23 Nisan 2024 Salı   

SREBRENİCA SOYKIRIMI BİLDİRİSİ OKUNDU

SREBRENİCA SOYKIRIMI BİLDİRİSİ OKUNDU
 

Srebrenica soykırımı bildirisi

Srebrenica'da yapılan soykırımda hayatını kaybeden 8 bin 372 kişi için Taksim Meydanı’nda anma töreni düzenlenerek basın bildirisi okundu.

Srebrenica soykırımının 24. yıl dönümü nedeniyle İstanbul'da 5 sivil toplum örgütünün iş birliğinde anma etkinliği düzenlendi. Taksim Meydanı'ndaki binalardan birine, binanın tamamını kaplayacak şekilde dev bir "Srebrenica Annesi" fotoğrafının yer aldığı pankart asıldı. Anma törenine Bayrampaşa Belediye Başkanı Atila Aydıner, belediye başkan yardımcıları, Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı Cavit Ganiç, Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Muhammed Sancaktar ve yönetim kurulu üyeleri, Bosna Sancak Akademik Kültür ve Tarih Vakfı Başkanı Prof. Dr. Adem Fazlıoğlu, Bosna Hersek Dostları Vakfı Başkanı Saffet Erdem ve yönetim kurulu üyeleri, Genç Boşnaklar Derneği İstanbul Başkanı Malik Hadzic ve yöneti m kurulu üyeleri, İstanbul Kültürlerarası Sanat Diayalogları Derneği Başkanı Fatma Beste Gürsü ve yönetim kurulu üyeleri, CHP Bayrampaşa Belediye Başkan Adayı Remzi Albayrak ile çok sayıda Boşnak göçmeni katıldı.
Yaklaşık 200 kişinin pankartın önünde bir araya geldiği anma programında Bosna Sancak Akademik Kültür ve Tarih Vakfı Başkanı Prof. Dr. Adem Fazlıoğlu, Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Bosna Hersek Dostları Vakfı, Genç Boşnaklar Derneği İstanbul ve İstanbul Kültürlerarası Sanat Diyalogları Derneği adına basın bildirisi okudu. 

İnsanlık tarihinin en karanlık olaylarından biri
Prof. Dr. Adem Fazlıoğlu'nun “Srebrenica Boşnak Soykırımı’nın 24 yılı Ortak Bildirisi” başlığı altında okuduğu metinde soykırım kurbanları anılırken, şu ifadelere yer verildi: Bugün, Birleşmiş Milletler (BM) üyesi bağımsız bir ülke olan Bosna-Hersek’in, komşuları Sırbistan ve Karadağ tarafından yok edilmek üzere saldırıya uğradığı savaş sırasında, BM’nin koruması altındaki bir bölgede, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da işlenen en büyük insanlık suçunun, yani Srebrenica’daki Boşnak Soykırımı’nın 24. yıl dönümüdür.
Srebrenica'daki Boşnak Soykırımı, 1992-1995 yılları arasında, Bosna-Hersek'in dış saldırı ve işgale uğradığı savaş sırasında tüm Bosna sathında, Boşnaklar üzerinde işlenen savaş suçları ve soykırımlarının dehşetini adeta sembolleştiren, BM, Avrupa ve İnsanlık tarihinin en karanlık olaylarından biridir.
Boşnaklar üzerinde işlenen bu savaş suçu, BM tarafından "Güvenli Bölge" ilan edilen ve o dönem Hollanda askerleri tarafından sözde korunan Srebrenica'da, BM’nin ve uluslararası toplumun gözetiminde işlenmiştir.
Srebrenica'daki bu soykırım suçunun işlenmesi sırasında, 11-22 Temmuz 1995 günleri arasında, daha önce BM tarafından silahsızlaştırılmış, Sırplar tarafından esir alınmış ya da BM’nin Hollanda askerleri tarafından Sırplara teslim edilmiş,  yaşları 1 gün ile 94 arasında değişen en az 8 bin 372 Boşnak, planlı ve kitlesel olarak katledilerek, öldürülmüşlerdir.
Bu savaş ve soykırım suçu, General Ratko Mladić komutasındaki "Bosna Sırp Cumhuriyeti Ordusu” ve Sırbistan İçişleri Bakanlığı'na bağlı "Akrepler" isimli paramiliter Sırp četnik çeteleri ile birkaç yüz Rus ve Yunan gönüllü savaşçısı tarafından işlenmiştir. Bölgeyi "Güvenli Bölge" ilan edip onu korumayan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi ülkeler, Bosna'da görev yapan Birleşmiş Milletler'in sivil ve askeri yetkilileri ve uluslararası toplum bu soykırımın suç ortaklarıdırlar.
Bosna'da işlenen bu Boşnak soykırımlarının temel amacı, Bosna-Hersek'i bağımsız bir devlet olarak var eden; toprak bütünlüğünü, tarihini, kültürünü ve devletin gerçek sahibi Boşnak halkını, özellikle de erkeklerini soykırımla yok ederek, Bosna-Hersek' in bağımsızlığını yok etmek, devamında Bosna'yı ve Bosnalı Sırpları Sırbistan ile tek bir devlet içinde Büyük Sırbistan içinde birleştirmekti.
Sırplar, bu hedefe tam anlamıyla ulaşamasa da Bosna Hersek Cumhuriyeti’ni savaş, savaş suçları,  soykırım ve uluslararası toplumun dayattığı adaletsiz Dayton Barış Anlaşması ile fiilen bölmüş ve adeta yayılmacı politikalarının ödülünü almışlardır.

Soykırım ile ilgili alınan kararlar etkisizdir
Savaşın ve soykırımın üzerinden 24 yıl geçti ancak, geçen sürede ne suçlular cezalandırılabildi, ne de acılar dindirilebildi. Lahey’deki eski Yugoslavya Savaş Suçları Mahkemesi ve Uluslararası Adalet Divanı, Srebrenica olayının soykırım olduğunu hükme bağlamış olsalar da yaptırım içermediklerinden ve asıl failler Sırbistan ve Karadağ’ı soykırım suçu ile mahkum etmediklerinden ötürü yetersiz kararlardır.
Yine ABD Temsilciler Meclisi, Avrupa Parlamentosu, BM Bosna Yüksek Komiseri ve birçok ülke parlamentosu tarafından, Srebrenica olayının Boşnaklar üzerinde uygulanmış planlı bir soykırım olduğuna dair alınan kararlar, doğru kararlar olmakla beraber yaptırım içermediklerinden ötürü etkisiz kararlardır.
Aynı şekilde Bosna Hersek’in, Lahey Adalet Divanı’nda Sırbistan ve Karadağ’a karşı açmış olduğu soykırım suçu davası ile ilgili yapılan temyiz başvurusunun ’yetkisiz’ kişi başvurusu gerekçesi ile reddedilmesi ve zaman aşımı nedeni ile davanın ortadan kaldırılması, savaş suçları ve soykırımla ilgili adalet arayışlarına ağır bir darbe indirmiştir.
Srebrenicalı anaların Hollanda’da, Hollanda Hükümeti’ne karşı açmış oldukları, Srebrenica’daki soykırımda Hollanda askerlerinin ve dolayısıyla Hollanda Hükümeti’nin sorumluluğunun tespiti ve buna bağlı olarak ceza ve tazminata mahkum edilmesi ile ilgili dava, Hollanda Temyiz Mahkemesi’nde 27 Haziran 2017 tarihinde karara bağlanmış, mahkeme Srebrenica’yı korumakla görevli Hollanda Birliği’nin, dolayısıyla Hollanda Hükümeti’nin yalnız 350 Boşnak’ın katlinden ve bunlarla ilgili yüzde 30 tazminattan sorumlu tutulmasına karar vermiştir. Bu karar da Bosna’da işlenen savaş suçları ile ilgili daha önce benzer davalarda alınan kararlar gibi adaletsiz bir karar olup, vicdanları bir kez daha kanatmıştır.
Sırp savaş suçluları, sembolik birkaç istisna dışında henüz cezalandırılmamıştır, Savaş suçlusu olan Sırbistan ve Karadağ devletleri ile bu suçları bireysel olarak işleyen caniler, adalet önünde mahkûm oluncaya kadar dünyanın vicdan sahibi tüm insanları bıkmadan, usanmadan mücadelelerini sürdürmelidirler.
Savaş suçları, soykırım, Sırp yayılmacı politikaları ve savaşla kazanılanların üzerine Bosna- Hersek’e dayatılan Dayton Barış Anlaşması ve bunu takip eden Rambuye ve Lizbon gibi siyasi anlaşmalar, Bosna-Hersek’in anayasal bütünlüğünü, bağımsızlığını yok etmiş, devleti işlemez hale getirmiş, güce ve adaletsizliğe dayanan miadını doldurmuş anlaşmalardır. Bu adaletsiz anlaşmanın, Bosna-Hersek’in; anayasal bütünlüğünü temin edecek şekilde yenilenmesi, çağdaş, işleyebilir bir anayasaya kavuşturulması ve yeniden düzenlenmesi için, ülkemizin öncülüğünde uluslararası toplum destek vermelidir.

Bosna Hersek, AB ve NATO’ya dahil edilmelidir
Uluslararası toplumun Srebrenica’daki soykırımı engelleme konusundaki başarısızlığını da göz önünde bulundurarak, benzer bir olayın Bosna Hersek ya da bölgedeki herhangi başka bir yerde tekrarına bir daha asla izin vermemek için, Bosna Hersek'in bir an önce Avrupa Birliği ve NATO'ya dâhil edilmesi hayati önemdedir ve ülkemiz başta olmak üzere tüm uluslararası toplum bu konunun takipçisi ve destekçisi olmalıdır.
Bölgede güven ve barışın yeniden tesisi için, soykırımdan sorumlu olan Sırbistan’ın ve Sırp Halkı’nın, soykırım suçu dahil tüm savaş suçlarının, kendi halkı adına işlendiğini kabul etmesi ve sonuçları ile yüzleşmesi, kalıcı barışın ön koşuludur. Bunun gerçekleşmesi halinde; bağımsız, demokratik, adil, gelişmiş bir Avrupa ülkesi olarak Bosna Hersek’i yeniden inşa etmek mümkün olacaktır.
Soykırımla yerlerinden edilen Boşnakların ata topraklarına dönüşünü teminat altına alan Dayton Barış Anlaşması’nın ilgili maddeleri tavizsiz uygulanmalı, Bosna Hersek Devleti ile işbirliği içinde, soykırımın en büyük failleri olan Sırbistan, Karadağ, Hollanda ve BM’nin katkıları, ABD, AB ve ülkemizin de teşvik ve destekleri ile uluslararası bir fon oluşturulmalı ve bu fon yalnız kendi yurtlarına geri dönmek isteyen soykırım mağdurlarının ihtiyaçları için kullanılmalıdır.
Şiddet yerine sabrı, nefret yerine sevgiyi, haksızlık yerine adaleti, çocukları öldürmek yerine onların eğitimini, savaş yerine barışı, ölüm yerine yaşamı, kötülük yerine iyiliği seçen Bosna’daki kardeşlerimiz gibi, bizlerin de, soykırımı inkar ederek acılarımızı, yaralarımızı kanatan herkese mesajımız şudur:
‘Srebrenica’daki Boşnak Soykırımı’na dair gerçek, artık unutulmayacak, unutturulmayacak ve yalanlarla yok edilemeyecek bir güce erişmiştir. Bu gerçeğin yaşatılması vicdan sahibi tüm insanlığın sorumluluğundadır. Ancak, Bosna-Hersek’teki Boşnak kardeşlerimiz ve Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan biz Boşnak kökenli yurttaşların, hem tarihe, hem de gelecek kuşaklara karşı sorumlulukları farklıdır. Bu insanlık suçunu unutmayacağız, unutturmayacağız, çocuklarımıza ve gelecek kuşaklara anlatmaya devam edeceğiz.’
Srebrenica asla Unutulmasın, bir daha hiçbir yerde, hiç kimseye tekrarlanmasın.  Dünyada barış, hep egemen olsun.”
Basın bildirisinin ardından, soykırımda yaşanan trajedinin simgesi haline gelen 'Srebrenitsa Annesi' fotoğrafını çeken fotoğraf sanatçısı Almin Zrno da bir konuşma yaptı. Anma programı Srebrenica annesinin fotoğrafının yer aldığı pankartın önünde çekilen hatıra fotoğrafıyla son buldu.


Tarih: 12 Temmuz 2019 Cuma    Hit: 3102

Fotoğraflar
  • #
  • #
  • #
  • #
Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol