26 Nisan 2024 Cuma   

Naser ŞİMŞEK / İnşaat Mühendisi / Teknik Bakış

TUNA’NIN İNCİ’Sİ

 

BABAM 80’li yıllarda 3 yıl Budapeşte’de çalışmıştı. Konusu açıldıkça anlata anlata bitiremediği ve en çok etkilendiği Avrupa şehri olduğunu söylerdi bana.
Budapeşte; Tuna nehri kıyısında yer alan Budin ve Peşte şehirlerinin 17 Kasım 1873 yılında Kral Szechenyi İstvan adına İngiliz mimar-mühendis William Clark tarafından yapılmış zincirli köprü ile oluşan  şehir. 
‘’Tuna’nın İnci’si’’,  ‘’Tuna’nın Kraliçesi’’, ‘’Avrupa’nın Kalbi’’, ‘’Özgürlüğün Başkenti’’ ve benzeri sıfatlarla adlandırılan şehir. Yahudilerin İsrail devleti kurulmaması durumunda yerleşmeyi düşündükleri şehir.
Medeniyetlerin kesiştiği ve kaynaştığı şehir. Üzerine şiirler ve ağıtlar yakılmış Osmanlı için ayrı bir yere sahip Macaristan’ın başkenti, ununu eleyip eleğini asmıştır, Budapeşte… Heybesinde, Avrupa da vardır, Osmanlı da; Balkanlar da vardır, Bolşevikler de… Gerçekten de geniş kültürleri içinde barındırır. Hem baroktur, hem neo klasik, hem de modern.
Macar olarak nitelendirseler de kendileri aslen Hun kökenlidirler, ülke isimlerinin de Hungary olmasının sebebi Hun ülkesi anlamı taşımasındandır. Tarihlerine ciddi saygı duyan bu toplum günümüze kadar bunu koruyarak gelmişlerdir. Kahramanlar Meydanı’nda ülkenin 1000 yıllık tarihini anlatan heykellerin içinde Atila ve pala bıyıklı beylerini at üstünde görürsünüz, elinde güneş ile hilalden oluşan bayrak bizim tarihi akrabalığımızı göstermektedir. Macar halkı Atila’yı seviyor ve kahramanlığı ile gurur duyuyor. En çok kullanılan isimlerin arasında Atila ve Zoltan(Sultan) yer alıyor.
Kanuni Sultan Süleyman  tarafından ilk olarak 1526’da fethedilen Budin ve Peşte, bir buçuk asırlık bir Türk hakimiyetinden sonra 1686’da elden çıkmıştı. Kanuni Kızıl Saray duvarına;
 “Gaaziler meskenidir, bunda beyim gayr olmaz. Bunda zulm eyleyenin akıbeti hayr olmaz’’ yazıp altına da “bir saat adalet, yetmiş senelik ibadetten hayırlıdır’’ hadisini yazdırmıştır. Bu yazı Macarların bizi neden sevdiklerini gösterir. Başında gülü elinde tahta kılıcı ile Gül Baba olarak bilinen Osmanlı neferinin türbesi hoşgörü ve adaleti göstermekte Budapeşte’de. Yılda bir yapılan Turan Kurultayı bizimle bağlarının devamını ispatlamakta. 
Budapeşte, tarihî köprüleri, kiliseleri, türbeleri, kaleleri, meydanları, Türk hamamları, eskiden sayıları 100’den fazla olan camileri bir yana Tuna’nın büyüsü bile yeter Budapeşte’ye. Gulaş (Kul Aşı) çorbası, Osmanlı’dan kalma paprika kurutulmuş biberi ile bizi kendine daha da yakınlaştırıyor. Hele Gellert Tepesinden şehri seyretmek Kanuni’nin Budin ve Peşte sevdasının nedenini gösteriyor.
Sn Atila Başkanımıza; düzenlemiş olduğu gezi ile bana bunları yaşattığı için özellikle Babamın teşekkürlerini sunmayı borç bilirim.

Tarih: 20 Mayıs 2016 Cuma    Hit: 1223




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol