Necmettin Sönmez / Sonart Yön. Kur. Bşk. / Üretim Kanadı

MİLLİ SERVETİMİZ ORMANLAR...

 Saygıdeğer Pazaşavizyon okurları, 2022’nin en sıcak günlerinden merhabalar.
Sıcak demişken, sıcak günleri daha da hareketli bir duruma sokan Orman yangınlarından bahsetmek istiyorum.
Son yıllarda giderek artan bir hızla yangınlarla, milli varlıklarımız olan ormanlarımızı kaybediyoruz. Önceki yıllarda, bir, bilemedin iki gün orman yangınları olur ve kısa sürede söndürülürdü. Şimdiki orman yangınlarının şeklide değişti, yanan bir yer haftalarca söndürülemiyor. Oysa Orman Bakanlığı çalışan sayısı arttı, araç ve söndürme elemanları arttırıldı ve modernize edildi, fakat nedense bir bölgede çıkan yangın diğer bölgelere, yerleşim alanlarına, turizm merkezlerine kadar yayılarak haftalarca sürüyor.
Ülkemizin birçok yeri orman zengini iken şimdi yakın bir gelecekte Ege ve Akdeniz bölgesinin önemli bir kısmı hızlı bir şekilde çölleşmeye doğru gidiyor. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde, Kaz Dağlarından yola çıkan bir sincap hiç yere inmeden ağaçtan ağaca atlayarak Mezopotamya’ ya kadar gidebileceğinden bahsediyor. Ne oldu bu ormanlara? Cumhuriyet öncesi devirlerde evlerimizin tamamı ağaçtan, ahşap olarak yapılıyordu. Ormanlarımızın en kaliteli ağaçlarının bir kısmı bu amaçla kesildi. Sonra da beton yüksek binalar yapmak için ormanları da yaktılar. Dünyanın birçok yerinde konutlar kömür ve doğalgaz ile ısınırken biz çok kısa bir süre öncesine kadar odunla ısındık. Baltayı eline alan ormana daldı. Bilinçli bir şekilde kesilse oda iyi, ne yazık ki herkes evine en yakın yerden ormana dalarak önüne geleni kesti de kesti, hem kendine tarım alanı çıkardı, hem de bir güzel ısındı. Ormana yakın insanlarımıza, orman köylülerimize ormanı kesmeden, yakmadan çeşitli yöntemlerle çok daha fazla gelir elde edilebileceğini öğretemedik. Orman Müdürlüklerinin elinde bu kadar kadro, Orman Bakanlığının bu kadar fazla teşkilatı var iken herkes kendi haline bırakılmış, eğitim ve yönlendirme için herhangi bir çaba harcanmamış. Dededen kalma yöntemlerle devam edilince de genç nüfusu bu dağ ve orman köylerinde tutmak mümkün olmamış. Yerleşik nüfusun zaman içinde yok olmasına mı yanarsın, milli servet ormanlarımızın yok olmasına mı yanarsın. Aynen fıkra gibi, deveye sormuşlar “boynun neden eğri” deve de “nerem doğru ki” cevabı gibiyiz. Bu kadar büyük anlı şanlı Üniversiteler, Orman Fakülteleri, öğretim görevlileri, bürokratlar, binlerce kadrolar, hepsinin içi boş birbirinden habersiz kurumlar. Üniversiteler Orman Mühendisleri yetiştiriyor, Bakanlık Genel Müdürlükler ormanla ilgisi olmayan adamlarla doldurulmuş. Ormanlar yanarken Tarım ve Orman Bakanımıza “Yangın söndürme uçaklarımız niye çalışmıyor” diye soruluyor, envanterimizde yangın söndürme uçağımız yok diyor. Diğer taraftan Türk Hava Kurumu eski çalışanları cüzi bir bakım masrafıyla çalıştırılabilecek birçok uçağımızın olduğunu açıklıyor. Başımızda liyakat sahibi kimseler olmadığı müddetçe bütün işlerimiz deve misali yamuk gitmeye devam ediyor.
Çok yakın bir gelecekte, ormanlarımızın kıymetini bilen, maddi çıkarlar için ormanlarımızı feda etmeyecek bilince sahip yöneticilerle yönetilmeyi ümit ediyor, sizlere hayırlı yazlar diliyorum.
Yeni hicri yılınızı kutlar, sağlıklı, başarılı ve hayırlı bir yıl olmasını dilerim.
Hoşça kalın, sağlıkla kalın saygıdeğer Paşavizyon okurlarım.