25 Nisan 2024 Perşembe   

İlyas ÇAĞLAYAN / Tiyatrocu / Oyuncu / Kültür - Sanat

SAZLIKLARDAN HAVALANAN ÖZLENEN USTALAR VE DUYGULAR

 

‘Sazlıklardan havalanan bir ördek gibi sesin’ son iki ayda hazırladığım köşe yazılarına başlamadan önce aldığım ölüm haberleri kafamda ki tüm kurgular sıfırladı. Önce Kara Murat’ı kaybettik.
Hani o çocukluğumuzda bize bir Türkün dünyaya bedel olduğunu ispatlayan adam. Hani o kendisine teklif edilen ‘Akil adam’ görevini ‘Türk milletine akıl vermek benim ne haddime’ diyerek kibarca kırmadan incitmeden geri çeviren kahramanı.
Şimdi de bizleri müzikle tanıştıran, hayatı boyunca başka hiç kimsenin şarkısını seslendirmeyen, üreterek kendi felsefesini şarkılarının sözlerine taşıyan, hayatın gelip geçici bir telaş olduğunu sözlerle müziği birleştirerek anlatan o naif, o kibar ve sade adamı kaybettik.
Evet bu dünyada misafiriz ve hepimiz bir gün öleceğiz. Gerçi dünyadaki en adaletli şeyin de ölüm olduğunu düşünmüyor değilim. Hani Orhan Veli’nin şiirinde anlattığı, Süleyman efendinin kahve ocağının duvarına yazdığı gibi ‘Ölüm Allah’ın emri, ayrılık olmasaydı’ evet ölüm Allah’ın emri, her fani ölümle yüzleşecek ama ya geride kalanlar. Hani hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayanlar, daha doğrusu nefes almayı yaşamak sananlar. Onlara kim yol gösterecek. Ölümsüzlüğü bulalım demiyorum ama bir Cüneyt Arkın gittiğinde bini gelmeli, İlhan İrem’in yerine yeni İlhan’lar gelmeli ki bizim çocukluğumuzda ki renkler günümüz çocuklarında da olsun.
Bir Kemal Sunal gelmeli yeni nesli güldürmeli, ama öyle salakça çıplaklık esprileri ile değil. Ağlanacak halimize güldürmeli ki, ağlayarak çaresizliğe kapılmadan çıkış kapılarını zorlayalım. Bir Necdet Tosun, bir Hüseyin Peyda, Suna Pekuysal gelmeli mesela, “Ben Yaşar ustayım” derken ciğerlerimize işleyen Münir Özkul olmalı yeni neslin hayatında. Adile Naşit olmalı mesela, tüm içtenliğini gözlerine taşıyan Fatma Girik, adam olması gereken çocuklara yol gösterecek Barış Manço olmalı. Cem Karaca anlatmalı tamirci çıraklarına imkansız aşkları, Kadir Savun öğretmeli merhameti, bir Ekrem Bora olmalı ki sinemada karakter oynamalı. Her seferinde kaybederek kötülüğün kötü olduğunu anlatabilecek Erol Taş olmalı.
Yeni yetişecek çocuklarımızın hayatına girmeli çocukluğumuzun kahramanları. Erşan Kuneriler değil. Sahnede, beyaz perdede canlandırdıkları karakterler dışında yaşayış şekilleri halka tevazu ile yaklaşımları örnek davranışları ile yön verenler olmalı. Onlara müziği, sinemayı, tiyatroyu sanatı sevdirecek örnek insanlar gelmeli.
Hal böyle olunca Sadri Alışık’ın Serseri Filminde ki o repliği geldi aklıma
‘Gidene de kalana da selam olsun’
Lakin gelin görün ki ‘halk bunu istiyor’ klişesinin arkasına sığınarak ürettikleri içeriklerle televizyonları zaman öldürme aracı haline getirdiler. Hiç sordunuz mu kendinize Bizimkiler dizisi neden o kadar çok tuttu ve orada ki oyuncular şöhrete kavuştu. Ya Süper Baba dizisi üzerinden geçen onca yıla rağmen hala hafızalarda. Biraz daha geri gitsek Perihan abla dizisini hatırlarız. Hele Kaynanalar dizisi bugün yayınlansa izlenir. Peki ama neden, neden bu diziler tuttu. Cevap aslında basit çünkü bizden hikayelerdi, çünkü orada anlatılan bizdik, karşı komşumuz bakkalımız kasabımızdı orada izlediklerimiz. İkinci bahar da izlediğimiz Türkan Şoray her kadının verdiği mücadeleyi veriyordu. Bizdik oradaki figüranlar.
Sonra birden aldılar elimizden bizliğimizi. Başka hayatlar koydular önümüze. Konaklarda yaşayan zengin kibirli iş adamları acımasız şımarık oğulları ile kabusa çevirdiler Fatmagül’ün hayatını, mafyalar sardı her yanı, silahlar patladı çukur bir mahallede ama hiç kimse dur demedi, insanlar öldü mezara girdi lakin polis ne oldu demedi. Yazlık dizilerde yaz aşkları gibi hayatımıza girip çıktı. Zengin kız fakir oğlan hikayesi artık yerini ahlaklı kız zampara oğlan hikayesine döndü. En çok izlenen diziler yurt dışından devşirdiklerimiz onlar bile 3 sezon dayandı.
Bizden olmalı hikayeler. Biz olmalıyız ekranda beyaz perdede yoksa gelip geçici içeriklerle ne kendimiz olabileceğiz ne de bir başkası. Yazımın başlarında da dediğim gibi hayat geçici Cahit Sıtkı Tarancı’nın dediği gibi
‘Bir kere adın çıkmış misafire. İstesen de istemesen de gideceksin’
SÖZLER BİTER USTALAR GİDER …
SANATLA KALIN EFENDİM...

Tarih: 11 Ağustos 2022 Perşembe    Hit: 1159




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol