26 Nisan 2024 Cuma   

Mustafa SÖNMEZ / Araştırmacı / Yazar / İSAR

MONGONGO CEVİZİ

 

Güzel yurdumun gündemi yumurta haşlanana kadar değişmeye devam ededursun önümüzdeki yıl Haziran ayının seçimlere ayrılacağı artık kesin sayılır. Kesin sayılır diyorum; haşlanmış yumurta kafalının birinin çıkıp bir ihanet örneği ya da girişiminde bulunması ihtimalini az da olsa önemsiyorum.
Vatandaşlar ikiye bölünmüş, ana-bacı, abi-kardeş, baba-oğul birbirine küsmüş, ittifaklar Apo’yu ve Demirtaş’ı aralarında paylaşmış, HDP seçmeni üzerinden siyaset kartı piyasaya sürülmüş,monarşimsi bir hükümet sistemi, uyum yasaları çıkarılmadığından  kendine has bir halden kendine daha has bir hal  almış derken; bu ayın ilk haftasında yürürlüğe giren seçim kanunlarında değişiklik yapan kanunla halkın seçim iradesi cebren cebir derslerinden mezun olma zorunluluğuyla karşı karşıya bırakılmış. Ukrayna karışıkken, Pakistan doğranmış vs vs…
Bir tarafta parti genel başkanı olmalarına rağmen ülkeyi yönetmeye talip olamayanlar, diğer tarafta yönettikleri ülkeyi ölçek bazında aldıkları noktadan daha geriye götürenler ve diğer tarafta maalesef biz. Bu köşede yaklaşık sekiz yıl önce yayınlanan bir yazımda “Türkiye’nin özellikle dünyadaki gelişmelerden dolayı rahat yüzü göreceği günlerin geride kaldığını” not etmiştim. Fakat içeride hiç bir zaman gündemimize gelmemesi gereken sorunların bugün en hayati, en kronik başlıklar halini alacağını beklememiştim. Sonuçta bu işi yapacaklar vardır diye düşünüyordum. Yokmuş.
Her fırsatta bu ülkenin toprağına dönmesini, yarın olası bir savaşta cepheye buğday ekmeği götüremeyecek duruma geleceğini, köylünün  yumurtayı bile bakkaldan parayla aldığını, iklimlerin aleyhimize geliştiğini, her türlü rüzgarın her yönden estiği bu harika ülkede bir tarım-hayvancılık atağının derhal başlatılması gerektiğini söylemiştim.
Onun yerine  kimin rakı-balık, kimin  manda yoğurdu, hurma, kestane balı yediği daha çok ilgimizi çekti. Domuzu kimin yediğini ise hiç kimse konuşmadı.  Paramız altı ayda %75 değer kaybetti. Enflasyon resmi rakamlar ki hiç inandırıcı değil % 60’ı geçti. Sıradan bir vatandaş varlığının, emeklerinin, çalışma süresi boyunca kazandıklarının  sadece yarısını “faizcilik-kurculuk-ekonomicilik” oyunlarında kaybetti. Yeteneksiz, silik, kolay söz geçirilecek, biat kültürünün ürünü, emredilen herşeyi sorgusuz sualsiz yerine getiren tiplerle sistem maalesef son deliğine kadar tıkandı.
Ama yine de umut var. Evrimcilerin tasnifine göre homo habilisle, homo erectus arasında habilise çok yakın bir yerlerde konumlanan düşük ve orta gelirli halk için bir umut var. Saray ve saraylıların seçkin homo saphiensleri unutmuş olabilir ama insanların ataları, meyveler, kabuklu yemişler, yapraklar, otlar ve börtü böceklerle beslenirlerdi. Bugünün homo habilisleri olan bizler de mülkiyet sınırına takılıp meyve ve kabuklu yemişler yiyemesek bile sahipsiz arazilerde yaprak ve börtü böceklerle beslenerek yüzbin yıl önceyi canlandırabiliriz. Bundan hem atalarımız hem de umurlarında olmadıklarımız da ayrı bir mutluluk duyarlar. Bu sayede hala bal tutanlar parmaklarını yalar dururlar.
Biz habilislere düşen ise binlerce yıldır ihmal ettiğimiz atalarımızla soy ağacı bilgilerine e-devletten ya da nüfus idarelerinden ulaşıp iletişime geçmek ve en kısa zamanda bizlere mongongo cevizi göndermelerini istemek. Etten daha çok protein, bakliyatlardan daha çok kalori içeren mongongo cevizini  yaprak  sararak mı makaraya sararak mı tüketeceğiz  onu ben de bilmiyorum. Bir sonraki yazımda atalarımızı bulmuş, birkaç konteyner mongongo getirmiş ve yeni tarifler öğrenmiş olursam paylaşırım.
Tüm habilislere ve erectuslara selam…
Atalarımızın da Ramazan Bayramını kutluyorum.. Hele mongongo göndersinler, savanada onlar gibi dal-yaprak gezmezsem bayramı görmeyeyim.

Tarih: 18 Nisan 2022 Pazartesi    Hit: 2125




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol