18 Nisan 2024 Perşembe   

YANINIZDAYIZ

YANINIZDAYIZ
 

OSMAN ŞAHBAZ / BUDAPEŞTE

Türkiye'nin güneyinde, 911 km. uzunluğunda sınırımızın bulunduğu Suriye'nin Bayırbucak bölgesinde SU-24 tipi Rus savaş uçağını Türk hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle angajman kuralları çerçevesinde hava kuvvetlerimize ait uçaklar 24 Kasım sabahı müdahalede bulunarak Hatay'ın Yayladağ ilçesi karşısına düşürmüştü. Konu hem Türkiye hem Rusya hem de dünya için çok taze. 
28 Kasım 2015 Pazar akşamı Budapeşte'de eşimle birlikte akşam yemeği sonrasında birer kahve içmek için Four Seasons Hotel Gresham Palace Budapest'e Bar Lounge'a uğradık. Salonda boş bulunan tek masaya oturduk. Kahvelerimizi sipariş vermek için bekliyorduk ki, yan masamızda çok tanıdık bir sima ile karşılaştık. 
Kim miydi? 
Macaristan Başbakanı Viktor Orbán'dı. Lobiden aldığım NÉPSZABADSÁG Gazetesi manşetindeki "Macaristan Merkez Bankası Balina'yı da yutacak" başlığı altındaki Macaristan Merkez Bankası Başkanı György Matolcsy'nin Budapeşte Büyükşehir Belediyesi'nin müze olarak kullandığı binaya açık teklifinin değerlendirmesi ile ilgili haberi ve diğer gelişmeleri okuyordum. Yan masamdaki Başbakan, masasında ailesi ve bir misafiri ile sohbet ediyordu. Kendisi ile Türkiye ve Macaristan arasındaki konuları ve Türkiye açısından son gelişmeleri değerlendirmek için konuşmasının bitip masasından kalkmasını bekledim. Kalktığında yanına giderek selam verdim.
"Sayın Başbakan iyi akşamlar. Beni hatırladınız mı?" dedim.
Başbakan da "Evet, sizi yan masada gördüm. Nereden tanıdığımı çıkartmaya çalışıyordum. Şimdi hatırladım. Türkiye, İstanbul'dandı. 
'Ne zamandır Macaristan'dasınız?''
Ben de ''Yaklaşık on gündür Macaristan'dayım. İki dost ülke arasındaki güzel gelişmelere biz de katkı sağlamaya gayret ediyoruz. Geçtiğimiz hafta İstanbul'un büyük ve güzel ilçesi Küçükçekmece ile Budapeşte'nin merkez ilçesi Józsefváros ile kardeş kent anlaşması imzaladı. Önümüzdeki aylarda yine İstanbul'un güzel ilçelerinde Bahçelievler ile Budapeşte'nin 11. Bölgesi Újbuda ilçesi ile kardeş şehir olması için gayret ediyoruz'' dedim.
Başbakan; "Ooo çok güzel gelişme bunlar, tebrik ediyorum" cevabını verdi.
Bende kendisine; '' Sayın Başbakan Türkiye'de 1 Kasım'da genel seçimler oldu biliyor musunuz? Bu hafta sonu yeni hükümet kuruldu takip edebiliyor musunuz?" şeklinde soru sordum. 
Başbakan; ''Gayet yakından takip ediyorum. Yarın pazar günü AB- Türkiye Zirvesi'ne katılmak üzere Brüksel'e gidiyorum. Başbakan Ahmet Davutoğlu ile biraraya geleceğiz. Zirvede birçok konuyu görüşeceğiz'' cevabını verdi. 
Ben bu kez Macar Başbakanına; '' Sayın Başbakan bu hafta Türkiye ile Rusya arasında gelişen son olayları biliyorsunuz, ne olacak?'' diye sordum.
Başbakan;'' Konu çok sıcak bir durum. Yakından takip ediyorum'' diye cevapladı.
Ben; ''Sayın Başbakan Rusya ile aramızda gelişen olayda sizden destek istiyoruz" şeklinde konuştum.
Başbakan; ''Gayet tabi destek olacağız. Ancak bu konu kolay çözümlenecek gibi değil. Sabırlı olmak lazım. Çözümü uzun süreceğe benziyor'' dedi.
Ben; ''Yarın Bürüksel'de Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu'na benden lütfen selam iletin. Beni hatırlar mı bilemiyorum. Ama yine de söyleyin'' diyerek, Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'na selamlarımı saygıdeğer Viktor Orban Bey ile iletmiş bulundum. Daha farklı konuları da konuştuk. Sayın Başbakanın sorduğu sorular oldu. Dilimiz döndüğünce cevapladık. Eşi hanımefendi ve küçük kızı yanımıza geldi. Beni eşine ''Türkiye'den bir arkadaşım'' diyerek tanıştırdı. Ayrılırken ''Yolunuz açık olsun. Brüksel'deki toplantıda kolaylıklar ve başarılar diliyorum'' dedim.

Masum ve mazlum insanların hakkını dünyada kim koruyup kollayacak?
Türkiye ile Suriye sınırında yaşayan insanlar arasında yok sayamayacağımız o kadar çok ortaklıklar var ki...
Herkesçe bilindiği üzere bu iki toplum yüzyıllardır akrabalık bağları ve ortak kültür ile birbirlerine bağlılar. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra masa başında düzenlenen suni sınır ile oluşturulmuş bugünkü durum ne kadar sağlıklı sürdürülebilir? İşte aradan yüzyıl geçti. Bu süre içerisinde hepimizin şahit olduğu birçok sorun ve acılar üretildi. Son birkaç yıldır Suriye halkının başına neler geldiğine tüm dünya şahit. Üç milyona yakını Türkiye'de misafir durumunda. Geçtiğimiz son üç dört aydır da Macaristan'da da Batı'ya gitmek üzere bulundular. Suriye'de kalanlar ise bir yandan DAİŞ diğer yandan Esed'in zulmü altında inim inim inliyorlar.
Masum ve mazlum insanların hakkını dünyada kim koruyup kollayacak? Tarih bu adaletsiz zulmü bir gün yazacak. Bu zulüm karşısında mazlum milletlerin yanında olanları da "Kahraman" olarak yazacaktır.
Bizler geçmişimizde olduğu gibi kahramanlıkla yad edilen atalarımızı nasıl fatihalarla yad ediyorsak, bugünde bu kahramanlık destanını yazanların yanında yer alacağız.
Suriye'de, DAİŞ örgütü ile mücadele ediliyor gibi gösterilip, küresel hesaplar yürütülüyor. Mazlum ve masum insanlar bu hesabın arasında ezilip, yok olup gidiyor. Bayırbucak Türkmenleri'nin bulunduğu bölgedekiler Suriye'nin vatandaşı ama bizim de soydaşımız. Bizler istesek de istemesek de yanlarında yer almak zorundayız.
Türkiye artık gelişmeleri tribünden seyreden değil, olayların içinde yer alan, yön veren konumdadır. Bu konumundan artık vazgeçecek durumda da değildir. Rus askeri uçağının düşürülmesi ve bunun Türkiye ve Rusya'ya daha fazla hasar vermeden kısa sürede aklıselim ile hareket ederek hem halklara hem de devletin yapısına zarar vermeden çözümlenmesini bekleyeceğiz. Rusya ile aramızdaki konunun uzaması üzücü. İnşallah yıpratıcı neticeler doğurmaz.
Dört milyon civarında Rus turist, vizesiz olarak ülkemizi ziyaret edip tatil yapıyor. Çok sayıda Türk şirketi Rusya'da büyük projeler yürütüyor, ticaret yapıyor. Yine Rusya'nın en büyük enerji pazarı Türkiye'dir. Tüketmekte olduğumuz gazın % 55'ini Rusya'dan almaktayız. Çok yönlü yatırım, ticari ve ekonomik ilişkilerimizi geliştirecek büyütecek potansiyelimiz bulunmaktadır. Şimdiye kadar Türkiye çatışmanın, gerilimin, husumetin yanında yer almadı. Bilakis egemenlik haklarımızı koruyarak huzuru, yardımı, hikmeti, barışı ve ihsanı yaşatmayı uluslararası anlaşmalar çerçevesinde diplomatik kanallardan yürütmeyi gaye edindi.

Tarih: 29 Kasım 2015 Pazar    Hit: 4024

  • Esin Banu Akkirza  01/12/2015 19:52:30

    Macarlar AB'de bizim en doğal müttefikimiz. Osman Şahbaz Beyefendinin Başbakan Viktor Orban ile görüşmesini, konuşmasını önemsiyorum. Sivil inisiyatif her daim muteber ve değerlidir. En kalbi sevgilerimi iletiyorum. Esen kalın. E.Banu Akkiraz

  • Galip Emin Akar  29/11/2015 21:00:23

    Dost ve müttefik Macar Başbakanı da Liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan gibi düşünüyor. Haydi Bismillah, ilk günkü aşkla. Galip Emin Akar