29 Mart 2024 Cuma   

Necmettin Sönmez / Sonart Yön. Kur. Bşk. / Üretim Kanadı

SANAYİ VE EĞİTİM

 

Merhabalar, saygıdeğer Paşavizyon okurları.
Pandeminin kısmen etkili olmasını geride bıraktığımız şu günlerde, havaların da ısınması insanlardaki moral motivasyonunu biraz olsun olumlu etkiledi ve insanlar kendilerini evin dışında vakit harcama sosyalleşmeye, bir anlamda eski dönemlerde alışık olduğumuz şekilde yaşamaya imkan sağladığı şu günlerde Türkiye’nin önemli problemlerinden biri olan işsizliği ve işe uygunluk konusunu ele almak istiyorum, izninizle.
Ülkeler geleceklerini, beş yıl, on yıl hatta yirmi yıl sonrasını planlayarak eğitimde, sanayi de ve tarımda bu planlamaya göre programlıyorlar ve gelecek planları yapmak zorundadırlar. Bu planlar ve programlar kesin olmalıdır ve süreleri dolmadan kesinlikle değiştirilmemelidir. Tabidir ki, bu programlar yapılırken konunun uzmanları stratejileri tespit etmelidir. Konuların uzman olmayan kişiler tarafından yani liyakatsiz kişiler tarafından geliştirilen programlar hem enerji ve zaman kaybına sebep olmakta hem de bu boşa geçen zaman zarfında problem büyüyerek içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Her gelen hükümet her değişen bakan eskiyi beğenmiyor değişik bir sistem uygulamaya başlıyor. Son yirmi yılda, dokuz eğitim bakanı değişti ülkemizde yine bu süre içinde on beş kez sistem değişti. İlkokula başlayan bir öğrenci tahsilini bitirene kadar neredeyse, her yıl sistem değişikliği ile karşılaştı son yirmi yılda. Durum böyle olunca da yetişen kişilerin eğitim kalitesi çok düşük oluyor. Bu durumu yaratan talebelerin tembel ve yeteneksiz olmaları değil tabidir ki. Böyle bir sistemde en masum olanlar gençlerimiz tabii.
Sanayi kesimine sorsanız ara eleman bulamamaktan yakınırlar. Devlet üniversite mezunlarımızın çoğu iş bulamamaktan yakınırlar, mühendisliği bitirmiş donanımlı bir gencimiz ne olursa olsun iş arıyorum hatta temizlikçi olarak bile çalışırım derken, Devlet hâlâ üniversite açmakla övünüyor. Bu popülist yaklaşımlar hem ülke kaynakları heba ediliyor hem de gençler ve gelecekleri heba ediliyor, sonrasında meydana gelecek sosyal uçurumlar cabası.
Yıllardır sanayi kesiminin talebi olan yetişmiş ara eleman taleplerini karşılayacak Sanat okulları veya meslek liselerine gereken önem verilmemektedir. Meslek lisesinden mezun olan bir genç, üniversiteye giden bir gence göre çalışma hayatına başlama şansı dört, beş yıl daha önce olmakta. Bu dört, beş yıl içinde de eğer çalışırsa tecrübeli işinin ehli bir meslek sahibi genç olmakta, geliri ve statüsü ona göre de yüksek olmaktadır.
Bizim işletmemizin faaliyet gösterdiği bölgede bir meslek lisesi bulunmaktadır. İlk açıldığı yıllarda müdürleri, eğitim görevlileri öğrencilerine bir işletme imalat yapan bir fabrika görmeleri açısından ziyaretler yaparlardı ve biz de kendilerine meslek liseli gençleri üniversitelilere göre daha şanslı olduklarını her konuşmamızda söyledik ve söylemeye de devam ediyoruz. Her yıl onlarcası işletmemizde staj dönemlerini geçirmektedirler. Fakat kaç yıl geçtiği halde hiçbir üniversitelilerden işletmemizde staj yapması için müracaat eden olmadı bile. Üniversitelerin sanayi ile iç içe çalışması gerektiği halde hiç böyle bir çalışma ne, Üniversitelerce ne de eğitim bakanlığınca yapılmıyor. Metordan bir haber makine mühendisleri, boya karışımının ne olduğunu bilmeyen kimya mühendisleri bir işlemeye girdiklerinde her şeye sıfırdan başlamak zorunda kalıyor.

Türkiye eğitimine bu kadar üniversite çok gereksiz, en az yarısı sanat okulu veya meslek liselerine çevrilmesi hem sanayiye büyük katkı sağlar, hem de milli kaynaklarımız fuzuli yere heba olmamış olur. Gençlerimiz de enerjilerinin en yoğun olduğu yıllarda çalışma hayatına atılmış ve ekonomiye katkıda bulunmuş olacaklardır.
Hoşça kalın, sağlıkla kalın saygıdeğer okurlarım.

Tarih: 19 Haziran 2022 Pazar    Hit: 1196




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol