20 Nisan 2024 Cumartesi   

KÖŞE YAZARLARI

Cemil SAĞLAM
Sizlerle birlikte 16 yaşındayız Naser ŞİMŞEK
Oyumuzu hizmet edene mi, tatil yapmak için gelene mi verelim! Muhammed SANCAKTAR
Çanakkale Savaşı’nın Türk tarihindeki yeri ve önemi Leyla ALTINTAŞ
Egzersiz ve bağışıklık sistemi Refika BAĞCI
Çocuk eğitiminde babanın yeri ve çocuğun hayatındaki önemi Eda Yıldız Karadağ
Her kesimin oturduğu koltuktur Berber Koltuğu Av. Ali Kahraman
Genç bir bireyin gözünde şekillenen Türkiye fotoğrafı-2 Bekir Taner ATEŞ
Kadir Gecesi Fatih ŞENGÜLER
21 bin liralık avantajı kaçırmayın Muammer KÜTÜK
İlk kez ev alacaklara düşük faiz müjdesi! Mustafa HATİPLER
Şimdi olmazsa ne zaman? Ali Rıza ŞEREN
Yol yapmak Necmettin Sönmez
Seçime doğru Mustafa SÖNMEZ
Hiç bekleme ver Ekrem’e İbrahim GÜLLE
Ramazan’da bu dişleri ne yapalım? Sadık KAHRAMAN
Sorulacak çok hesap var! Rafet ULUTÜRK
8 Mart Kadınlar Günü İlyas ÇAĞLAYAN
8 Mart kadın ve sanat Ümit ALBAYRAK
Seçimler ve spor Ercan GÜL
Çocuklarda sporcu beslenmesi

SANAT VE AHLAK ÜZERİNE

 

BİR ÖĞRETMENİM vardı lise yıllarında, karatahtayı ikiye ayırmış ve demişti ki: Gençler iki şeyi birbirine karıştırmayın! İstenir bir hayat için yazmıştı, bir yana GÖREV, diğer yana EĞLENCE.
Karıştırılmayacak şeyler vardır hayatta, karıştıkca hayatımızı zorlaştıran. Son zamanlarda daha dikkatli bakar oldum hayata hayatlara.
Önyargılarla yaşayan bir toplum görüyorum hep. Önyargılarını kutsayan, pek düşünmeyen, düşünmeyi sevmeyen, düşünülmesi gerekenleri de önyargılarına teslim eden, hayatı anlamadan yaşayan. Vede benim, düşündükçe hüznümü artıran.
Ama bir eksik var HİSSETTİRTEN ! 
Birileri hayatı soğurmalı, hayatı bize anlatmalı. Canlıyı, insanı, toplu halde insanı, yaşamı, acıları, kederleri , hüzünleri, sevinçleri, onurları, mutluluğu, umudu, umutsuzluğu. Birileri hayata daha dikkatli bakıp anlatmalı. Ve aydınlatmalı hayatları. Hayatlara anlam katmalı. Hissettiğini hissettirtmeli. Aydınlatmalı köleleşen hayatları, insanları, insan olmayı hatırlatmalı.
Ben doktorum arkadaşlar, size nasıl anlatsam; anestezi, bilirsiniz ameliyatta size hiçbir şey hissettirtmez. Anestetik olursunuz. Estetik ise tam tersi, hissetmeniz gerekeni hissettiğiniz durum. Yani olmanız gereken.
Estetik'in arapçasıdır SANAT. Sanatçı da, Estetikçi o zaman. O da hissettirtici. Hissettirtmeli gözümüze, kulağımıza, tenimize, beş duyumuza ve de hepsini birleştirip aklımıza. İşte ona denir sanatçı, ona denmeli sık kullandığımız adıyla benim yurdumda.
Ama karıştırdık bir şeyi, Görevi ve Eğlenceyi. Şimdilerde sanatçı deyince hep eğlendirici geliyor akla. Ve Sanat, Estetik maskelenmekte her gün eğlenceyle. Değerini, ciddiyetini kaybetmekte SANAT.
Sanat ve Eğlenceyi karıştırdık.
Eğer hayatı, elinizle düşüncelerinizle, hayalinizle, kurgularınızla yapar, ortaya koyarsanız Sanatçı olursunuz. Ama bunu bizzat kendinle hayatta yapma sanatının adıdır AHLAK. Değerlerle mayalanmak ve hayatını sanat yapmak.
İyiyi, güzeli, estetiği hayatta göstermektir Ahlak; söylemek aktarmakta Sanat. Yani ahlak, kendimizle yaptığımız sanattır zaman ve mekanın tuval olduğu bir resim gibi.
Bir başka şeyi daha karıştırdık hayatta DİN ve AHLAK.
Ahlak olmazsa olmazdır. Din ise ona ulaşmak için bir araç. Ahlak asıldır aslında, dinin de ulaşmak istediği. Dini işaretler ahlak işareti gibi algılandı. Dindar görünümlüler de ahlaklı.
Ama araçlar hep amaç içindir. Karıştırmamalı.
Ama biz karıştırdık DİN ile AHLAKI, EĞLENCE ile de SANATI.

Tarih: 18 Ekim 2016 Salı    Hit: 3439




  • Uğur Çevik  29/10/2016 12:21:40

    Aytekin Hocam, Sanat ve Ahlaki ne güzel yorumlamissiniz. Umarım ki kişiselleştirilmiş kendi kuralcı kirli anlayışlar daha da fazla ileri gitmek. Ne güzel demiş ; Abdullah bin Abbas Ahlâksızlık, ahlâkın var oluş nedenidir. Saygılarımla.