25 Nisan 2024 Perşembe   

Mustafa SÖNMEZ / Araştırmacı / Yazar / İSAR

TOGG’A TOGG’UNMADAN...

 

Bize ait olan herşey değişiyor sanki. Dil değişiyor, damak değişiyor, tat değişiyor. Herkesin zevki birinci mevkii anladık da kimse kimsenin varlığına bile tahammül göstermiyor. Biz değişiyoruz. Herkes  karşıtlarına rağmen kendini gerçekleştirme yarışında canhıraş gürültüler, hunharca patırtılar üretiyor. Millet olma bilincimiz pıhtı atmak üzere. Siyasetin bozuk ağzı üstüne bir de kokmaya başlamış. Ülkenin gerçek gündemi bir ayak evvel ele alınıp geleceğimizi felce uğratmak riskini ortadan kaldırmak kimsenin aklına gelmiyor.
Onun yerine ülkede sorun dahi olmayan “başörtüsü” konusunda hem muhalefet hem de iktidar tarafından çözüm önerileri konusunda taraflar el yükseltiyor. Biri gidip İngiltere’ye temiz para ile finans sağlamaya kalkarken diğer yandan ülkenin “kara para” cenneti olduğunu en yüksek perdeden dillendiriyor. Diğeri kendisiyle bir şekilde kontak kuran herkesi “hain” ilan ettiği partiden anayasa değişikliği için destek bekliyor. Bir diğeri dün anormal bulduğunu bugün normal bulıyor. İlkesizlik, kemiksizlik, iliksizlik, omurgasızlık zaman mekan ayırt etmeden siyasetin tüm birimlerine sirayet ediyor.
Koruması gerekenler yıkıyor, yapması gerekenler bozuyor. Konuşması gerekenler susuyor. Toplumda adalet duygusu zede almış. İnsanlar adalet  terazisinin bir tas yoğurt  bile tartabileceğini düşünmüyor. Vicdanlarımızı sarsan olaylara, iddialara karşı yargı adil olma refleksini göstermiyor. Gösteremiyor. Davaların siyasi saikle açıldığı inancı, kararların sosyal medya tepkilerine göre düzeltilmesi ile daha da güçleniyor.             
Geçen ay ki yazımın bir yerlerinde “aynı dili konuştuğu şüphe götürmez tarafların birbirini anlamadığından  daha da kötüsü dinlemediğinden” bahsetmiştim.  Kimsenin gönlü aynı mekanlarda ferah bulmuyor. Sümmani’nin dediği gibi “Nerde bir gül bitse etrafı diken.” Yol yapıyoruz problem, köprü yapıyoruz sorun. Araba yapıyoruz dert. Her yere siyasetin kiri bulaşmış.
Geçen ayın son günlerinde ilk TOGG’u bandından indirdik. İndirmedik kafamıza düşürdük sanki. Yok tasarımı İtalyan, pili Çin, şanzumanı Japon işi, hani bunu yapan beş kişi, yok akıllı yok deli diye diye kendi malımızı çarşı görmeden bit pazarına uğurlayacaktık nerdeyse. Bu arabanın  markası yerli. Açılımı “Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu”. Bugün dünyada bilinen markaların hangisi tamamen “marka” sahibi ülkenin topraklarında üretiliyor? Bugün dünyanın en ünlü markalarına bir çok organize sanayi bölgemizde yedek parça üretiliyor. Mesela hiçbir Alman “Mercedes Fransızlarındır” demiyor. Bizde de bunun benzerini söyleyen yok ama özellikle seçimler öncesi AK Parti’nin  kendisine siyasi bir çıkar sağlama gayesi olduğu gizli değil. Bunu bu satırlarda dört ay evvel yazmıştım.  Bunu da doğal karşılıyorum.
Diğer taraftan TOGG’un bırakın üretim bandının tamamlanmadığını, fabrikasının bile yarım yamalak olduğunu söyleyenlerde yanlış söylemiyor. Servis ağının olmadığı, şarj istasyonlarının daha yeni yeni lisanslamalarının yapılacağını, aracın teknik özelliklerinin dahi belli olmadığını, yurtdışında alıcı bulamayacağını söyleyenler de haksız değil. Fakat tüm bu doğrular bir gerçeğin önüne geçmeye yetmiyor. TOGG bir Türkiye markası.  Kimse almazsa biz alır, biz bineriz. Çocuklarımız, torunlarımız biner. Sonra ürünü, servis ağı ile birlikte geliştirdiğimizde dünyaya da satarız. Satacağız da. Bu ve bunun gibi projelere sahip çıkmayan, çıkacağını ilan etmeyen hiçbir siyasetçi bu ülkenin geleceğinde söz sahibi olmayı beklemesin. Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanlığı süresinin uzatılması kampanyasında çıktığı bir televizyon programında bir gencin; “Kendinizi bu ülkenin neresinde görüyorsunuz?” sorusuna, stüdyoda yanan ışıkları göstererek “Şu ışıkta görüyorum, barajlarda görüyorum. Ben bu ülkede çengelli iğne atölyesi açılışı bile yaptım.” dediğini hatırlıyorum.
Tekrarlamakta fayda var. “TOGG bir Türkiye markasıdır.”
“TOGG’a herkes sahip çıksın .”
“TOGG’a kimse Togg’unmasın.”

Tarih: 21 Kasım 2022 Pazartesi    Hit: 1307




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol