19 Nisan 2024 Cuma   

MACARİSTAN VE TÜRKİYE AYNI HEDEFE KOŞUYOR -2-

 

GEÇTİĞİMİZ yıl Macar Hükümet Başkanı’nın 180 kişilik kalabalık bir resmi ve işadamı heyeti ile ülkemizi ziyaret etmesi ve kendisinin o dönem kullandığı '' Şu an yaptığımız ziyarette, Macaristan'dakinden daha fazla Bakanımız Türkiye'de benimle hazır bulunuyor''  cümlesi de Türkiye'ye iki ülke ekonomik ilişkilerine verdiği önemi göstermektedir. 
Kendi ifadesiyle gönüllerinde 2020’ye kadar iki ülke arasındaki dış ticaret hacminin 5 milyar ABD Dolarına çıkarma hedefi  yatmaktadır. Bu konuda iki ülke arasındaki tüm işbirliği anlaşmaları imzalanmış olup, her iki ülke yatırımcılarının adımları beklenmektedir.  Ben özellikle bir konuya vurgu yapmak istiyorum. Macaristan'da iktidarda bulunun Orbán Hükümeti ile  Ak Parti hükümeti  gerek iktidarları öncesindeki ülkelerinin içinde bulunduğu ekonomik bunalımların, gerek seçmenlerinin profilleri, gerekse merkez sağ hükümeti olmaları, hatta iki önceki Başbakan’ımızın, şimdiki Cumhurbaşkanımızın kişiliklerinin dahi  benzerlikler arz etmesinin  büyük bir şans ve imkan olduğu kanısındayım. Türkiye 2002 seçimleri öncesi, Macaristan’da 2010 seçimlerinde aynı ekonomik krizin etkisindeydi. Her iki parti de parlementonun büyük bir çoğunluğunu arkalarına alarak tek parti hükümeti kurmuştur. İki ülke politikaları arasında da yer yer paralellikler görülmektedir. Şunu unutmamak gerekir ki; güçlü ve tek başına gelen hükümetler güven ve siyasi istikrar demektir. Bu da aynı zamanda ekonomik istikrar demektir. Yatırımcı  önünü görmek, süreklilik ve güven ister.
Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin kurulmasına dair ortak siyasi bildiri imzalandı.
 Macar Başbakanı’nın bir demecinde de ifade ettiği Macaristan'daki krizin Türk yatırımcıları açısından önemli bir fırsat olduğu açıklamasıydı. Gerçekten de Macaristan'da gerek gayrimenkul, sanayi yatırımları gerekse diğer yatırım kalemleri şu anda uygun ve  kolay ulaşılabilir olup oldukçada  caziptir . Belki bir kaç yıl sonra bu fırsatlar ele geçmeyebilir. İşadamlarımızın bu konuyu değerlendirmelerini şiddetle önemsiyorum.
Sonuç olarak iki ülke arasındaki bu dostane ve samimi ilişkilere şahit olmaktan menmuniyetimi ifade etmek istiyorum. Önümüzde tüm altyapısı hazır olan Avrupa'nın merkezinde bir pazar var. Türkiye'nin Avrupa Birliği yolunda ve vize muafiyeti girişimlerinde her zaman desteğini aldığımız AB üyesi dost bir ülke var. İki ülke ilişkilerinin zirveye çıkarılmasında bunun için tüm adımları atmış olan hükümetlerimiz ve iradeli Başbakanları var. Bundan sonrası ticari aktörlerin yapacağı atılımlarla şekillenecektir. Kardeş şehir ilişkilerinin ve üniversiteler arası işbirliklerinin de güçlenerek devam ettiğine şahit oluyoruz. Düşüncem odur ki konulan hedefin uzak olmadığı kanısındayım.

Tarih: 14 Şubat 2015 Cumartesi    Hit: 2221




  • Seda Banu Yaşar  15/02/2015 12:54:56

    Elinize sağlık, harika bilgi ve tecrübe paylaşımında bulunmuşsunuz. Teşekkürler, Seda B. Yaşar