24 Nisan 2024 Çarşamba   

ÜLKEMİZİN ŞİMDİSİ ÜZERİNE

 

BAHARLA başlayıp, yolsuzluk iddialarıyla alevlenen bir seçim atmosferi; seçimle  başlayan yönetim sorunu; üzerine tuz-biber olan iç ve dış terör; oluşan kaos, tekrarlanan seçim ve yorulan halk... 
Türk siyaseti bu sürede iyi bir sınav verememiş, sorunu halka çözdürmeye çalışmıştır. Problem çözmeyi seven halk 7 Haziran sonuçları ile koalisyon oluşturabilmek için zihin yormuş, her ev ve mecliste bu problemin çözümü tartışılmış, problem çözümsüz olunca da problemi geçmişte yaşamış olduğu en yakın çözümlü duruma getirip, tekrar AKP iktidarının yolunu açmıştır. Bu ise heyecan ve sevinç yerine en azından kararsızlıktan kurtulma ortamı sağlamıştır.
Ülkemizde yöneticileri belirlemenin Demokrasi ile gerçekleşmeye başlamasının  tarihi eski değildir. Yunanca bir sözcük olan Demokrasi, halkın iktidarı anlamına gelip; işlev olarak halka kendi yolunu, kaderini çizme hakkı verir. Fakat  halk bu hakkı nasıl kullanacaktır. Önce kavram olarak demokrasiyi anlaması gerekir. Anlamak, anlamını kavramak demek olduğuna göre Demokrasilerde bir halk için istenir olan; bağımsızlık, özgüven, eleştirellik,tartışma kültürünü bilme, başka bireylere de en azından hak ve özgürlükler meselelerinde kendine baktığı gibi bakma konularında hemfikir ve istekli bireylerden oluşmasıdır. Unutulmamalıdır ki, Demokrasi düşüncesi insanlar arasında hak ve özgürlük bakımından eşitlik idealinden kaynaklanır, herhangi bir kişi, grup ya da sınıfın üstünlüğünden değil.
Ne var ki İnsanoğlunun ulaşmak için çok acılı ve uzun bir tarih bıraktığı Demokrasi ideali; bazı sorunlu durumlara da yol açabilmektedir. Bunlardan birisi son yıllarda ülkemizde anlaşıldığı biçimde, yalnızca çoğunluğun istek ve kararlarının yaşamı belirlemesi  ile ortaya çıkan temsilde adalet sorunudur. Buradan kaynaklanan hoşnutsuzluk, yönetimlerin asla görmezden gelemeyeceği önemli bir sorun ortaya kor. Hoşnutsuzluğun sürekli artması ortaya ne sonuç çıkarır bilinemez ama; kesin olan artık, Demokrasinin varlık sorununun ortaya çıkacağıdır.
Bir ülkede huzurun en temel şartı; güç kullanma hakkı olan iktidarın Adaleti; halk içinse adalet korunduğu sürece rıza ile göstereceği İtaattir.                                                                                                                                                             
Son olarak, gerek ülke içinde gerekse de dünya’da küresel ölçekte yüzleştiğimiz olaylar geleceğin bugünlerimizi aratacağı önsezilerimi artırmakta. Yine de umut dolu yarınlara Özlem'le baktığımı ifade ederek gelecek ay buluşmak dileğiyle .

Tarih: 20 Kasım 2015 Cuma    Hit: 1155




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol