Naser ŞİMŞEK / İnşaat Mühendisi / Teknik Bakış

RUSYA-UKRAYNA-PAKİSTAN-MACARİSTAN

3 Nisan günü dünya basını, Pakistan'ın mevcut Başbakanı İmran Han'ın verdiği demeç ile Pakistan'da neler oluyor sorusuna cevap aramaya başladı. Rusya ve Putin'e yakınlığı ile tanınan Başbakan'a karşı, muhalefetin hükümeti devirmek için yapacağı güven oylaması ve Başbakan İmran Han'ın açıklamalarının ardından ABD-Pakistan ilişkileri daha da gerginleşti. Başbakan Han, ABD'ye muhalefeti kullanarak ''uluslararası bir komplo'' yaptığı suçlamalarını yöneltiyordu.
ABD Dışişleri Bakanlığı iddiaların gerçeği yansıtmadığını söylerken, Pakistan'daki gelişmelere ilişkin ise, "Gelişmeleri yakından takip ediyoruz ve Pakistan'ın anayasal sürecini, hukukun üstünlüğünü destekliyor, saygı duyuyoruz" dedi. Neymiş ''hukukun üstünlüğü'' veya onlara göre ''üstünlerin hukuku''. Kendilerine göre Dünyanın 2. veya 3. sınıf ülkelerini yönetmek adına yarattıkları büyük yalan!
Sonuçta ne oldu İmran Han gitti, malumun desteklediği Şahbaz Şerif yeni başbakan seçildi.
Yaşasın ''üstünlerin hukuku''!
Yine 3 Nisan'da Macaristan'da genel seçimler yapıldı. Malum Batının! istediği ve merakla beklediği soru Rusya ve Putin yanlısı mevcut Başbakan Victor Orban bu seçimle devrilecek miydi? Bu hedef doğrultusunda altılı muhalefet bloğu oluşturuldu (ne tesadüf, yabancı geldi mi!). Maddi manevi her türlü imkan farklı şekillerde bu muhalefet bloğuna sunuldu.
Sonuç; Victor Orban'ın ''Öyle büyük bir zafer kazandık ki Ay'dan bile bakıldığında görülebilir. Ve tabii ki Brüksel'den de'' sözleriyle hayal kırıklığına sebep oldu. Bizim altılı masadan bu seçim sonuçlarına karşı herhangi net bir açıklama göremedik, +1 farkla.  Macaristan seçim sonuçlarına ilişkin yorum, HDP'nin tutuklu eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'tan geldi. Macaristan'da 6 partinin bir araya gelmesini Türkiye'ye benzeten yaklaşımlara yanıt olarak Demirtaş "Herkesin atladığı bir şey var, Macaristan'da HDP yok" dedi. Yani 7. ortak “Bizdeki altılı masanın gerçek patronu benim. Benim dediğim olur” diyor. Milliyetçi, muhafazakar, felsefelerinde sözde Misak-ı Milli sınırlarına her daim atıfta bulunanlara duyurulur!.
Victor Orban seçim zaferinden sonra çok önemli bir tespitte daha bulunuyordu; Macaristan karşıtı olarak gördüğü sözde demokrasi güçlerinin kendilerini yenmek için harcadığı her kuruşun "pencereden atıldığını" söyledi. "Bize karşı olan tüm bu güçlerle savaşmalıyız" diyen Orban bu güçleri, Brüksel, medya organları ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelensky olarak sıraladı.
Gelelim yaklaşık 2 aydır devam eden Rusya-Ukrayna savaşına.
Birçok askeri otorite bu savaşın kısa zamanda Rusya'nın zaferi ile sonuçlanacağını düşünüyordu. Ancak öyle olmadı. Perde arkasındaki güçlerin her türlü desteği ile savaş gittikçe uzuyor. Rusya, Kiev'den vazgeçerek Ukrayna'nın doğusunu kontrol altına alarak NATO nedeni ile oluşabilecek kendi güvenliğini teminat altına alma hedefinde. Savaşın ilk günlerinde barış için hedeflerinden vazgeçtiğini dile getiren Zelensky, bu tutumundan uzaklaşmış / uzaklaştırılmış görünüyor. Malum Batının Putin'li Rusya'yı zor duruma düşürmek hedefi için kendi milletini, memleketini yokediyor. Malum batının şu an oluşturduğu silahlanma pazarı yarın kendisini Ukrayna'nın yeniden imarı için katmerli bir pazar olarak devam edeceğe benziyor. Ukrayna bağımsızlığını kazanmak için adeta bağımsızlığını kaybeden ülke oldu. Devlet Başkanını seçerken acaba kaç Ukrayna'lı bunu düşünebildi veya görebildi.
Kıssadan Hisseler.... Görebilmek umuduyla.
Bu vesile ile şimdiden Ramazan Bayramımızı Tebrik Ederim.