Üriner Sistem Taş Hastalığı
(Böbrek ve İdrar Yolları Taş Hastalığı)
İnsanlık tarihi kadar eski olan taş
hastalığı yurdumuzda (ortalama %15) diğer ülkelere nazaran daha sık
görülmektedir. Yapılan çalışmalar sonucunda taş oluşumunda etkili olan
faktörler şöyle sıralanabilir: Genetik yatkınlık, yaş ve cinsiyet, coğrafik
dağılım, iklim ve beslenme olarak
sayabiliriz.
Taş hastalığı olanların ailerinde %10-40
gibi değişen oranlarda böbrek ve idrar yolu taş hastalığı vardır. Taş hastalığı
erkeklerde daha sık görülür, çocukluk yaşından itibaren görülebiliyor. Ayrıca
dağlık ve tropikal bölgelerde daha çok
görülür, dünyada en fazla Sudi Arabistan’da, İtalya ve Çin’de, ülkemizde ise en
çok Güneydoğu Anadolu bölgesinde görülüyor.
Beslenme şekli taş oluşumunda önemlidir. Özellikle az su
tüketilmesi, hayvansal gıdalardan ve proteinden zengin beslenme ve lifli
gıdalardan fakir beslenme, taş oluşum
riskinin artırmaktadır.
TAŞ ÇEŞİTLERİ
Taşlar kimyasal yapılarına göre kabaca
kalsiyum içeren ve içermeyen taşlar olmak üzere 2 grupta incelenirler. Kalsiyum
içeren taşlar tüm taşların % 85’i olup, genellikle 2 şekilde bulunur; Kalsiyum
oxalat ve kalsiyum fosfat. Kalsiyum içermeyen taşlar daha nadir olup, bunlar
arasındaki en sık görülenler ürik asit, sistin ve enfeksiyon taşlarıdır.
KLİNİK BULGULAR
İdrar yolları taşları eninde sonunda
sıklıkla ağrıya neden olurlar. Ağrı genellikle iki şekilde oluşur. Bunlardan en
sık görüleni ve en önemlisi renal kolik dediğimiz, böğüre veya kasığa bıçak
saplanır tarzda olan ağırlardır. Bu ağrılar çok şiddetli olup, genellikle
bulantı-kusmayla beraberdir. Taşların yaptığı diğer ağrı şekli kolik tarzı
olmayan künt ağrılardır. Bu ağrılar hafif ağrılar olup, genellikle devamlılık
arz ederler.
TEŞHİS YÖNTEMLERİ NELERDİR
Yukarıdaki
şikayetlerle bize gelen hastalara
ilk olarak direkt üriner sistem grafisi ve ultrasonografi yapıyoruz. Bu
şekilde taşların % 90-95’ine tanı konulabilir. İhtiyaç olması durumunda bazen
ilaçsız tomografi yada İVP dediğimiz renkli böbrek filmi gibi diğer teşhis
yöntemlerini de kullanabiliyoruz.
TEDAVİ
Taş kırma (ESWL), cerrahi (açık cerrahi,
endoskopik yani kapalı cerrahi) yada
medikal tedavi şeklindedir. Bu tedavi şekillerinden hangisinin
uygulanacağı taşın büyüklüğüne ve yerine göre üroloji uzmanı tarafından karar verilerek uygulanır.
Günümüzde eğer cerrahi uygulanacaksa
çoğunlukla yeni kapalı yöntemler uygulanır. (PNL ,URS, RIRS gibi) bu
yöntemlerle tedavinin mümkün olmadığı çok az bir hasta grubunda hala açık
cerrahi yöntemde bir tedavi seçeneği olarak uygulanabilmektedir. Böbrek
taşlarının tedavisinde gecikilmesi durumunda böbreğin kaybedilmesine kadar
giden ciddi sonuçlarla karşı karşıya
kalınabilir.
Op.
Dr. Veli Şimşek
Bayrampaşa
Kolan Hospital
Üroloji
Bölümü