22 Nisan 2025 Salı   

Av. Ali KAHRAMAN / Avukat / Hukukçu Gözüyle /

SEVGİ DUVARI ÖRMEK

 

Sen miydin o, yalnızlığım mıydı yoksa
Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
Dilimizde akşamdan kalma bir küfür
Salonlar piyasalar sanat-sevicileri
Derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni
Yakanda bir amonyak çiçeği
Yalnızlığım benim sidikli kontesim
Ne kadar rezil olursak o kadar iyi
                                                 CAN YÜCEL

İnsanlık bir sevgisizlik ve nefret ikliminde gidip geliyor. “Ben” dışında kimseye hayat hakkı tanımayan bir ruh haline bürünmüş insan toplulukları ile aynı evreni paylaşmanın derin travmasını yaşamakta dünyamız…
Eskiden insanlık sevgi duvarı oluşturmak için din, ahlak, gelenek ve hukuk kurallarını bu ana öge üzerine temellendirirdi. Bunun sonucu olarak da iyi ve güzel arayışı o toplumun temel argümanı olurdu.
Şimdi bireyler ve ülkeler sevgisizlik ve nefret üzerine  bina edilen yapılar oluşturmaya çalışmakta ve de başarılı olmaktadır.
İki dost ve müttefik ülke olan ABD ile Ukrayna liderlerinin son yaptıkları yüz yüze görüşmede sergilenen tavırları görünce sevgisizlik ve nefretin nerelere kadar ulaştığını dehşetle izledik. Daha da üzücü olan taraf; bu diyaloğa insanlık adına doğru dürüst tepkinin gösterilmemesi idi. Dünyaya nizam vermeye çalışan ABD’nin başındaki insanın vicdanları yaralayacak o beyanlarına, tehdit ve hakaretlerine nerede ise doğrudan hiçbir vicdani ret beyanı sergilenmedi. Hatta bireysel olarak insanlar bu durumu çok normal bir diyalog gibi karşılayıp Ukrayna lideri Zelenski üzerinden konuyu bir magazin haberi olarak niteledi.
Hemen yanıbaşımızda yeni devletini oluşturmaya çalışan Suriye’de geçmiş yönetimin azınlık iktidarının dayanağı olan Nusayrilerin, Lazkiye ve Tartus’da çıkarmaya çalıştıkları isyan hareketi ile ilgili ülkemizde sadece mezhep taassubuna dayalı gösterilen tepkiler de sevgisizliğin geldiği boyutu anlatmaktadır
İran ve İsrail devletlerinin teşviki ve desteği ile başlatılan isyan hareketini yeni devlet zorlukla da olsa bastırdı. Bu kalkışmanın en önemli sonucu, Irak ülkesinde olduğu gübi Suriye’de de birkaç devletçik kurulmasının önünü açacak ve Türkiye’yi de derinden etkileyecek bir eylem niteliği taşımasıdır. Hal böyle iken herkes kendi mezhep ya da meşrebine göre olayı yorumlamakta ve taraf olmaktadır. 15 yıl Suriye halkına zulmeden devrik yönetime bir gün bile ses çıkarmayan bir grup Nusayrilere zulmedildiğinden bahsetmektedir. Olaya insani ve ahlaki açıdan ve nihayetinde ülkemizin Ali menfaati açısından bakılmamaktadır. Bunun karşısında diğer grup da İran ve İsrail kışkırtması ile başlayan bu isyanın her türlü şiddet uygulanarak bastırılması hatta bu insanların yok edilmesini meşru görmektedir.
Halbuki bizim insan olarak ve de Müslüman olarak olaylara bakış açımız sevgi ve merhamet üzerine olmalıdır.
Sosyal medyaya da yansıyan bir görüntüde, iktidar mensubu bir asker Alevi bir isyancıya şu şekilde hitap etmektedir; “Sana zulmedilmedi değilmi! Sana kötü davranılmadı değil mi! Biz zulmetmeyiz kötü davranmayız Çünkü biz Müslümanız..”
İnsanlık onuruna, büyük insanlık idealine sahip çıkmak ve zulüm kimden gelirse gelsin karşı çıkmak zorundayız. Yoksa ne kadar sevgisiz ve kötü olursak o kadar iyi demeye doğru savruluyoruz.

Tarih: 19 Mart 2025 Çarşamba    Hit: 1234




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol