Av. Ali KAHRAMAN / Avukat / Hukukçu Gözüyle /

BİRİLERİNİN SİYASİ İKBALİ ÜLKE MENFAATİNİN ÖNÜNE Mİ GEÇTİ

Bu Vatana Nasıl Kıydılar
İnsan olan vatanını satar mı?
Suyun içip ekmeğini yediniz.
Dünyada vatandan aziz şey var mı?
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?

Onu didik didik didiklediler,
saçlarından tutup sürüklediler.
götürüp kâfire : "Buyur..." dediler.
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
                              NAZIM HİKMET RAN

Vatan,  geçmişimizin güzel yadigarı ve geleceğimizin bekasıdır. Bir topluluğun varoluşu vatana sahip olması  ile mümkün olur. Vatansız bireylerden bahsedilse de pratikte vatansız insan olmaz. Anadolu bin yıldır biz Türklere vatan olmuş ve bizim büyük zaferlerimize ortaklık etmiştir. Günümüzde ülkemizin yönetiminde olanlar ile yönetime talip olanların kişisel ihtirasları, vatanımızın geleceğini yani Büyük Türkiye Hayalini düşünmelerinin ve buna ilişkin çalışma yapmalarının önüne geçmektedir. Son günlerde yaşanılan bazı olayları analiz ettiğimizde siyasetin ve bürokrasinin devlet, ülke ve vatan bilincinden ne kadar uzaklaştığını ve Allah’a emanet bir hayata sürüklendiğimizi görüyoruz.
Son yapılan hakim ve savcı kura çekimi ve atamaları ile ilgili programda artık ismini dahi anmaktan edep duyacağım bir milletvekili Sayın Cumhurbaşkanı’ına emrivaki yapmak suretiyle kendi yeğenini  Cumhurbaşkanına ve Türk kamuoyuna tanıtma şımarıklığı ve hadsizliğinde bulunmuştur. Yargıda yere çakıldığımız, torpilin ve kayırmacılığın gündemden düşmediği bir ortamda az bir şey vicdanı, insanlıktan nasibi olan birisinin asla yapmayacağı bu hareketi büyük bir gurur ve şımarıklıkla yapan vekil hala vekil ve dahada ileri kademelere artık gelir diye bekliyoruz. Bizim bildiğimiz reisten maalesef yeller estiği için o da bu nahoş fotoğrafın bir parçası oluvermiştir. Hemen peşi sıra deprem felaketine uğrayan yurttaşlarımıza yönelik yapılan yardım faaliyetlerine iştirak eden özel ve tüzel kişilere yönelik düzenlenen programda söz alan, kamu bankasının genel müdürlüğü’nü yapan bir zübük, milletin ve Sayın Cumhurbaşkanının, gözünün içine baka baka efelenerek en büyük yardımı ben yaptım deme hadsizliğinde bulunmuştur. Her ne kadar sayın Cumhurbaşkanı durumu düzeltmeye çalışmışsa da, milletin malıyla millete PATRONLUK taslayan bu hadsiz kişi hala görevinin başında tutulmaktadır. Bütün bu süreçler halkın radikal bir karar oluşturması sonucunu doğurmaktadır. Halk, “AK Parti gitsin de kim gelirse gelsin” noktasına gelmiştir. Bu da kenarda bekleyen beceriksiz, İstanbul’u yaşanmaz hale getirmiş ve ihtiras abidesi olan Sayın İmamoğlu‘nun Cumhurbaşkanlığı ve iktidar beklentisini her geçen gün çoğalmaktadır. Sağduyulu insanlar AK Parti nasılsa kaybedecek bari diğer cenahta daha ılımlı olan Mansur Yavaş inşallah Cumhurbaşkanı adayı  olur diye dua etmektedir. AK Parti’nin içine düştüğü bu kendini beğenmişlik ve  halktan kopma hali öyle kongrelerle, seçim kayıplarıyla giderilecek gibi değil. Halk artık kim daha iyi hizmet ediyor! geçmişte bu ülkenin menfaatine kimler çalıştı buna bakmıyor. ‘Hele AK Parti bir gitsin şansımızı yeni gelen de deneyelim’ diyor. Bu durum özellikle dış siyasette Türkiye’nin etkinliğinin tamamen kaybolması ve içeride daha büyük ekonomik ve siyasi problemlerin başımıza gelmesi sonucunu doğuracaktır. Yine birileri halkı suçlayacak ama durum öyle değil. Madem demokrasi var AK Parti’yi 30 yıl iktidar yapan bu halk bu kez sadece AK Parti’nin iktidardan uzaklaşması için oy verecektir. İstanbul’da siyasetten tamamen uzak olan ve belirli STK’lardan devşirilmiş yeni siyasi aktörler bu gidişe asla dur diyemeyeceklerdir.