirilmiyor maalesef.
Son yapılan genel seçimlerden sonra kurulan hükümetin Maliye Bakanı yeni bir mali disiplin programı sunmuştu önümüze. Mali gelirleri artırmak için vergilerin aşırı artırıldığı bir program. Bunun üzerinden bir yıldan biraz fazla zaman geçtiği halde bu programın ekonomik sıkıntıya merhem olmayacağı anlaşıldı ve geçtiğimiz günlerde ekonomik programımız tekrar değiştirildi. Geleceğe yönelik plan ve program hesaplanması yapılmadan alınan günlük kararlar kısa zaman sonra çözüm olmadığı anlaşılınca tekrar değiştiriliyor. Sizin anlayacağınız deneme yanılma programının amacı toplumda talep daraltarak ticareti mümkün olduğunca yavaşlatmak. Bu yavaşlamanın yan etkileri kesinlikle düşünülmüyor. Enflasyonun yüzde yetmişinin üstünde olduğu bir ortamda döviz artışı yüzde onlarda kaldığı zaman çift taraflı sıkıntılar başlıyor. Elektrik, Doğalgaz, işçilik maliyetleri devamlı artan bir ortamda imalat yapan firmaların maliyet hesapları her geçen gün artmakta. Böyle olunca da imalat yapan ihracatçı firmalar global piyasalarda fiyat olarak yüksek kalıyor ve ihracatımız her geçen gün daha da azalıyor. Döviz ucuz olduğu içinde ithalatçı firmalara da gün doğmuş oluyor her türlü malın ithalatı yerli üretime göre ucuz kalıyor, anti damping vergileri olduğu halde yine de yerli mala göre çok avantajlı fiyata satılabiliyor. Bunun içinde ithalat aşırı derecede teşvik edilmiş oluyor. Yurt içi imalat yapan firmalar sıkıntı yaşarken, dış üreticilerde yurt içi ve yurt dışı global piyasalara hakim oluyorlar. Bu sektörlerde kaybedilen piyasayı tekrardan geri kazanmak inanın imkansız. Bütün dünya ülkeleri bulundukları ihracat pazarlarını kaybetmemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Farklı kur uygulama imkanları ile veya çeşitli teşvikler ile ihracatçısını koruyor, sadece ihracatçısını değil dahili üreticisini de koruyor. Her ay elektrik fiyatı doğalgaz fiyatı değişen bir ortamda nasıl aynı fiyata mal satabilirsiniz?  Zam yapacak ortamda yok, şu anda zaten pahalı durumdayız. Bu iş nasıl sürdürülebilecek Allah bilir. Sadece vergilere bağlı kalan bir devlet Mali İdaresi düşünülemez. Vergileri artırarak talebi baskılarsınız, fakat devlet organları aynı müsrifliğe, şaşa ve debdebeye devam ederse bir türlü iki yakamız bir araya gelmez. Bakanlık bütçelerinin nereye harcandığını kimse dert etmiyor. Öyle fuzuli işler için harcanan paraların haddi hesabı yok. Şu günlerde yapılan Avrupa Futbol Şampiyonası için Spor Bakanlığı ve Federasyonu yüzlerce kişilik heyetlerle maça gidiyor. Sınırsız hediyeler çabası. Milletin emeğinden, kıt kanat toplanan vergiler bu işler için bu kadar kalay harcanmamalı. Bu iş sürdürülemez bir yerde lastik patlar. Her vergi artışını takip eden fiyat artışlarında halk biraz daha fakirleşiyor. Bir kesimde nispeten zenginleşiyor. Kayıtsız ticaret kara para herkesin gündeminde fakat bir önlem yok. Bu işi düzeltecek bir kanun teklifi de yok. Tarlada iki lira olan ürün tezgahta eli lira hala şu hal yasası çıkarılamadı. Her halde bu işin içinde olan çıkar gurupları buna müsaade etmiyorlar. Hükümet de bu yasayı çıkarmayı göze alamıyor. Sonrada tarım ürünleri enflasyonu arttırıyor diyerek tarım üreticileri suçlanıyor. Bir öğretmen maaşı, bir Millet Vekilinin maşının onda biri olursa o ülkede öğretimden bahsedilemez, olsa olsa öğretmemekten, öğretmek istememekten cahilliği desteklemekten bahsedilir.
Her geçen gün fakirleşen halkımız dünyanın en fakir halklarıyla anılmaya başladı. Dünyada yapılan bir araştırmada dünya vatandaşlarının servet ortalaması 84.700 Dolar iken bu Türkiye’de 17.600 Dolar. Bu sonuç Türk vatandaşını en fakir ülkeler arasına koyuyor. Söylendiği gibi talebi daraltmak, vatandaşı fakirleştirmek gerekiyordu bu konuda hakikatten dediklerini yaptılar ve başarılı oldular. Ama yol bu yol değil kesinlikle. Yanlış yolda gidiyoruz. Allah sonumuzu hayırlı etsin.
Daha iyi, geleceğimizden emin olduğumuz günlerde buluşmak üzere.
Hoşça kalın Sağlıkla kalın Allaha emanet olun.

Tarih: 20 Temmuz 2024 Cumartesi    Hit: 1191




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol