29 Mart 2024 Cuma   

Sadık KAHRAMAN / Gazeteci Yazar / Şehir ve İnsan

MAYMUNUN KIÇI...

 

BİR DİKTATÖR lafıdır, almış başını gidiyor. Sosyal medyada en aşağı küfürlerle saldırdıkları Türkiye’nin seçilmiş Cumhurbaşkanına diktatör diyen beyin fakirleri, her geçen gün söylediklerinin altında biraz daha eziliyor. Demirtaş'ın "Biz Kürdistan'ı kuracağız!" söyleminden sonra, İzmir'deki, Bodrum'daki beyaz Türklerimiz acaba ne hissediyor?
Rivayet odur ki dans kurslarında hüzünlü melodilere ayak uyduruyorlar. Demirtaş'ın bale kursuna gönderdiği çocukların haberini duyunca nasıl sevinmişlerdi? 
Ancak gerçekler acı, Demirtaş doğudaki kuklalarını hendeğe, dağa yönlendiriyor;  Batıda ise, Avrupa’lıcılık oynuyor. Hendek siyaseti Demirtaş'a pahalıya patlayacaktır.  Adeta teröre destek için yayınlanan bildiriler, verilen emek,  gösterilen çaba fayda getirmeyecektir. 
Bu arada % 49.5 oy almış bir partinin milletvekilleri nerede ne yapıyor acaba?
Doğuda hendekler kazılıyor, terör propagandaları  gırla, ülkenin Başbakanına, Cumhurbaşkanına galiz küfürler ediliyor, ama milletvekillerinden çıt yok.!                                                                     
Dokunulmazlıklarını “kıyak” emeklilik ve trafikte, kullanıp egolarını tatmin ediyorlar herhalde. 
Hani “dava”, hani ilk günkü aşk? 
Hiçbirşey bilmiyorsanız, TRT’yi basan vekillerimizden ders almalısınız... 
Bu sadece Erdoğan ve Davutoğlu'nun meselesi  mi?
***
Cuma namazı düzenlemesi, beklenen tepkiyi beraberinde getirdi, çünkü gelenektir. 
Bu ülkede bir türlü "biz" olamıyoruz. İnsanların inançlarına üstelik, kahir ekseriyetinin, inancına saygı göstermeyi bir türlü öğrenemedi kimileri.!  
Kısaca 2.sınıf insan muamelesi yapılan kesimin, gözlerine yaş, gönüllerine hüzün bıraktılar. 
Sultanahmet patlamasıyla, ‘katil devlet’ sloganı atmak için pusuda bekleyen vatansızlara yine adeta iş çıktı. Fransa'da patlama olduğunda "Fransa çocuklarına ağlıyor" deyip, gözyaşına boğulan medyamız, Sultanahmet'te olduğunda "Katliam ülkesi!" diye manşet atıp aşağılık kompleksine olan yenilgisini, bir kez daha ispatladı.  
Bu baskın kesim, örgüt dışı bir yaşamı adeta yok sayıyor. Örgütsüz cemaatsiz hayat onlar için düşünülmesi kabul edilmesi mümkün olmayan bir hayattır... 
Ama buna alışmak zorundalar. Artık “saygı” karşılık bulmaz ise, “saygısızlık” karşılık bulur.  
Cani terör örgütü ile paralel örgüt kol kola.  Destekçi, korosundaki,  “çeşitli “ fakat “uyumlu” bir çalışmayla, ülkenin huzurunu bozanları gören millet, “maymunun kıçı” kadar açık bu filmi beğenmiyor. Aydınların masumlaştırma çabaları da beyhude, haberiniz ola...   
Sokakları kışkırtanların hayatları, hendeklerde değil, kırmızı halı üzerinde viski kadehi, rugan şıklığı arasındadır. 
Dışardan her türlü desteği  gören “taşeron örgütler” felakete kulaç atıyor. Ok yaydan çıktı. 
Millet bıktı, Devlet kararlı vesselam… 

Tarih: 20 Ocak 2016 Çarşamba    Hit: 1720




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol