24 Nisan 2024 Çarşamba   

Ümit ALBAYRAK / Gazeteci Yazar / Yiğitçe

NE BU ŞİDDET!

 

ÖNCELİKLE yazıma başlamadan önce bir yanlış anlaşılmayı ifade etmek istiyorum. Yaklaşık bir yıldır bu köşeden okuyucularımıza elimden kaldığı kadarıyla düşüncelerimi aktarıyorum. Hiç ünlü olma, tanınma gibi bir derdim olmadığı için de fotoğrafsız olarak yazılarımı yazıyordum. Bazı okuyucularımız fotoğrafım olmadığı için Yiğitçe köşesini yazanın Genel Yayın Yönetmenimiz Cemil Sağlam olduğunu sanıyormuş. Tüm bunlara son vermek için fotoğrafımı artık köşe yazımda kullanmaya karar verdim. İşte karşınızda ben!
***
Aslında bu yazıyı geçen ay yazacaktım ama acil olarak şehir dışına gitmem gerektiği ve gazeteye gönderemediğim için bu ayki sayımızda yazıyorum. 
Sokakta şiddet, evde şiddet, işte şiddet, her yerde şiddet…
IŞİD, Müslüman devlet kuracağı gerekçesiyle en akıl almaz yöntemlerle insanları öldürürken, diğer taraftan da gazete ve televizyonlarda hemen her gün şiddet, hatta cinayet haberlerine rastlıyoruz.
Ülkemizde Dolmabahçe ve Sultanahmet saldırıları yapılırken, Paris’te yapılan katliam tüm dünyada büyük tepki çekti. Ancak o Fransa ki geçmişte Cezayir’de binlerce kişiyi katletti. 
Filistin’de, Irak’ta, Suriye’de, Mısır’da, Bosna’da ve Doğu Türkistan’da binlerce Müslüman katledilirken sessizliğini koruyan dünyanın, şimdi ayağa kalkıp, Müslümanlar aleyhine kara propaganda başlatması ise tek kelime ile ikiyüzlülüktür.
Dostoyevski, “Düştüğünde yanında olan değil, kalkman için elini uzatan dosttur. Unutma, kötü günde katkısı olmayanın iyi günde hissesi yoktur” demiş. Bu bağlamda son olaylara göre Müslümanların kendinden başka dostu yok gibi. 
Ve de Mevlana da şöyle demiştir; “Yaşadığın dünyaya bak; Yüce Allah, hangi eserini sevginin kucağında büyütmemiş? Neden okşamak ve kucaklamakla gidilecek yere, tekme ve tokatla erişmeyi tercih edesin?”
***
Toplumumuzda da şiddet eğilimlerinde de büyük artış var. 
Aile yapısı, çevre etkisi ile kötü alışkanlıklar edinen kişilerin suç işleme eğilimi de artıyor maalesef.
İnsanlar, çeşitli sebeplerle şiddete eğilimli olmuş. ‘Yan baktın’ diye adam öldüren ve ‘Bana çarptın’ diye insanları yaralayanları hatırlıyoruz. Anlayacağınız tahammülsüz bir toplum olup çıktık. Peki, bu şiddet niye? Kendimizi neden kaybediyoruz ve çevremize insanlara, doğaya  zarar veriyoruz? Bu sorular uzayıp gider.
Siyasilerin, liderlerin veya yöneticilerin yaptıkları konuşmalar ve uygulamalar da toplumu sürekli geriyor. Gerilen insanlar da şiddete yöneliyor.
Toplumda, şiddeti ve kötülüğü hastalık nedeniyle yapanlarda var. Ve bu tip kişiler aramızda dolaşıyor. 
Toplumun içinde dini, rengi, ırkı, mezhebi ayrı insanlar bulunuyor. Tek devlet ve tek millet kavramından hareketle vatanımızda, birbirimizi kırmadan, ayrım yapmadan, kardeşçe yaşamak en büyük dileğimiz.
Sözlerime Mevlana’nın şu güzel dörtlüğüyle son veriyorum.
Sağlıcakla kalın.
***
Misafirsin bu hanede ey gönüI
Umduğunla değil bulduğunla gül
Hane sahibi ne derse o olur
Ne kimseye sitem eyle, ne üzül.

Tarih: 14 Ocak 2015 Çarşamba    Hit: 1050




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol